Kabızlık ve el titremesi en yaygın belirtilerden! Uzmanı özellikle uyardı: Ufak bir ağrı ile ortaya çıkıp kansere işaret edebilir!

Beyza Erdoğan – Posta.com.tr / Son yıllarda tiroid hastalıkları, toplum genelinde daha fazla dikkat çeken sağlık sorunlarından biri haline gelmiştir. Tiroid bezi, metabolizmamızın düzenlenmesinde önemli bir rol oynayan hormonları üreterek vücut işleyişimize katkı sağlarken, bu bezde yaşanan fonksiyon bozuklukları ise birçok hastalığa yol açabilir. Hipotiroidi ve hipertiroidi gibi tiroid hastalıkları, yorgunluk, kilo değişiklikleri, ruh hali dalgalanmaları gibi belirtilerle kendini gösterebilirken, bu rahatsızlıkların doğru tanısı ve tedavisi için erken teşhis büyük önem taşımaktadır. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız, düzenli kontrollerin ve bilinçlendirici önlemlerin, tiroid sağlığını korumada kritik bir rol oynadığına dikkat çekti ve önemli detaylara değindi. İşte tiroid ile ilgili bilinmesi gerekenler… Uzman isim, trioidle ilgili rahatsızlıkların öncelikli olarak yol açabileceği problemlere, “Tiroid bezi, boynun ön kısmında yer alan kelebek şeklinde bir bez olup, tiroksin (T4) ve triiyodotironin (T3) hormonlarını üreterek metabolizmanın düzenlenmesinde kritik bir rol oynar. Bu hormonlar enerji üretimi, vücut ısısının ayarlanması, büyüme ve gelişme gibi birçok temel süreçte yer alır. Hormon üretiminde dengesizlik oluşması, hipotiroidi veya hipertiroidi gibi sorunlara yol açarak kalp hastalıkları, obezite ve depresyon gibi ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilir.” sözleri ile dikkat çekti. Her zaman için olmasa da boyunda görülen nodüllerin ve tiroid problemlerinin kanseri tetikleyebileceği de bilinen bir gerçek. Kanser ihtimalini sorduğumuzda Sarıyıldız, “Tiroid hastalıkları ‘nodüler guatr’ ve ‘difüz guatr’ olarak iki ana grupta ele alınır. Nodüler guatr, tiroid bezinde tek ya da çok sayıda nodül oluşmasıyla kendini gösterir. Genellikle iyi huylu olan bu nodüller bazen kanser riski taşıyabilir ve bu durumda biyopsi ile değerlendirilir. Difüz guatr ise yaygın tiroid büyümesi ile karakterize olup çoğu zaman cerrahiye ihtiyaç duyulmaz.” dedi. Uzman isim, “Tiroid hastalıkları genellikle ilaçla tedavi edilebilir. Ancak ilaç tedavisine yanıt vermeyen ya da tiroidin büyüyerek soluk borusu veya ses telleri üzerinde baskı yaptığı durumlarda cerrahi müdahale gerekir. Bilateral total tiroidektomi operasyonu bu tür durumlarda en uygun tedavidir ve hastaların yaşam kalitesini artırır.” diyerek bu hastalıklarda çoğunlukla ilaçla tedavinin uygulandığını ancak cerrahi müdahalenin kaçınılmaz sayıldığı noktalar olduğunu da belirtti. Tiroid kanserlerinde farklı türler olduğu da bilinen bir durum. Doç. Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız’a tiroid kanser türlerini ve neler yapılması gerektiğini sorduğumuzda şu açıklamayı gerçekleştirdi:“Papiller tiroid kanseri, tiroid kanserlerinin yüzde 80-85’ini oluşturan en yaygın türdür. Erken dönemde teşhis edilirse tedaviye iyi yanıt verir. Papiller kanser boyundaki lenf nodlarına yayılabildiği için, boyunda şişlik veya kitleyle kendini gösterebilir. Ultrasonografi ve biyopsi tanıda kritik rol oynar; tedavide ise cerrahi müdahale önceliklidir, ardından gerekli görüldüğünde radyoaktif iyot tedavisi uygulanır.Medüller tiroid kanseri daha nadir görülür (yüzde 5-10 oranında) ve kalsitonin hormonunun seviyesine bakılarak teşhis edilir. Kalsitonin seviyesi yüksek olduğunda, yayılma riski araştırılmalıdır. Tedavi genellikle cerrahi müdahaleyle yapılırken, hastalığın yayılmasına bağlı olarak ek tedavi gerekebilir.Foliküler tiroid kanseri ise tiroid dokusunun uzak bölgelere, özellikle kemikler ve akciğerlere yayılma eğilimi gösteren bir türdür. Tedavi sürecinde ilk adım cerrahi olup, gerekli durumlarda radyoaktif iyot tedavisi de uygulanabilir.” Tiroid, oldukça sinsi ilerleyebildiği için pek çok kez bu bölgedeki hastalıkların fark edilmesi zaman alır. Uzman isim hastalığın belirtileri ile ilgili olarak, “Tiroid hastalıklarının belirtileri, hormonların az ya da çok salgılanmasına göre farklılık gösterir. Hipertiroidi, ellerde titreme, aşırı terleme ve saç dökülmesi gibi belirtilerle kendini belli ederken; hipotiroidi, kabızlık, yorgunluk, ödem ve ses kalınlaşması gibi semptomlara yol açar.” bilgilerini verdi. Tiroid hastalıklarında tetikleyici değişkenlik gösterebilir. Uzmanı konuya ilişkin olarak, “Tiroid iltihaplanması olarak bilinen tiroidit, akut ve kronik olarak sınıflandırılır. Akut tiroidit genellikle viral enfeksiyonların ardından boyunda ağrı ile ortaya çıkar. Kronik tiroidit, otoimmün bir hastalık olup hastaların düzenli olarak endokrinoloji doktorları tarafından takip edilmesi önerilir.” dedi.Sonuç olarak, ilaç tedavisi ile kontrol edilemeyen veya ciddi baskı yaratan tiroid hastalıklarında cerrahi tedavi kaçınılmaz olabilir. Doç. Dr. Türkmen Sarıyıldız, bu sürecin titiz bir tanı ve tedavi planlamasıyla başarılı bir şekilde yönetilebileceğini vurgulayarak sözlerini noktaladı.