İnsanlık farkı

Banu Şen, göçmenlerin ‘cehennem’ dediği Midilli’deki Moria kampına gidip yazdı. Posta'nın özel haberi Midilli'deki mülteci kamplarında yaşanan dramı, Türkiye'nin bu konudaki duyarlılığını ve başarısını ortaya koyuyor.. Milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye, göçmenlere sağladığı imkanlarla dünyadan övgü toplarken, 70 bin mültecinin bulunduğu komşu Yunanistan’daki durum insanlık krizine dönüştü. 13 bin kişinin kaldığı 3 bin kapasiteli Midilli Adası’ndaki Moria kampı, adeta açık hava hapishanesi gibi... “Moria bir cehennem”... Böyle diyor pazar gününden bu yana Midilli merkezde kamp koşullarını protesto eden mülteci ve sığınmacılar. Moria kampı 2015’te yapıldı. Yunanistan’ın, sığınma talebinde bulunan mültecilerle başa çıkamaması nedeniyle 3 bin olan kapasite 13 bine çıktı. Aslında Yunanistan’ın kamp bulunan adaları Samos, Kos ve Sakız'da da durum farklı değil. Buralarda da kamplar kapasitelerinin 4-5 misliinsanın yaşamaya çalıştığı açık hava hapishanelerine döndü. İade sürecine girmemek için adalara adım atan mülteciler sığınma başvurusunda bulunuyor. Suriyeli, Afgan, İranlı, Iraklı, Afrikalı mülteciler adalardaki yetersiz kamplarda günler, haftalar hatta yıllarca beklemek zorunda. Bu kamplardan en acil sinyalleri veren ise Midilli’deki Moria kampı. İç içe geçmiş çadırlarda, 4 kişilik aileleriyle kalan kadınlar hapis hayatı yaşıyor. Zara Muhammedi Gazni (23) yan komşusu Havva Gun Ahmedi (46) ile anlatıyor: “Tek başımıza çadırdan ayrılmaya korkuyoruz. Tuvalete bile gidemiyoruz. Geceleri korkunç oluyor. Güvende değiliz. Yangından sonra daha da korktuk. Doktor yok, tuvalet yok. Çadırdan çıkmıyoruz.” Moria kampında 3 yıldır zaman zaman protestolar, kavgalar oluyor ve yangınlar çıkıyor. Kapasitesi dolduğu için yeni gelen mülteciler yan arazide bulunan zeytinliklere ve ormanlık alana kurdukları çadırlarda yaşıyor. Tek kişilik çadırlara bir aile sığmaya çalışıyor. Çadır bulamayanlar ise ağaç diplerinde yaşıyor. Tuvalet 2 tane. Tuvaletin önünde kavgalar, sıralar uzayıp gidiyor. Hastalıklar, tacizler, intihar girişimleri, kavgalar artmış durumda. Kadınlar gece tecavüze uğramaktan korktuğu için altlarını bağlıyor. Pazar günü çıkan yangında ise yeni doğum yapmış bir Afgan kadın ve 1 günlük bebeği hayatını kaybetti. Kamp karışınca polis göz yaşartıcı gazla müdahale etmek zorunda kaldı. Moria mültecilerin deyimiyle artık bir ‘cehennem, utanç kampı’. Kızları Helin 3 aylıkken Afganistan'dan yola çıktıklarını şimdi Helin’in 5 aylık olduğunu anlatan Seyid Ali gazeteciymiş. Taliban tehdidi üzerine ülkesini ailesiyle terk etmiş. Bir çadır bile bulamadıklarını anlatırken, Yemek için sıra, tuvalet için sıra, doktor için sıra. Burada güvende değiliz. İnsani koşullar yok. Herkes kendi güvenliğini sağlıyor diyor.İADE KORKUSU BAŞLADI Moria’da çıkan yangın ve ardından başlayan protestolar sonrası acil olarak toplanan Yunan kabinesinin 2020 sonuna kadar 10 bin mültecinin Türkiye'ye iade edilmesi kararı aldığı yönündeki açıklamalar da mültecilerde gerginliği arttırdı. Adanın merkezinde gösteriler düzenleniyor, “Moria kapatılsın, sınırları açın, Moria bir cehennem” sloganları atılıyor. Türkiye’de 4 milyona yakın Suriyeli bulunuyor. İç savaştan kaçan Suriyeliler için bugüne kadar 40 milyar dolar harcandı. Türkiye’deki mülteci kampları, taraflı tarafsız tüm dünyanın takdirini topluyor. Suriyelilere modern barınma koşullarının yanı sıra kaliteli sağlık ve eğitim hizmeti veriliyor. Temel insani ihtiyaçları devlet tarafından karşılanıyor. Geçici barınma merkezlerinde kalan Suriyelilerin sayısı Eylül 2019 itibarıyla 63 bin 187 kişi olarak açıklandı. Bu sayı 2018 başında 228 bin civarındaydı. Suriyelilerin yalnızca yüzde 1.72’si kamplarda yaşıyor. Geri kalanı ise şehirlere dağılmış durumda. Türkiye’deki Suriyelilerin yarısı 18 yaşından küçük. Adana'daki Sarıçam kampı mültecilere tüm insani koşulları sağlıyor...