İsmail YK: Kim bela okursa okusun akıllara ben geliyorum

Red Bull 60 Seconds projesi, sanatçıları 60 saniyelik bir meydan okumaya davet etti ve siz de projenin bu seneki ayağının ilk konuğu oldunuz. Nasıl buluştunuz projeyle? Nasıl bir araya geldiniz?Red Bull 60 Seconds, bağlı olduğum müzik şirketi Musicom Prodüksiyon’a proje teklifi sundu. Projeyi duyunca ben de çok heyecanlandım. Söz konusu müzik olunca ve böyle büyük bir markadan tam içerisinde olmak isteyeceğim bir proje gelince teklifi kabul ettim.Siz bu müzik aletlerini normalde de iyi kullanıyor musunuz?Bazı enstrümanları stüdyo amaçlı çalıyorum. Mesela zurnada nefes alma tekniğine pek hakim değilim. Dolayısıyla bir davul-zurna ekibi gibi 15-20 dakika sahnede çalamam. Fakat bazı enstrümanları saatlerce çalabilirim. Klip yayınlandıktan sonra sosyal medyada oldukça konuşuldu. Dönüşlerden memnun musunuz?Dönüşler çok olumluydu. Yaptığımız Red Bull 60 Seconds projesinde öne çıkan müziğin sözlü, yani komple bir şarkıya dönüştürülmüş hali yok mu diye soran çok oldu. Ayrıca enstrümanların arka arkaya gelmesi de izleyicilerin yoğun ilgisini çekti. 2000’lerin en popüler isimlerinden birisiniz ama uzun zamandır sesinizi soluğunuzu duymuyorduk. Neden geri çekildiniz?Yurt dışında çok sahne aldım. Türkiye’deki televizyonlara çıkma fırsatımız pek olmadı. Son 7-8 senedir televizyonlarda pek eğlenceli müzik programları da yok eskisi gibi. Dolayısıyla seçici olma kararı aldım. Bunun yanı sıra sosyal medyaya ağırlık verdim. Yeni nesil, şarkılarımızı dijital platformlarda keşfediyorlar. Durum şunu gösteriyor ki, dijital platformlar bizler için çok önemli. Dolayısıyla televizyonlarda şimdilik pek yokum. ‘Bomba Bomba’, ‘Bas Gaza’ gibi sloganlaşmış pek çok şarkıya imza attınız ama geçen süreçte müzik de genel müzik dinleyici kitlesi de çok değişti. Bu şarkıları bugün yeni yapmış olsanız, o dönemki gibi ilgi görür müydü?Yapılan şarkı sözlerine de çok bağlı. Örneğin ‘Facebook’ diye yaptığım şarkı bugün belki çok fazla tutmayabilirdi çünkü benden sonra fazlasıyla internetle ilgili başka şarkılar yapıldı. Ama ‘Allah Belanı Versin’ şarkısını bugün de çıkarsaydım yine aynı ilgiyi görürdü çünkü o şarkının yapısının ve sözlerinin trendlerle ilgisi yok; aksine her an kalbimizde hissediyoruz içindeki duyguları. Bu arada arabayı süratli kullananlar var olduğu sürece ‘Bas Gaza’ şarkım da daima tutacak bir şarkıdır. (Gülüyor) Tabii her kim olursa olsun, dikkatli araba kullanmak her zaman en güzelidir. Beni örnek alan gençler varsa gaza basmasınlar; beni örnek alanlar müzik yapsınlar. Sevenleriniz, hayranlarınız olduğu kadar şarkı sözlerinizi çok eleştiren de var. Misal, “Allah belanı versin diye şarkı olur mu?” diyenlere cevabınız ne olur? Yaptığınız tüm şarkıların bugün aynı şekilde arkasında mısınız?Evet arkasındayım. İyi ki böyle bir şarkı yazmışım. Şarkılar çoğu zaman gerçekleri anlatır. Bu şarkıda anlattıklarım da aslında bizim gerçeğimiz. Gerçek hayattan birebir alınan duygular ve yaşananlar. Çok insanın bu duyguları hissettiğini duyduk ve gördük. Özellikle bu şarkı için “Böyle şarkı mı olur?” demek, böyle bir hayat mı olur anlamına gelir. Bela okumayı ben de sevmem, okumam da. İçimizdeki zehri bu şarkı vesilesiyle atalım istedim aynı zamanda. Bu arada en favori şarkılarımdan bir tanesidir. Buradaki eleştirinin alt metni aslında, “İnsan sevdiği insana beddua eder mi?” Sanatın farklı dallarında da çok örneği var ama sizi yakalamışken bu soruyu tam olarak böyle sormak istiyorum. Bütün duygular aşka ve sevgiye dahil mi? Misal İsmail YK’nın aşk tanımı ne?Aşk, çok güçlü ve derin bir histir. Mantık gücünü bile tahrip eder. Peki, müziğin geçirdiği değişimle, rap müziğin son yıllarda çok öne çıkmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?Her 10 senede bir böyle güzel bir rap furyası yaşanıyor. Örneğin 80’lerin sonu Grup Vitamin. 90’lı yıllarda Cartel, 2000’lerde Ceza. İsterim ki rap müzik yapan arkadaşlarımız bu yolda devam etsinler. Tıpkı arabesk müzik gibi çıkan şarkılar yıllara damga vursun. Şu an nasıl bir hayatınız var? Bildiğim kadarıyla Almanya’da yaşıyorsunuz. Orada nasıl bir dünyanız var? Müzikle aynı şekilde iç içe misiniz?Pek değişen bir şey yok. Halen stüdyoda müzik dünyasının içindeyim. Onun dışında arkadaşlarla bir araya gelip şarkı söylüyoruz. Boş zamanlarımda da aslında Türkiye’de vakit geçirmeyi tercih ediyorum. Müziğin tarzından da bağımsız, 90’ların ve 2000’lerin isimleri neden hiç unutulmuyor sizce? Tıpkı sizin şu an yaptığınız gibi, yeni bir şeyle ortaya çıktığında yine hemen herkesin dikkatini çekiyor bir şekilde. Sizce bunun altı nelerle dolu?Eskiden mekanik albüm satışları olduğu için sanatçılar albüm çalışmalarına çok değer verirdi. Hepsi birbirinden güzel olsun diye haftalarca çalışırdık. Şarkılar bu yüzden uzun vadede dinlenecek hale gelirdi. Bu şarkıları söyleyen sanatçılar da hafızalara kazındı bence. Bu benim fikrim. Başka nedenleri de olabilir tabii. Yolculuğunuza bakınca, sizin bugünkü siz olmanızı sağlayan en büyük eşik neresiydi? “İyi ki yaptım ve beni başka bir yere taşıdı” dediğiniz o nokta neresi?Yurtseven Kardeşler’le başladığım müzik serüvenim zamanında, kendi tarzımda yaptığım şarkılarla ortaya çıkan tarz; Yurtseven Kardeşler tarzının çok dışında eserlerdi. Ailem, yani Yurtseven Kardeşler’le yazdığım şarkıları, İsmail YK solo albümüne ekleyerek dinleyicilerle buluşturmaya karar verdik. Albümdeki ‘Şappur Şuppur’ adlı eseri ön plana çıkartarak aslında bir İsmail YK tarzını yaratmış olduk. İnsanın kariyer yolculuğunda yapmadığı şeylerin de kendisine çok katkısı oluyor aslında. Böyle bakınca “İyi ki yapmadım” dediğiniz şeyler neler?İsmail YK solo albüm için müzik şirketi arayışına geçmiştik. Şirketler, tekliflerini “Yurtseven Kardeşler’den tamamen kopacaksın, sadece İsmail YK olarak çıkartacağız” şeklinde verdiler. Ben de ben hem İsmail YK hem de Yurtseven Kardeşler’le yeni projelerde yer alabilirim” deyip talepleri reddettim ve anlaşmayı imzalamadım. Bu da “İyi ki yapmadım” dediğim bir şeydir.Sizin o dönemki tarzınızı bugün yansıtan biri var mı?Açıkçası aklıma pek gelmiyor. Şarkı sözlerinde benzerlikler oluyor bazen. Hatta yorumlarda görüyorum “İsmail YK’nın sözlerini kullanıyor” şeklinde. Bu benim yine de hoşuma gidiyor. Akıllarda kalmış olmak demek o sözler. Hatta artık kim bela okursa okusun, akla hep ben geliyorum.