Giriş
Herkes yapıyor ama böbrekleri ve kemikleri mahvediyor! Kilo vereyim derken sağlığınızdan olmayın, mum gibi erimenin sırrı çok farklıymış!
Kilo vermek yazın sonu gelmişken herkesin ana gündeminde yer alıyor. Bir yöntem var ki herkes kilo vermek için uyguluyor ama böbrekleri ve kemikleri mahvediyor! Kilo vereyim derken sağlığınızdan eden yöntem bakın neymiş...
Son yıllarda popüler olan ketojenik diyetin kalp, böbrek ve kemik sağlığı için risk taşıdığına dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Büşra Nur Enez Baş, “Kısa süreliğine hekim kontrolünde uygulanabilse de ketojenik diyet uzun süreli ve sürdürülebilir bir diyet programı değildir” dedi.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Büşra Nur Enez Baş, günümüzde sıkça tercih edilen ve yüksek yağ, düşük karbonhidrat prensibiyle uygulanan ketojenik diyet hakkında önemli bilgiler verdi. Ketojenik diyetin 1911 yılında Parisli doktor bir çift tarafından epilepsi nöbeti kontrolü için kullanıldığını belirten Diyetisyen Enez Baş daha sonra Mayo Klinik tarafından bu diyetin epilepsi atakları üzerine etkisinin ortaya konulmasıyla tıp dünyasının dikkatini çektiğini ve daha sonra yaygınlaştığını anlattı.
Ketojenik diyetin büyüme ve gelişme için yeterli proteini, en az düzeyde karbonhidratı ve enerjinin fazlasını oluşturan yağı içerdiğini söyleyen Diyetisyen Enez Baş “Ketojenik diyete genellikle açlık periyodundan sonra başlanır. Karbonhidrat içeren sıvılar ve besinler verilmez, kan şekeri izlenir. Ketojenik diyet ile kanda keton cisimciklerinin oluşabilmesi için günlük karbonhidrat düzeyi 50 gramı geçmemelidir. Diyeti başlatma ve sürdürmede ciddi güçlükler yaşandığı için karbonhidratların kademeli olarak kısıtlanması diyete uyumu kolaylaştırmaktadır” dedi.
“AŞIRI SUSAMA, BAŞ VE KARIN AĞRISINA NEDEN OLABİLİR”
Burada asıl amacın enerji üretiminde glikoz yerine keton cisimciklerinin kullanılmasıyla yağ kaybı sağlamak olduğuna değinen Diyetisyen Enez Baş “Ancak kontrollü şekilde uygulanmazsa bazı yan etkiler ile karşılaşılmaktadır. İlk karşılaşılan ve fark edilen durum genellikle ağız kokusudur. Aşırı susama, sıvı kaybı, bulantı veya kusma, ishal, karın ağrısı ve baş ağrısı hatta bilinç bulanıklığı da yaşanabilecek yan etkilerdendir. Bunların yanı sıra yüksek protein ve yüksek yağ içeren bir diyet programı kalp, böbrek, kemik sağlığı için de riskler taşımaktadır” diye konuştu.
Diyetisyen Enez Baş, bu diyet ile süt ürünleri, buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, pirinç gibi tahıl ürünleri, meyve ve meyve suları, havuç, patates gibi kök sebzeler, fasulye, nohut, mercimek gibi baklagillerin kısıtlanmasının kalsiyum, vitamin ve mineral eksikliğine sebep olabileceğini ifade etti. Yapılan çalışmalarda yine bu diyetin bağırsak mikrobiyotasının hem çeşitliliğinde hem de sayısında azalmaya neden olduğunu aktardı.
Baş, fermente gıdaların bağırsak mikrobiyota çeşitliliği ve sağlığını iyileştirdiği için keton kontrolü yapılarak, diyete eklenmesinin sindirime yardımcı olacağını sözlerine ekledi.
“İŞTAHTA AZALMA VE YAĞ YAKIMIN DA ARTIŞ GÖZLENİYOR”
Ketojenik diyetin kilo verme mantığından bahseden Diyetisyen Enez Baş “İlk olarak proteinlerin daha yüksek tokluk etkisi nedeniyle iştahta azalma, iştah hormonlarının üzerindeki etkisi ve keton cisimlerinin iştah baskılayıcı etkisi ortaya çıkıyor. İkincisi yağ üretiminde azalma ve keton cisimciklerinin oluşumu için yağ yakımında artış oluyor. Üçüncüsü proteinlerin termik etkisi sayesinde açlığı kontrol etmeye yardımcı oluyor ve yağ metabolizmasını iyileştirerek ağırlık kaybı sağlayabilir” diye konuştu.
Karbonhidrat bakımından zengin gıdaları taklit eden ürünleri kullanan yeni ketojenik diyet türlerinin diyete uyumu artırabileceğini dile getiren Diyetisyen Enez Baş vücut fonksiyonları için ketojenik diyet sonrası normal beslenmeye aşamalı bir geçişin önerildiğini söyledi.
“3 HAFTA İLE BİRKAÇ AY ARASINDA YAPILABİLİR”
Ketojenik diyetin kısa süreli yapılmasını tavsiye eden Diyetisyen Enez Baş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir tedavinin parçası olduğunda kısa süreliğine hekim kontrolünde uygulanabilse de uzun süreli ve sürdürülebilir bir diyet programı değildir. Uzun vadedeki etkisi bilinmediğinden kısa süreli; 3 haftadan birkaç aya kadarlık süreçlerde yapılması güvenlidir. Bağırsak mikrobiyotasındaki bakteri zenginliği ve çeşitliliği ketojenik diyetten etkilendiği için daha esnek ve daha az kısıtlayıcı olan Modifiye Atkins Diyeti ve Düşük Glisemik İndeks Diyeti hem obez bireylerde hem de sporcularda kilo kaybı için daha çok tercih edilir."
DOĞAL YOLLARDAN KİLO VERMENİN SIRRI BU BESİNLERDE!
Kilo vermek, birçok kişinin hedeflediği bir sağlık ve zindelik amacıdır. Doğal besinler ve karışımlar, sağlıklı bir şekilde kilo vermeye yardımcı olabilir. Kimyasal veya işlenmiş ürünlere başvurmadan, doğru besinleri seçmek ve bu besinleri düzenli olarak tüketmek, hem kilo kaybını hızlandırabilir hem de genel sağlığı iyileştirebilir. İşte kilo vermeye yardımcı olan doğal besinler ve karışımlar!
YEŞİL ÇAY
Yeşil çay, güçlü antioksidanlar ve kateşinler içerir. Metabolizmayı hızlandırır ve yağ yakımını artırır. Ayrıca, iştahı azaltmaya yardımcı olabilir. Günde 2-3 fincan şekersiz yeşil çay tüketmek, kilo verme sürecini destekler.
ELMA SİRKESİ
Elma sirkesi, içerdiği asetik asit sayesinde yağ depolanmasını engelleyebilir ve iştahı baskılayabilir. Kan şekerini dengelemeye yardımcı olur. Bir bardak suya 1-2 yemek kaşığı elma sirkesi ekleyip yemeklerden önce içebilirsiniz.
ZENCEFİL
Zencefil, metabolizmayı hızlandırır ve yağ yakımını destekler. Aynı zamanda sindirimi iyileştirir ve şişkinliği azaltır. Zencefili çay olarak demleyebilir, yemeklere ekleyebilir veya sabahları zencefilli su içebilirsiniz.
CHIA TOHUMLARI
Yüksek lif içeriği sayesinde uzun süre tok tutar ve bağırsak hareketlerini düzenler. Omega-3 yağ asitleri içerir ve enerji verir. Chia tohumlarını su, yoğurt veya smoothie'lere ekleyerek tüketebilirsiniz.
YEŞİL YAPRAKLI SEBZELER
Kalorisi düşük ama besin değeri yüksek olan yeşil yapraklı sebzeler, tok kalmanıza yardımcı olur ve vücuda gerekli vitamin ve mineralleri sağlar. Salatalarda, smoothielerde veya yemeklerde kullanabilirsiniz.
LİMON
Limon, C vitamini açısından zengindir ve yağ yakımını hızlandırır. Aynı zamanda vücudu alkali hale getirerek sindirimi destekler. Sabahları aç karnına limonlu ılık su içmek, sindirim sistemini uyandırır ve metabolizmayı hızlandırır.
YOĞURT
Probiyotik içeriği sayesinde sindirim sistemini düzenler ve kilo vermeye yardımcı olur. Aynı zamanda tok kalmanızı sağlar. Yoğurdu meyve, yulaf veya chia tohumu ile tüketebilirsiniz.
BİTTER ÇİKOLATA
Bitter çikolata, yüksek kakao oranı sayesinde antioksidan kaynağıdır ve iştahı bastırır. Tatlı krizlerini sağlıklı bir şekilde atlatmanıza yardımcı olabilir. Günde birkaç parça bitter çikolata tüketebilirsiniz.
ZENCEFİL, LİMON VE BAL KARIŞIMI
Bir bardak ılık suya bir çay kaşığı rendelenmiş zencefil, yarım limon suyu ve bir çay kaşığı bal ekleyin. Bu karışım, metabolizmayı hızlandırır, sindirimi destekler ve enerjinizi artırır.
CHIA TOHUMLU DETOKS SUYU
Bir bardak suya 1 yemek kaşığı chia tohumu, bir dilim limon ve birkaç nane yaprağı ekleyin. 10 dakika beklettikten sonra tüketin. Tok tutar, sindirimi kolaylaştırır ve metabolizmayı destekler.
YEŞİL SMOOTHIE
Ispanak, yarım muz, bir dilim salatalık, yarım limon suyu ve biraz su veya badem sütünü blenderda karıştırın. Bu smoothie, düşük kalorili ama besleyici bir öğün olarak kilo verme sürecinizi hızlandırabilir.
ZERDEÇALLI SÜT (ALTIN SÜT)
Bir bardak ılık süt veya badem sütüne yarım çay kaşığı zerdeçal, bir tutam karabiber ve isteğe bağlı olarak biraz bal ekleyin. Zerdeçal, antiinflamatuar özellikleriyle vücuttaki iltihabı azaltır ve yağ yakımını hızlandırabilir.
Bu doğal besinler ve karışımlar, kilo vermeyi desteklerken aynı zamanda genel sağlığınızı da iyileştirir. Düzenli egzersiz ve dengeli beslenme ile birlikte bu doğal yöntemleri uygulayarak, sağlıklı bir şekilde kilo verebilir ve hedeflerinize ulaşabilirsiniz. Unutmayın, kilo vermek bir süreçtir ve sabırla devam etmek önemlidir.