Hastaların yüzde 10’u arasında görülen dar açılı glokom tipinde ise göz tansiyonun çok hızlı yükseldiğini aktaran Dr. Özsoy, “Hastalar bulanık görme, şiddetli göz ağrısı, baş ağrısı, ışığın etrafında gökkuşağı hareleri, mide bulantısı ve kusma gibi şikâyetler yaşayabiliyor” ifadelerini kullandı.
GENETİK FAKTÖRLER ETKİLİ
Yaş, ailede glokom hikâyesi, miyopi veya hipermetropi, geçirilmiş göz travması, kornea (gözün camsı tabakası) kalınlığının ince olması, diyabet, migren, dolaşım problemleri olan kişilerde bu faktörler değerlendirilerek tedavinin planlanması gerektiğini vurgulayan Dr. Özsoy, bu hastaların ileride glokom geliştirme risklerinin normalden yüksek olduğunu ve optik sinirinde gelişebilecek hasarın erken saptanabilmesi için düzenli muayene gerekli olduğunun altını çizdi.
Glokomun daha az görülen tipinde, göz içi basıncı ani olarak yüksek değerlere çıkarak göz çevresinde ağrı, gözde kızarıklık, bulanık görme, bulantı, kusma ve ışıkların çevresinde harelerin görülmesi gibi belirtilerle kendini belli edebildiğini söyleyen Dr. Özsoy, hastalığın çok ileri evrelerinde ise görme alanındaki ileri derecede daralma ve son evresinde bir gözün ışığı bile seçemediği anlaşıldığı durumlar son evrede ortaya çıkan ve kaybın artık tedavisinin mümkün olamadığı evre olduğunu ifade etti.