Gebe olmayan bir kadın, portakal boyutunda bir rahime sahiptir. Ancak hamilelik döneminde rahim, bebeğe alan açmak için karpuz boyutuna gelir. Doğum esnasında yaşanabilecek kan kaybının önüne geçmek için vücut kan oranında artış görünür. Bazı hamileliklerde kalp, normalden daha çok kan pompalamak zorunda kalır. Bu nedenle kalp büyümesi yaşanabilir fakat bu tür durumlarda bir doktora danışmakta fayda var. Vücuttaki fazla sıvı, diğer dokulara kaçar ve bu da ödem oluşumuna zemin hazırlar. Ayak, el ve burunda görülen şişlikler, zor bir hamileliğe neden olur. Gebelik döneminde hafıza sorunları yaşanabilir, bunun nedeni ise değişim gösteren hormonların, bellekte yarattığı boşluklardır. Eğer hamilelik döneminde normalden fazla kalsiyum aldıysanız bebeğiniz dişli doğabilir. Bu doğum esnasında bebeğin boğulmasına yol açabilir ancak diş kökleri, henüz tam anlamıyla tutunmadığı için doğum uzmanı, bebeğin dişlerini elleriyle çekebilir. Östrojen ve progesteron hormonlarında meydana gelen artış, ses tellerinde değişime neden olabilir. Bebeğiniz, 18. haftadan itibaren sizi duyabilir. Bu nedenle bebeğin geliştiği dönemlerde, gürültülü ortamlara girmekten kaçının çünkü bu bebeği rahatsız edecektir. Yüksek östrojen ve progesteron seviyeleri, nedeniyle bebekte saç oluşumu meydana gelebilir. Yükselen hormon seviyeleri, yemek borusunu gevşeteceği için asit reflü gelişir, bu da mide ekşimesine yol açar. Aynı evin içinde yaşadığınız partnerinizde de aşerme belirtileri görebilirsiniz. Bu tamamen psikolojik bir durumdur ve geçicidir. Kordon bağıyla annenin yedikleri ve içtikleri ile beslenen bebekler, acı ve ekşiyi 12. haftadan itibaren tatmaya başlarlar.