İngilizcenizi geliştirmek için izleyebileceğiniz kolay seviye 10 dizi

'İngilizcemi geliştirmek istiyorum' diyorsanız en keyifli yolları seçmekten başka çareniz yok. Eğer bunu eski tip zor tekniklerle yaparsınız bir arpa boyu yol katetmeniz pek mümkün görünmüyor. İnternet çağındayız, her şey elimizin altında, hele ki pandemi döneminde hiç izlemediğimiz kadar film ve dizi izledik. Bu yapımları Türkçe altyazılı izlemek kendinize yapacağınız en büyük kötülük olur. En azından İngilizce öğrenmek adına... Dizileri İngilizce altyazılı izlemeyi denediğinizde ilk sezon sonunda farkı göreceksiniz. Suç, drama ve korku kategorisinde yüksek bir başarı elde etmiş olan bu yapım İngilizce öğrenirken size heyecanlı anlar yaşatacak. Dizide kullanılan kelimelerin çeşitliliği fazla olsa da; konuşmaların anlayabileceğiniz ölçüde yavaş ifade edilmesi 2. seviye İngilizce dizi tutkunları için oldukça fayda sağlayacaktır. Dizide kullanılan dil doğal ve tipik bir New York İngilizcesi bu yüzden eğer Big Apple’a (New York bu şekilde de ifade edilir) gitmeyi düşünüyorsan bu diziyi mutlaka izlemelisin. Ayrıca ülkemiz ve Amerika arasındaki önemli kültürel farkları anlamana yardımcı olacak güvenli cinsellik, arkadaşlık ve romantik ilişkiler gibi ABD’deki modern günlük sosyal meselelerle ilgili çeşitli ilginç konuları da ele alıyor. Sizi, 1970’ler New York’unun Funk, Hip-Hop ve Disko müzik dünyasına götürecek dizi tüm karakterlerinin hayallerinin peşinden koşarak mutlu sona ulaştığı tipik bir Amerikan dizisi olarak görünse de aslında retro atmosferi ve özgünlüğüyle sizi içine çekiyor ve bir anlamda zorla kendisini izletiyor. Dizinin son derece gayriresmi olan dili ve sokak konuşmasıyla kolu diyalogları özellikle İngilizce konuşmanızda akıcılığınızı geliştirmeyi ve günlük İngilizce konuşma dilinde daha rahat etmeyi hedefliyorsanız tam size göre. Michael Dobbs’un aynı adlı kitabından ekrana uyarlanan dizinin muhteşem gerçekçiliği ve sürükleyici hikayesi House Of Cards’ı İngilizce kelimeler ve resmi İngilizce tabirler öğrenmek için mükemmel bir araç yapıyor. İhanete uğrayan politikacı Frank Underwood ve eşinin yükseliş hikayesini konu alan dizi, İngilizcenin teknik yönü, politik kelimeler ve yeni aksanlar öğrenmek için muhteşem bir araç. İskandinav Mitolojisi’nin meşhur kahramanı Lagnar Lothbrok’un hikayesinin anlatıldığı dizi, son zamanların tüm dünya çapında en çok izlenen ve beğenilen dizilerinden biri. Dizi karakterlerinin son derece yavaş İngilizce konuşması sayesinde herkes tarafından kolayca anlaşılabilen diziyi izlerken hem eğlenecek hem de İngilizcenizi geliştireceksiniz. Üstelik Nors mitolojisine dair öğrenecekleriniz de cabası! Breaking Bad bir kimya öğretmeninin kanser hastası olduğunu ve sadece 6 aylık ömrü kaldığını öğrenmesiyle birlikte uyuşturucu üreticisine dönüşmesini konu alıyor. Dizide en çok izleyeceğiniz iki ana karakter Walter White (Bryan Cranston) ve Jesse Pinkman karakterine hayat veren Aaron Paul’un ingilizceleri oldukça temiz ve anlaşılır. Kısa ve anlaşılır konuşma diliyle Stranger Things, bilim kurgu ve korku severler için ideal bir seçenek. Kaybolan arkadaşlarını arayan 3 çocuk ve onlara yardım eden olağanüstü yeteneklere sahip başka bir çocuğun hikayesinden yola çıkan dizide 80’lerin havasını fazlasıyla soluyacaksınız. Bir hapishane dizisi olmadan listeyi sonlandırmak olmaz. The Night Of dram ve polisiye severler için tam yerinde bir tercih. Sizi, oldukça sıradan biriyken bir cinayetin tam ortasına düşen Pakistan’lı Nazir’in yerine koyduracak oldukça sürükleyici bu dizi, günlük konuşmaların yanı sıra hukuk terimleri konusunda da kulak aşinalığı kazandıracak. Beden dili ve yüz ifadeleri ile söylenen yalanları analiz eden bir ekibi konu alan dizi yaklaşık 40 dakikalık bölümlerden oluşuyor. İngilizce öğrenmek için çok güzel bir dizi olduğunu söyleyebiliriz. Gerilim, psikolojik ve dram türlerini barındıran dizi 2009-2011 yıllarında 3 sezon oynamış ve oldukça beğeni toplamıştır. Her bölümün daha da heyecanlı izlendiği Lie To Me dizisi ile öğrenmeyi pekiştirebilirsiniz. Andrew Scott, Letitia Wright, Miley Cyrus ve Topher Grace gibi ünlü oyuncuları da bünyesinde barındıran Black Mirror’un karakterleri arasındaki diyalogları anlamak da oldukça kolay. İlginizi çekmeyen bir konuya ya da anlamakta zorlandığınız bir bölüme denk gelirseniz bölümler bağımsız olduğundan başka bir bölüme geçmeniz için hiçbir engel bulunmuyor.