İslamiyette din özgürlüğü

Varlığının temelinde hayatı ve toplumu biçimlendirme iradesi yer alan İslam, gerek zamanlama ve gerek düzenleme açısından, din hürriyeti meselesinin gerçek sahibi olmuştur. İslam, din hürriyeti alanında da en mükemmel noktadadır.

Değerli bir varlık
Varlığının temelinde hayatı ve toplumu biçimlendirme iradesi yer alan İslam, gerek zamanlama ve gerek düzenleme açısından, din hürriyeti meselesinin gerçek sahibi olmuştur. İslam, din hürriyeti alanında da en mükemmel noktadadır.

Asla ayrım yapmaz
Bu çizginin aşılması insanı zalim konumuna getirir. Her hak sahibine hakkını vermek temel kuraldır. Her şeyden önce Allah’ın sıfatlarından biri de ‘Hak’tır. İnsanların sahip olduğu her türlü yarar anlamında olmak üzere ‘hak’ terimi İslami kaynak metinlerde ‘kazanılmış haklar’ı ifade eder. İslam, haklarda Müslüman, gayrimüslim ayrımı yapmaz.

İnsanlık onuru
İslam’da fırsatçılık ve çıkarcılık yoktur. İslami değerler insanı esas alır. Şartlar ne olursa olsun insanlık onuru korunmuştur. Hiçbir durum, aşırılığı ve haksızlığı meşrulaştıramaz. “Bir topluluğa olan düşmanlığınız sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha uygundur” (Maide, 8) ayeti bu bakış açısını oluşturur.

İnsan hakları ve hürriyet
İnsan hakları deyince zihinlere gelen temel çağrışım,insanların sahip olmaları gereken hürriyetlerdir. Bu hürriyetlerin en önde gelenlerden biri de din hürriyetidir. Din hürriyeti kavramı, bir dini benimseyen kimsenin, o dinin gereklerini yerine getirebilme imkanı ifade eder. Din, toplumun temel dinamiklerinden biridir. Varlığının temelinde toplumu biçimlendirme iradesi yer alan İslam, gerek zamanlama ve gerek düzenleme açısından, din hürriyeti meselesinin gerçek sahibi olmuştur.