Hastalığa dur demek mümkün! Uzmanı açıkladı: Ayak izlerini takip etmeniz yeterli oluyor

Covid'in hayatımıza girişi sonrasında enfeksiyonlar ve geçmeyen gripler başımızın belası olmuş durumda. Bir türlü bitmeyen hastalıklar, nezle, soğuk algınlıkları kışın gelişi ile birlikte çok daha coşkulu bir şekilde yaşanıyor. Hastalıklara dur demek mümkün değil sansak da aslında o belirtiler bize en büyük .puçlarını veriyor! İşte hastalığın ayak izlerini takip ederek korunma yolları...

Kış ayları, bağışıklık sistemlerinin en düşük olduğu ve hastalıklara en kolay yakalanılan dönem olarak biliniyor. Pek çok kişinin hastalıktan kırıldığı bu günlerde, kuluçka süresini doğru tespit etmek, hastalığın pençesinden kurtulmayı sağlıyor. Bağışıklık sisteminin gücüne göre değişkenlik gösteren kuluçka süresinde önceden fark ederek mikropları yok etmek mümkün oluyor. Böylece hastalıklar ilerlemeden alınan önlemler sayesinde kişiler sağlığına yeniden kavuşuyor. www.posta.com.tr

Bağışıklık sisteminin gücü ve kaçınganlığı, bazı hastalıkların kişide 3 haftaya kadar kuluçka döneminde kalmasına neden olabiliyor. Kuluçka dönemindeki kişi farkında olmadan 20 kişiye kadar pek çok hastalığı yayabiliyor. Patojenlerin üreme oranına verilen R değeri ne kadar yüksekse kişinin hastalığı yaydığı kişi sayısı da o denli çok oluyor. Bilinen en bulaşkan hastalıklardan olan kızamık ve boğmaca, soğuk algınlığı gibi enfekte risklere kıyasla çok daha uzun süreli ve sinsi ilerleyebiliyor.

Enfekte kişilerin farklı kişilere damlacıklar yoluyla farkında dahi olmadan hastalık yayması da mümkün. Örneğin; kızamık gibi hastalıklara sahip bireylerin 3 hafta boyu kendisinde semptomları görmesi mümkün olmayabiliyor. Bu süreçte farkında dahi olmadan hastalığı yayan kişi, toplu bir karantinayı da beraberinde getirebiliyor.

ÇOĞU VİRÜSÜN YAYILIŞ YÖNTEMİ AYNI OLUYOR
Pek çok enfeksiyonun yayılma metodu aynı oluyor. Burun veya ağız yoluyla, nefesle, özellikle de damlacıklarla bulaşan enfeksiyonlar vücudumuzu uzun süre işgal ediyor. Hücrelere giren bu enfeksiyonlar çoğalarak mekanizmaları zaman içerisinde ele geçiriyor. Cardiff Üniversitesi'ndeki Soğuk Algınlığı Merkezi emekli profesörü olan Ecless, kuluçka süresi hakkında 'Bu aşamada bağışıklık sisteminiz virüsü tespit etmeye başlıyor. İlk aşamada beyaz hücreler, patojenlere zarar verebilecek veya onları sindirebilecek peroksit kimyasalları salgılayacak, ancak beş ila on gün sonra, vücudu enfeksiyondan temizleyen, virüse özel antikorlar üretmeye başlayacaksınız. Titreme ve ateş gibi belirtiler ortaya çıkmaya başlayan da bu yanıttır: Bu durum, vücudun enfeksiyonla savaşmaya çalıştığının işaretleridir' açıklamasını getiriyor.

HASTALIKLARIN BELİRTİ GÖSTERME SÜRELERİNİ TAKİP ETMELİYİZ
Hastalıkların ne kadar sürede kendini gösterdiğini bilmek, enfekte olmuş kişilerle temas sonrasında ne kadar süre boyu riskte olduğumuzu gösteriyor. Bu süre içerisinde alabileceğimiz önlemler hem enfeksiyon riskini başkalarına taşımamızı engelliyor hem de kendi bağışıklığımızı güçlendirmemiz için zaman tanıyor. İşte hastalıkların kendilerini gösterme süresi ve yapabileceklerimiz!

GRİP
Bilinen 200'den fazla soğuk algınlık, 60 grip virüsü bulunuyor. Bu virüslerden en yaygınlarını A, B, C ve D oluşturuyor. Mevsimsel grip olarak da adlandırılan, bulaşıcılığı yüksek hastalıkların yıllar içerisinde mutasyona uğrayarak kendini bağışıklığa karşı güçlendirme riski de bulunuyor.

Son derece hızlı şekilde kitlelere yayılmakta olan grip virüsü özellikle kalabalık ortamlarda çalışanları ve okuldaki çocukları tehdit ediyor. Bulaşıcılık değeri (R değeri) 1-2 aralığında değişen bu virüslerin hakkında Ecless 'Grip virüsleri her yıl yenileri ortaya çıktığı için biraz daha bulaşıcıdır, dolayısıyla onlara karşı bağışıklığınız olmaz ve sonuç olarak başarılı bir şekilde yayılma şansları artar.' uyarısında bulunuyor.

NASIL KORUNURUZ?
Virüslerin yayılmasını engellemek ve kuluçka süresinde kitlesel karantinaya sebep olmamak için, hastalıklı kişi ile temasa geçmiş olan herkesin minimum 3 gün süreyle kendini izole etmesi öneriliyor. Maske kullanımı, öksürük ve hapşırık sırasında ağzın peçete ile örtülmesi, ellerin sık sık ve bol sabunlu su ile yıkanması, toplu bulunulan havanın muhakkak havalandırılması bu hastalıkların yayılmasını önlüyor.

Gribal enfeksiyonlar, genellikle kendilerini ilk olarak burun arkası ve gırtlakta belli ettiği için gıdıklanma, yanma ve ağrı hissi oluştuğunda hastalıktan söz edilebiliyor. Hastalığın daha fazla yayılmaması ve hem vücuda hem de çevreye bulaşmaması adına pastiller, doğal yöntemler ve doktor önerisi ilaçlar, takviyeler kullanılabiliyor.

NE KADAR SÜRE RİSK TEŞKİL EDERİZ?
Özellikle covid döneminde hayatımıza girmiş olan karantina süreci ve tedbirleri, semptomların başlamasından 14 gün sonrasına kadar risk teşkil ettiğimizi gözler önüne seriyor. Hastalığın belirtileri görüldükten sonraki ilk 7-14 gün aralığında bulaşıcılık riski bulunuyor.

Özellikle kuluçka dönemi olan enfekte kişiyle temas edilen süreden 3 gün sonrası ve hastalığın başlangıcından sonraki 2 gün gribin en bulaşıcı süreçleri olarak biliniyor. Bu sürelerin sonrasında kişisel bağışıklık sistemimiz devreye girdiği için bulaş riskimiz azalma gösteriyor.