'MELENDE SU OLDUĞU MÜDDETÇE İSTANBUL SUSUZ KALMAZ'
Barajlarda görülen kirliliği de değerlendiren Kurnaz, "Barajların normalde derin olması gerekir. Yüzey alanı ne kadar genişse o kadar fazla su buharlaşır, bu yüzey alanıyla alakalı bir şeydir. Yalnız barajlar uzun süre kaldıklarında, barajların içerisinde çevreden gelen alüvyon birikir. Dolayısıyla barajların derinliği azalır, genişliği çoğalır. Genişliği çoğaldıkça onula birlikte buharlaşma artar. Bizim Türkiye'deki özellikle eski barajlarda yaşadığımız temel sorun bu. Ne yapmamız lazım gerekiyor, vinçler alacağız. Bunun içerisinde biriken alüvyonları ki alüvyon da çok kıymetli topraktır, götürüp bununla tarım yapacağız. Ama bu inanılmaz masraflı bir şey. Yani herhangi bir barajda bunun yapılması çok zor. Onun için gittikçe barajlarımızda havaların ısınmasıyla birlikte buharlaşma artıyor ve içeride kalan su da biraz sığ su olduğu için oradaki kirlilikte doğal olarak daha fazla artıyor. Baraj derin olduğu zaman en dipteki suyun ne derece temiz ne derece kirli olduğunu bilmiyorsun ama ya su buharlaşıp sen dibini görmeye başladığında ya da çok geniş bir alan olduğunda suyun derinliği azaldığında o zaman bu kirlilik daha da göze çarpıyor." şeklinde konuştu.