BİLMEDEN ÇOK MİKTARDA MISIR ŞURUBU TÜKETİYORUZ
Konu hakkında Avrupa Gıda Güvenlik Ajansı EFSA’nın ilgili Panel Başkanı Dr. Helle Knutsen de, kahve beyazlatıcılarda kullanılabilen palm yağı hakkında daha önce 'Glisidol’ün (palm yağı üretiminde oluşabilen) genotoksik ve kanserojen olduğuna dair yeterli kanıt var, bu nedenle panelimiz glisidil yağ asidi esterleri (GE) için güvenli bir seviye belirlemedi' demişti.
Bu, çok yüksek derecede sıcaklıkla rafine edilerek üretilen palm yağının içinde genleri bozabilen ve kansere yol açabilen kimyasal maddelerin yer alabileceği anlamına geliyor.
Zira, kahve beyazlatıcılarında şeker yerine yaygın olarak kullanılabilen glikoz şurubu ile ilgili olarak da benzer endişeler mevcut.
Glikoz şurubu, nişastanın hidroliziyle yapılan bir şurup. Nişasta kaynağı olarak genellikle mısır kullanıldığı için mısır şurubu olarak da biliniyor.
Dr. Savaş da mısır şurubunun insan sağlığına etkilerine dair güncel birçok araştırma yapılmakta olduğunu anımsatıyor.
"Bu konunun henüz yeterince aydınlatılamamış olması ve hazır gıdalarda şeker yerine mısır şurubu kullanımının giderek yaygınlaşması dikkate alındığında ihtiyatlı olmakta ve günlük alınan mısır şurubunu kontrol altında tutmakta fayda vardır. Kahve beyazlatıcılar bu yönden de tehlike içerebilirler”