Gözünüzden kaçmış olabilecek 5 harika animasyon film

Frozen ve Despicable Me gibi filmlerin egemen olduğu bir çağda, çok popüler olmasa da konusuyla kalbinize dokunan iyi yapılmış animasyon filmlerinin güzelliğini takdir etmek çok önemlidir. Makoto Shinkai en iyi 2017 küresel mega hit “Your Name”in arkasındaki yönetmen olarak tanınıyor olabilir, ancak uzun süredir kendisini, düşünceli metafizik olaylarını yalnızca modern Tokyo'nun muhteşem fotogerçekçi işlemeleriyle geride bırakan tekil bir anime yapımcısı olarak kabul ettirdi. 2013 yılındaki kısa filmi “Kelimeler Bahçesi” nesnel olarak selüloit konusunda şimdiye kadar yapılmış en güzel animasyon parçalarından biri olsa da, 2007 filmi “Saniyede 5 Santimetre” Shinkai'nin dünyaya yeni bir hayat getirme yeteneğinin mükemmel bir örneği olabilir Latin Amerika'nın ilk kez Oscar'a aday gösterilen ilk animasyon filmi haline gelen, müzikal odaklı, gözden kaçırılmış olabilecek çok keyifli bir animasyonBüyük şehirde babasını arayan kırsal bir çocuğun bakış açısından film, kabaca çizilmiş karakterler ve kendine özgü grafik, elle çizilmiş arka planlar aracılığıyla çevresel kaygıları, otoriter hükümetlerin yükselişini ve ekonomik eşitsizliği ele alıyor. Gaiman'ın aynı adlı kitabına dayanan Caroline, hem karanlık hem de aydınlık temalarıyla ilgilenen filmin tonunu belirliyor. Kendi adını taşıyan filmin kahramanı Coraline, dikkate değer, alıntılanabilir bir satırda şöyle diyor: Korkmana rağmen ama yine de yapıyorsan bu cesarettir. Senaryosu da görselleri kadar güçlü harima bir animasyon... Fantastik Gezegen. Gezegenin küçücük insan nüfusuna bakılacak evcil hayvanlar veya yok edilecek kemirgenler gibi davranan büyük, mavi uzaylıların yaşadığı bir uzaylı gezegenin alegorik bir hikayesi.Eski bi1973 yılında hazırlanan bu animasyon ön yargılarınızı kıracak. Sert bir bilimkurgu romanının tüm ciddiyetiyle anlatılan, hayvanlara eziyet, önyargı ve boyun eğdirme hakkında merak uyandıran bir şekilde sunulan bir alegori anlatılıyor Bu bildiğiniz animasyonlardan olmayabilir. Bir ekran görüntüsüne bakacak olursak, Don Hertzfeldt'in ilkel çöp adam figürleri ve boş arka planlarıyla “It's That's so Beautiful Day” adlı yapıtı, “En Güzel Animasyon Filmi” başlığı için olası bir seçim gibi görünmüyor. Ancak asla önyargılı olmamak gerek..Hikaye, aynı anda gündelik hayatın en küçük saçmalıklarına ve yüzleşmenin getirdiği kozmik huşu duygusuna odaklanıp sizi çok derinlere götürüyor. Vincent van Gogh'un hayatının son günlerinin izini sürmeye çalışan biyografik animasyon filmi “Loving Vincent”, 2017'de izleiyici ile buluştu. Van Gogh'un resimlerine dayanan çerçevelerin çoğuyla, bu trajik sanatçının vizyonu bize miras kaldı. Animatörlerin yer değiştiren fırça darbeleri daha önce animasyonda görülmeyen bir doku ve canlılık yaratırken, onu çalışmalarıyla bağlantılı olarak anlıyor ve dünyayı nasıl gördüğüne dair dolaylı bir anlayış geliştiriyoruzVincent'in yaşamının teknolojiyle buluştuğu bu filmi mutlaka izlemelisiniz.