Kan grubunuz ele veriyor! Risk yüzde 16 daha fazla: Kanın pıhtılaşması daha kolay

Kan grubu ve felç arasındaki bağlantı, bilim insanları tarafından yürütülen araştırmalarla kuvvetlendirilmiş durumda. Özellikle bazı kan gruplarına sahip olan kişilerin felç geçirme riski, diğer gruplara göre daha fazla olabiliyor. Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Özkoçak, kan grubu ve felç arasında nasıl bir bağlantı bulunduğunu kapsamlı bir şekilde açıklıyor.

Hilal Gülden Boğazkesen - Posta.com.tr / Kan grubu ve felç riski arasındaki ilişki, bilimsel çalışmalarda ilgi çekici sonuçlarla desteklenmiştir. Araştırmalara göre, belirli kan gruplarına sahip bireylerde felç riski diğer gruplara oranla daha yüksek olabilir. Bununla birlikte genetik ve çevresel faktörlerin de bu riski etkileyebileceği unutulmamalıdır. İşte tüm detaylar!

KAN GRUBU İLE FELÇ ARASINDAKİ GÜÇLÜ BAĞLANTI!
Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, belirli kan gruplarının felç riskini artırabileceğini ortaya koymuştur. Özellikle bazı kan grubuna sahip bireylerde felç riskinin daha yüksek olabileceği tespit edilmiştir.

Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Özkoçak, "Bazı araştırmalar, kan grubunun felç riskiyle doğrudan bir bağlantısı olabileceğini gösteriyor. Bilim insanları, birçok ülkeden verilerin dahil edildiği meta analiz çalışmasında 615.967 bireyin değerlendirildiği 48 çalışmayı inceliyor. Özellikle A kan grubuna sahip bireylerin diğer kan gruplarına göre erken yaşta (18-59 yaş) tıkanmaya bağlı felç geçirme riskinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalar, A kan grubundaki bireylerin pıhtılaşma eğilimlerinin daha yüksek olduğunu ve bu durumun kanın damar içinde daha kolay pıhtılaşmasına yol açabileceğini gösteriyor. Bu da felç riskini artıran önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor" dedi.

O KAN GRUBUNDA RİSK DAHA FAZLA!
Yürütülen çalışmalara göre kan grupları ile felç riski arasında bir ilişki olabileceği biliniyor. Özellikle A kan grubuna sahip bireylerde pıhtı oluşumuna yatkınlık nedeniyle felç riskinin artabileceği belirtiliyor.

Uzman isim, "Araştırmalar, A kan grubu olan bireylerin felç geçirme riskinin %16 oranında daha fazla olduğunu ortaya koymuş durumda. Diğer yandan şanslı olanlar da yok değil; 0 kan grubuna sahip kişilerde bu riskin daha düşük olduğu gözlemlenmiş. Bu bulgu, kan grubunun pıhtılaşma mekanizmaları üzerinde etkili olduğu ve bu etkinin felç riskini artırabileceği fikrini destekliyor. Ancak unutmamak gerekir ki bu durum tek başına felç geçirme riskinizi belirlemez. Genetik faktörler, yaşam tarzı ve sağlık durumu gibi etmenler de büyük rol oynar" açıklamasında bulundu.

FELÇ VE KAN GRUBU İLİŞKİSİ!
Uzman isim, "Kan grubunun yanı sıra felç riskini artıran pek çok başka faktör de bulunuyor. Örneğin; venöz tromboembolizm (VTE), yani damar içinde pıhtı oluşumu, felç için önemli bir tetikleyici olabilir. Derin ven trombozu (DVT) gibi durumlar, özellikle bacaklarda oluşan pıhtıların koparak beyne gitmesine ve burada kan akışını engellemesine yol açabilir. Bu da inme riskini ciddi şekilde artırır. Felç ile kan grubu ilişkisinde venöz tromboembolizme bağlı inmelerin etkisi yadsınamaz bir gerçek" açıklamasında bulundu.

DAMAR SAĞLIĞI ÖNEM TAŞIYOR
Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Özkoçak, "Erkek cinsiyet, 55 yaş üstü ve ailede felç öyküsü bulunması değiştirilemez risk faktörleridir. O zaman biz de değiştirilebilir risk faktörlerine odaklansak fena olmaz diye düşünüyorum. Damar sağlığını tehdit eden ve felç riskini artıran diğer sağlık durumları arasında ateroskleroz (damarlarda sertleşme), kalp hastalıkları ve yüksek kan basıncı (hipertansiyon) yer alır. Hipertansiyon, özellikle beyin damarlarında zayıflamaya yol açarak, kanama riskini artırır ve bu da beyin kanaması riskini yükseltir. Ayrıca diyabet (şeker hastalığı), yüksek kolesterol, uyku apne sendromu, aşırı alkol tüketimi, obezite gibi durumlar da felç için tetikleyici faktörlerdir" dedi.

KAN GRUBU TEK FAKTÖR DEĞİL!
Kan grubu, felç riskini etkileyen tek faktör değildir. Genetik yatkınlık, beslenme alışkanlıkları, stres düzeyi ve fiziksel aktivite gibi unsurlar da bu riski doğrudan etkileyebilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve düzenli kontroller yaptırmak, tüm risk faktörlerini yönetmede büyük önem taşır.

Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Özkoçak, "Felç riskinizi yönetmek, sadece genetik faktörlere bağlı değildir. Yaşam tarzınız da bu riski büyük ölçüde etkileyebilir. Yüksek kan basıncınız varsa bunu kontrol altında tutmak oldukça önemlidir. Çünkü hipertansiyon, felç için en önemli risk faktörlerinden biridir. Sigara içiyorsanız bu alışkanlığı bırakmak, damar sağlığınız üzerinde olumlu etkiler yaratır" dedi.

Uzman isim, "Aynı şekilde aşırı alkol tüketiminden kaçınmak, sağlıklı kiloda kalmak ve düzenli egzersiz yapmak da felç riskini azaltmanın etkili yollarıdır. Sağlıklı bir yaşam tarzı, felç riskini sadece azaltmakla kalmaz. Aynı zamanda sağlıklı bir vücut fonksiyonu sağlar. Düzenli egzersiz, kan dolaşımını iyileştirir ve pıhtılaşma riskini düşürür. Yani yaşam tarzı değişiklikleri ile risk faktörlerini yönetmek, felçten korunmanın güçlü bir yoludur" şeklinde açıklamalarına devam etti.

YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ VE DOĞRU TEDAVİ ÖNEMLİ!
Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Özkoçak, "Felç, beynin kanlanmasının bozulması sonucu gelişen ve hayatı tehdit edebilen bir durumdur. Felç riskini artıran faktörler arasında genetik faktörler, kan grubu, yaşam tarzı ve sağlık durumu yer alır. Özellikle A kan grubu bireylerinde pıhtılaşma eğiliminin daha fazla olması, bu kişilerin felç geçirme riskini %16 oranında artırmaktadır. Ancak yaşam tarzı değişiklikleri ve doğru tedavi yaklaşımları, bu riski yönetmede büyük bir rol oynar" dedi.

Uzman isim, "Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, sigara içmeme ve aşırı alkol tüketiminden kaçınma gibi yaşam tarzı değişiklikleri, felç riskini büyük ölçüde azaltabilir. Ayrıca, robotik rehabilitasyon gibi yenilikçi tedavi yöntemleri, felç sonrası iyileşme sürecini hızlandırabilir ve felçli bireylerin daha bağımsız bir yaşam sürmelerini sağlayabilir" açıklamasında bulundu.

Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Özkoçak, "Unutmayın, felç riskinizi en aza indirmek ve iyileşme sürecinizi hızlandırmak için genetik faktörleri, sağlık geçmişinizi ve yaşam tarzınızı göz önünde bulundurmak çok önemlidir. Hayatta bir şeyleri kaybetmek çok kolay ve hızlı olurken, kazanması zorlu süreç gerektirebiliyor. Sağlığa dikkat etmek, büyük önem taşıyor" sözleriyle durumun ciddiyetinin altını çiziyor.