Bir fincan lezzetli kahve sabahları sizi uyandırabilir ve sağlığınıza pek çok açıdan fayda sağlayabilir ancak tüketim zamanına dikkat etmekte fayda var. Kahveyi doğrudan yemekten sonra içmek vücudunuzun yiyeceklerden tüm besinleri almasına izin vermez ve demir emilimini yüzde 80 oranında azaltabilir. Vücudunuz yeterli miktarda demir alamadığında bu durum sizi çeşitli şekillerde etkiler ve bu zararlar ilk önce cildinizde görülmeye başlar. Normalden daha solgun ve kuru hale gelebilen cildinizde kırışıklıklar daha belirgin hale gelir. Yemekten hemen sonra kahve içmek, vücudunuzun kalsiyum da dahil olmak üzere diğer vitaminler, mineraller gibi yararlı bileşenleri emmesine engel olabilir. Ter ve idrar yoluyla kalsiyum kaybederiz ve kalsiyum kaybeden vücut, kemiklerden ve dişlerden kalsiyum alarak vücuttaki işleyişi devam ettirmek ister. Bu sürecin sonunda dişleriniz kırılgan hale gelebilir ve diş etleriniz ne yazık ki tahriş olabilir. Çeşitli araştırmalar, kahvede bulunan yağların vücudun kolesterolü düzenleme yeteneğini olumsuz yönde etkilediğini ve bu durumun kolesterolü yükselttiğini ortaya koydu. Normal şartlarda da kolesterol dostu olmayan kahveyi, yemeğin hemen sonrasında içmek, sağlık açısından oldukça riskli bir alışkanlıktır. Gün içinde dengeli beslenseniz bile yemekten hemen sonra kahve içme alışkanlığı, sağlıklı beslenme çabalarınızı sabote edebilir. Çünkü yemekten hemen sonra bir fincan kahve içmek birçok önemli mineralin vücuttaki emilimini azaltır. Bu da saçların dökülmesinde başrol oynar. Vücudunuz demirden yoksun olduğunda kanınızın, vücudunuzdaki saç büyümesini uyaran hücreleri onaran oksijeni taşıması zorlaşır. Bu durum saç derinizin sağlığını etkiler ve sonunda saç dökülmesi, işin sonunda kaçınılmaz olur.