"Ben tatlı yemem ki" desek bile hiç tahmin etmediğimiz kadar şeker tüketiyoruz!

Toplum olarak çok fazla şeker tüketmeye meyilliyiz. Üstelik şekeri çoğu zaman farkında olmadan tüketiyoruz. Tatlı kategorisinde satılmayan ancak içinde şeker ilavesi olan pek çok besin var. Doğal olarak aldığımız şeker kaynaklarının başında hepimizin sıkça tükettiği süt geliyor. Meyvelerde bulunan fruktoz da bir diğer önemli şeker kaynağı. Oysaki ilave şeker tüketimi pek çok hastalığa da zemin hazırlıyor. Hangi besinlerde ilave şeker var, ilave şeker tüketimini nasıl azaltabiliriz; öğrenmek için sözü endokrinoloji ve metabolizma profesörüne verdik.

İlave şeker, yani yiyeceklere sonradan eklenen, doğal olmayan yollardan vücuda alınan şeker olarak tanımlanıyor. İlave şeker tüm vücut sistemlerine zarar verebiliyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Kubat Üzüm, “19-25 Eylül Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası”nda şeker içeren gıdaların zararlı etkileri hakkında bilgi verdi ve şeker tüketimi konusunda uyarılarda bulundu.
ÇOCUKLARA ÖDÜL SİSTEMİ OLARAK ŞEKERİ KULLANMAYIN
Toplum olarak çok fazla şeker tüketmeye meyilli olduğumuz bir gerçek. Çocukluk çağından itibaren bir ödül sistemi olarak şeker kullanılıyor. Çocuklar bir şey başardığında onları hep şekerle, çikolatayla, pastayla motive etmek veya ödüllendirmek toplumumuzun önemli bir alışkanlığı. Ancak bu son derece yanlış. Çünkü bu tür ödül sistemleri onların ilerleyen dönemlerdeki yaşamlarını olumsuz yönde etkiliyor.
KALP, DİYABET, METABOLİK SENDROM, HİPERTANSİYON VE KANSERDE RİSK FAKTÖRÜ
Şeker ve şeker ilave edilmiş besinlerin fazla miktarda tüketimi, obezitenin en önemli sebeplerinden biri. Obezite günümüzde önemli bir halk sağlığı problemi.
Prof. Dr. Ayşe Kubat Üzüm, "Çocukluk çağından itibaren toplumun giderek daha obez hale geldiğini görmekteyiz. Obezite sadece beden kitle indeksinin artması değil, aynı zamanda beraberinde kardiyovasküler hastalıklar, tip 2 diyabet, metabolik sendrom, hipertansiyon ve bazı kanser tipleri için de önemli bir risk faktörüdür." diyor.

HİÇ TAHMİN EDEMEYECEĞİNİZ GIDALARA ŞEKER EKLENİYOR
Prof. Dr. Üzüm, doğal olarak aldığımız şeker kaynaklarının başında hepimizin sıkça tükettiği sütün geldiğini belirtiyor. Sütte bulunan laktoz ya da meyvelerde bulunan fruktoz iki önemli şeker kaynağı.
Şeker pancarı ve şeker kamışı da doğal şeker kaynakları arasında. Ancak biz daha çok ilave yani besinlere eklenen şekerler vasıtasıyla şekeri vücudumuza alıyoruz.
Özellikle meşrubatlar, gazlı içecekler, hazır meyve suları, şekerler, lokumlar, kekler, hamurlu ve sütlü tatlılar, paketlenmiş helvalar, çocukların beslenme çantalarına sıkça koyduğumuz aromalı sütler önemli ilave şeker örneklerinden.
Prof. Dr. Üzüm, "Bazense hiç tahmin edilmeyen gıdalara şeker eklendiğini görmekteyiz" diyor. Örneğin bazı tost ekmeklerine şeker ilavesi yapılıyor. Ek olarak esmer şeker, nişasta bazlı şekerler de diğer şeker içeren ürünler arasında yer alıyor.

PAKETLİ ÜRÜNLERDE BU İFADELERE DİKKAT!
Şekeri çoğu zaman farkında bile olmadan tüketiyoruz. Özellikle marketlerden aldığımız ambalajlı ürünlerde etiket okumak çok önemli. Bir ürün tüketeceksek mutlaka onun içinde ne olduğunu okumamız gerekiyor. Böylece hiç akla gelmeyen gıdaların içerisinde şeker olabildiğini görmek mümkün.
Eğer bir paketli ürünü elinize aldığınız zaman içindekiler kısmında; “şeker, glukoz, mısır şurubu, glukoz şurubu, fruktoz, pudra şekeri, esmer şeker veya dekstroz vardır” ifadelerinden birini veya birkaçını görüyorsak, o yiyecekte hiç şeker tadı yoksa bile o besinde şeker ilavesi olduğunu anlayabiliriz.

BEBEKLER 2 YAŞA KADAR ŞEKERLE TANIŞMAMALI
Bebeklere 2 yaşa kadar şekerli gıdaların verilmesi önerilmiyor. Geçmişte, örneğin bizler bebekken muhtemelen çok daha erken aylarda şekerle tanışmışızdır. Oysa günümüzde çocuk sağlığı hekimlerinin önerileri 2 yaşına kadar çocuğun hiçbir şeker ürünü ile tanışmaması gerektiği yönünde. Bu güzel bir gelişme. İnsan şekerle ne kadar geç tanışır ve ne kadar erken vedalaşırsa aslında yaşam süresini o kadar uzatacağı ve sağlıklı bir ömür süreceği bilinmelidir.

ŞEKER TÜKETİMİNİ KISITLAMAK İÇİN ÖNERİLER
- Kek, pasta, kurabiye gibi şekerli hamur işi tüketimini azaltın.
- Ülkemizde her köşe başında yer alan fırınlardan, pastanelerden aldığınız unlu mamulleri dikkatli tüketin.
- Sabah kahvaltılarımızı süsleyen, reçel, marmelat, pekmez, bal gibi yiyecekleri azaltın veya tamamen şekersiz olanları tercih edin.
- Gazlı içecekleri, şekerli ve hazır meyve sularını ya da enerji içeceklerinin tüketimi konusunda dikkatli olun.
- Su tüketimini artırın.
- Masum görünen dondurma ve sütlü tatlıların miktarını azaltın.
- Şerbetli tatlılar yerine hafif tatlıları tercih edin.
- Çaya, kahveye veya başka içeceklere şeker atarak tüketmeyin.
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Kubat Üzüm'ün bu önerilerine dikkat ederseniz, besinlerden doğal olarak aldığınız şekeri daha fazla tüketmek, ilave şeker alımını kısıtlamak mümkün olabilir.