Her 10 kişiden 1'inde görülüyor! Tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabiliyor: Sigara içmeyenler de risk altında

KOAH, dünya genelinde en yaygın ve tehlikeli solunum yolu hastalıklarından biridir. Nefes darlığı, sürekli öksürük ve balgam üretimi gibi belirtilerle kendini gösteren bu hastalık, tedavi edilmediği takdirde yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir ve ölümcül sonuçlar doğurabilir. Uzmanlar, KOAH'ın önlenmesi ve tedavi edilmesi için erken tanı ve doğru tedavi yöntemlerine dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. Peki, KOAH hastalığının tedavi sürecinde nelere dikkat edilmeli? Sigara kullanmayan kişilerde de KOAH görülebilir mi?

KOAH, dünyada en yaygın şekilde görülen hastalıkların başında yer alıyor. Ana belirtileri arasında nefes darlığı ve öksürüğün yer aldığı bu hastalık, tedavi edilmediği takdirde ölümle dahi sonuçlanabiliyor. Uzman isimler, KOAH hastalığının ciddiyetini gözler önüne sermek ve hastalıkla mücadelede nelere dikkat edilmesi gerektiğini tek tek açıkladılar. İşte tüm detaylar!

DÜNYADA EN YAYGIN GÖRÜLEN HASTALIK: KOAH
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Burça Takar, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’nın (KOAH), genellikle kış aylarında oluşan, semptomlarda artış ile kendini gösteren bir hastalık olduğunu söyleyerek “KOAH, dünyada en yaygın görülen ölüm nedenlerinden biridir ve küresel nüfusta her 10 yetişkinden birinin bu hastalığa sahip olduğu düşünülmektedir. Sigara içimi KOAH’ın önde gelen risk faktörüdür” dedi.

HER 10 YETİŞKİNDEN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR!
Uzman isim, 15 Kasım Dünya KOAH günü (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) nedeniyle açıklamalarda bulundu. Dr. Takar, “KOAH, genellikle zararlı partikül veya gazlara ciddi maruziyetin neden olduğu havayolu veya akciğerdeki hava keselerindeki anormalliklere bağlı kalıcı hava akımı kısıtlanması ve solunumsal semptomlarla karekterize yaygın, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. KOAH, oldukça yaygın bir kronik hava yolu hastalığıdır." açıklamasında bulundu.

Uzman isim, "Çok büyük kişisel ve sosyal etkiye sahiptir. KOAH Hastalığı, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. KOAH, dünyada en yaygın görülen ölüm nedenlerinden biridir ve küresel nüfusta her 10 yetişkinden birinin bu hastalığa sahip olduğu düşünülmektedir. 2040 yılına kadar KOAH’ dan ölenlerin yüzde 32 oranında artacağı ve yılda 4,4 milyona ulaşacağı öngörülmektedir. Son yıllarda elde edilen kanıtlar, hastalığın doğal gelişiminde iki ana patofizyolojik mekanizmanın bulunduğunu göstermektedir. Bunların anne karnındaki dönemde, erken çocukluk veya adölesan dönemde yaşanan olumsuz olaylara bağlı yetersiz akciğer gelişimi ve yetişkin dönemde akciğer fonksiyonlarında hızlı azalmadır” diye konuştu.

SİGARA İÇMEYENLERDE DE GELİŞME GÖSTEREBİLİYOR
KOAH hastalığının genlerin ve çevrenin karmaşık etkileşimi sonucu oluştuğunu aktaran Dr.Takar, “Sigara içimi KOAH’ın önde gelen risk faktörüdür. Sigaranın en çok çalışılan KOAH risk faktörü olmasına karşın, tek risk faktörü değildir. Yapılan epidemiyolojik çalışmalarla sigara içmeyenlerde de kronik hava akımı kısıtlaması gelişebileceği görülmüştür." dedi.

Uzman isim, sözlerine "Her ne kadar yüksek gelirli ülkelerde sigara, KOAH yüküne en çok katkıda bulunan neden olsa da en düşük sosyodemografik indekse sahip ülkelerde çevresel maruziyetler hastalığın yaklaşık yüzde 60’ını açıklamaktadır. Daha yoksul ülkelerde olumsuz iç ortam hava kalitesi, dış ortam hava kirliliğinde yoğun artış ve ekonomik olumsuzlukların sonucu olarak düşük akciğer fonksiyonu ile doğan çocukların sayısındaki artışın günümüzde KOAH’ın yeni ortaya çıkan temel sebepleridir” ifadelerini kullandı." şeklinde devam etti.

KRONİK NEFES DARLIĞI GÖRÜLEBİLİR
KOAH hastalığında en yaygın görülen solunumsal semptomlar hakkında bilgi veren Dr. Takar, “Kronik nefes darlığı, öksürük ve balgam görülür. Hastaların genellikle orta-ileri yaş grubunda ortaya çıkıp, yavaş bir ilerleme gösterir. Bu nedenle KOAH’lı hastalar erken dönemdeki semptomlarını genellikle sigaranın veya yaşlanmanın doğal sonucu olarak görüp önemserler. Ancak semptomların, özellikle nefes darlığı ile çok belirgin hale geldiğinde yani hastalığın ileri evrelerinde doktora başvururlar” dedi.

FİZİKSEL AKTİVİTE ARTIRILMALI
KOAH’ın, genellikle kış aylarında oluşan semptomların artışı ile kendini gösteren bir hastalık olduğunu ifade eden Dr. Takar, “Hastalığın ilerlemesi ölüm riskinde artışa neden olmaktadır. Bunun yanında birçok risk faktörünün rol oynadığı, karmaşık hastalık mekanizmaları sonucu ortaya çıkan bir hastalık olması nedeniyle hastalıktan korunma stratejileri de hastalığın gelişim sürecindeki bu risk faktörlerine yönelik olmalıdır. Sigaranın bırakılması, aşıların uygulanması, çevresel ve mesleksel maruziyetlerin azaltılması, fiziksel aktivitenin artırılması önemli stratejilerdir” diye konuştu.

KALICI SOLUNUMSAL YAKINMALARLA ORTAYA ÇIKIYOR
Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Türk Toraks Derneği Batı Anadolu Şube Başkanı Doç. Dr. Şenay Yılmaz, Dünya KOAH Günü dolayısıyla bilgilendirici bir açıklama yaptı.
Her yıl kasım ayının 3’üncü haftasında tüm dünyada KOAH günü etkinlikleri düzenlendiğini söyleyen Doç. Dr. Şenay Yılmaz, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’nın (KOAH) nefes darlığı, öksürük, balgam gibi kalıcı solunumsal yakınmalarla ortaya çıkan önlenebilir ve tedavi edilebilir bir kronik akciğer hastalığı olduğunu ifade etti.

KOAH’ın ileri yaşlarda daha sık görülse de erken yaşta da başlayabildiğini ve genç bireyleri de etkileyebildiğini belirten Doç. Dr. Yılmaz, "Yapılan çalışmalara göre, dünyadaki her 10 yetişkinden 1’i KOAH hastasıdır. Ülkemizde doktor tanılı KOAH sıklığı 45 yaş üstü bireylerde ortalama yüzde 8,8’dir. Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı, yoğun şehirleşme nedeniyle artan hava kirliliğine maruziyet, iç ve dış ortamda odun ve kömür gibi fosil yakıtlar ile bitki sapları ve tezek gibi biyokütle yakıtlarının dumanının solunması KOAH hastalığına neden olan önemli risk faktörleridir. Bununla birlikte yapılan çalışmalar KOAH hastası olan kişilerin yüzde 80’inin sigara içtiğini, tütün ve tütün ürünlerinin KOAH’ın en yaygın nedeni olduğunu ortaya koymuştur" dedi.

BİRÇOK NEDENİ OLABİLİR!
Yetersiz beslenme, özellikle çocuklukta geçirilen akciğer enfeksiyonları, iç ve dış ortam kirleticilerine pasif maruziyete bağlı olarak akciğer gelişiminin geri kalmasının da KOAH’a yol açabildiğini dile getiren Doç. Dr. Yılmaz, "Bunun yanı sıra küresel iklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan anormal hava olayları (aşırı sıcak ya da soğuk gibi) ve orman yangınlarının KOAH görülme sıklığını artıtracağı, hastalığın seyrini olumsuz etkileyeceği ve erken ölümlere neden olacağı öngörülmektedir. KOAH’ta en sık görülen yakınmalar; öksürük, balgam, nefes darlığı ve bazı olgularda yorgunluk hissidir." dedi.

Uzman isim, "Hastanın yakınmaları hastalığın ilerlemesi ile daha da artarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Hastalığın tanısı, sağlık kurum ve kuruluşlarında basit bir test olan nefes ölçüm testi ile kolayca konulabilir. Solunum fonksiyon testi olarak isimlendirilen bu test hava akımında azalmaya yol açan tıkanıklığı belirler. Hem KOAH’ın önlenmesinde hem de hastalık yükünün azaltılmasında ilk ve en önemli müdahale basamağı risk faktörleriyle mücadele edilmesidir" şeklinde konuştu.

MASKE KULLANIMI OLDUKÇA KRİTİK!
KOAH teşhisi konulan kişilerin bahsi geçen risk faktörlerinden uzak durmalarının, sağlıklı beslenmelerinin ve günlük egzersiz yapmalarının çok önemli olduğuna da vurgu yapan Doç. Dr. Yılmaz, sözlerinin devamında şunları söyledi:
"KOAH hastalarının, yaşadıkları yerlerin hava kalitesini T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kurulan Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı’ndan takip etmeleri ve dış ortam aktivitelerini buna uygun olarak düzenlemeleri faydalı olacaktır. Bu çerçevede; hava kirliliği bulunan yerlerde, özellikle dış ortama çıkılması halinde maske kullanılması da uzmanlar tarafından yapılan öneriler arasında yer almaktadır. KOAH’ın bireysel tedavisinde ‘inhaler’ olarak bilinen ve solunum yoluyla uygulanan nefes açıcı ilaçlar kullanılmaktadır.

Uzman isim, sözlerine "Öte yandan, hastalığın seyrini kötüleştirecek alevlenmelerden ve zatürreden korunmak için grip ve zatürre aşılarının yapılması önemlidir. Solunum yetmezliği gelişen hastalar, evde oksijen tedavisi ve evde solunum cihazı tedavisi gibi tedavilere ihtiyaç duyabilmektedir. Bunun yanı sıra, akciğer rehabilitasyonu uygulanması hastaların günlük yaşamlarının daha kaliteli hale gelmesini sağlamaktadır. Akciğerlerinizi sağlıklı tutabilmeniz ve sağlıklı nefes alabilmeniz için; tütün ve tütün ürünlerini kullanmayın, soluduğunuz ortam havasını temiz tutun, dengeli beslenin, düzenli egzersiz yapın, yaş grubunuza uygun aşınızı olun ve iklim değişimine duyarsız kalmayın.” şeklinde devam etti.

SOĞUK HAVALAR SOLUNUM YOLUNDA TAHRİŞE NEDEN OLABİLİR
Göğüs Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Sinem İliaz, soğuk havaların solunum yollarında tahrişe neden olarak, vücudun doğal savunma mekanizmalarını zayıflatabileceğini belirtti. Ani sıcaklık düşüşleri nedeniyle burun ve boğaz mukozasında kuruma yaşanabildiğini, bu durumun ise virüs ve bakterilere karşı direnci azalttığını vurgulayan Prof. Dr. Sinem İliaz, grip ve soğuk algınlığı riskinin bu dönemlerde arttığını da hatırlattı.

ASTIM VE KOAH HASTALARINA ÖZEL UYARI
Prof. Dr. İliaz, dışarı çıkarken koruyucu kıyafet giyilmesi ve ilaçların düzenli olarak alınması gerektiğini ifade ederek, kapalı alanda vakit geçirenlere de uyarılarda bulundu. Prof. Dr. İliaz, “Kapalı ortamlarda hava kalitesi düşeceğinden düzenli havalandırma yapılması gerekiyor. Ayrıca, kapalı alanlarda alerjen ve enfeksiyon ajanları yoğunlaşır, bu durumda solunum yollarını olumsuz etkiler” dedi.