Türkiye, 10 yaşındaki Atakan ile bir kitapçıda çekilmiş videosu sayesinde tanıştı. Atakan 5 ayda 250 kitap okuduğunu, felsefeye meraklı olduğunu söylüyor, birçok kimsenin bilmediği yazarlardan bahsediyordu. Herkesin “Kim bu çocuk?” diye sorduğu Atakan’ı POSTA'dan Alev Gürsoy Cimin buldu. Onunla ve annesiyle konuştu. İşte Atakan’ın ilginç öyküsü... Altan-Hülya Kayalar çiftinin tek çocuğu olan Atakan, İstanbul Avcılar’da Mustafa Kemal Ortaokulu beşinci sınıfında okuyor. Baba 4 ay öncesine kadar bir fabrikada çalışıyormuş ama şimdi işsiz. Anne ise ev hanımı. Şu anda işsizlik maaşı ile kıt kanaat geçiniyorlar. Hülya Kayalar, “Atakan 1.5 yaşında gayet düzgün konuşuyordu. Biz kitap okuyan bir anne-baba değiliz ama onun bu özelliğini keşfedince her türlü imkanı sağlamaya çalıştık” diyor. Atakan’ı sürekli kitap fuarlarına ya da kitap satılan yerlere götüren Hülya Kayalar, “Oralarda 150’ye yakın üniversite öğrencisi arkadaş edindi. Bizim tek derdimiz Atakan’ın iyi bir eğitim alması. Bir de ona evde düzgün bir kütüphane yapmak, istediği kitapları alabilmek istiyoruz. Biz işsizlik maaşıyla geçiniriz de, bunları yapabilmek için eşimin acilen bir iş bulması şart. Kimseden maddi anlamda beklentimiz yok” diye konuşuyor. Atakan ise kitap okumaya nasıl başladığını şöyle anlatıyor:Kimse bana ‘Kitap oku’ diye baskı yapmadı. 5 yaşından beri okuyorum. Televizyon izlediğimi hatırlamıyorum. Günde 250 sayfa okuyorum. Nutuk’u, Homeros’un İlyada’sını, Nietzsche’nin ‘Böyle Buyurdu Zerdüşt’ kitabını okudum. Aristo, Platon gibi filozoflardan feyz alıyorum. Felsefeye merakım büyük. İleride kitap yazabilirim. Büyüyünce de psikiyatr olmak istiyorum. Hülya Kayalar, “Cumhurbaşkanımız ve Milli Eğitim Bakanımızdan tek ricam oğlum Atakan’ın arkadaşlarından ayrılmadan özel bir eğitim alması” diyor.