Sözlerine, "Herkese merhaba. Geçtiğimiz günlerde İbrahim Tatlıses'in yine beni ve oğlumu hedef alan söylemlerinden sonra açıklama yapmam elzem oldu. Ramazan ayı ve bayramı dahi dinlemeyen İbrahim Bey'in asılsız ithamlarından sonra ben de birkaç şey söylemek istiyorum" dedi ve şöyle devam etmişti:
''Oğlum Mert'e yıllar önce kendi isteği ve rızasıyla sahip olduğu evlerden birini verdi, verdi derken tapusunu değil tabii ki. Oğlum altı yıl önce evlendi ve orada ailesiyle yaşamaya devam etti. Sonra kendisi bunu yeni fark etmiş gibi dava açtı, oğlumun evi terk etmesini ve geriye dönük kiraları faiziyle istedi. Düşünün bir eviniz var ve siz yıllar sonra fark ediyorsunuz ki evinizi torununuz işgal etmiş. Ama siz yıllarca bunu fark etmemişsiniz. Ne kadar entresan değil mi? Ben alışkınım elbette, oğlumun ağırına gitti ama. Asıl sebebin İbrahim Tatlıses'in yaşadığı gel-gitler ve bana olan tepkisi olduğunu biliyoruz. Kendisi torununa dava açtı, mahkeme kararı sonrası da yine beni hedef alan açıklamalar yaptı. 'Babalık yapsın, babalık nasıl yapılır onu öğrensin' gibi tuhaf, ağır söylemlerde bulundu. Yani olay yine bana geldi. Benim oğlum iki yaşında lösemiden annesini kaybetti. Ben genceciktim, o sırada Kars Sarıkamış'ta vatani görevimi yapıyordum. Askerden geldim babalığımı yaptım. Mert'imin büyümesinde hem annemin, hem halalarımın hem de rahmetli annesinin ailesinin emeği çoktur, Allah razı olsun."