BUNLAR KANSER YAPIYOR!
Ultraviyole ya da iyonize radyasyon, asbest, sigara gibi zararlılar, Hepatit B gibi virüsler, Helicobacter pylori gibi parazitler ile aflatoksin önde gelen kanser yapıcılar arasında yer alıyor. Hatalı beslenme alışkanlıkları da pek çok kanser türüne davetiye çıkarıyor. 1960’lı yıllardan itibaren anti-kanser ilaçlarının çoğunun doğal besinlerden ya da bitkilerden türetilmiş olduğuna dikkat çekiliyor. Hepsi birbirinden farklı ve vücudumuzun ihtiyacı olan türden olsa da hangi besinin kime iyi geldiği ya da vücutta bir kanser ortaya çıktığı zaman hangi beslenme tarzının uygulanması gerektiği kişiden kişiye değişiklik gösteriyor.
Bu nedenle tüm kanser hastalarına aynı tip diyetin verilmemesi gerekiyor. Bazı spesifik kanserlerde ise kanser tipine özgü diyet ve beslenme protokolleri geliştiriliyor. Bundan böyle insanların hücrelerine ya da biyokimyasal yapılarına hangi besinlerin daha iyi geldiği bulunacak ve kanser olan kişilere kanser sonrası dönemde bu tip besin takviyeleri yapılacaktır. Bazı ülkelerde uygulanan protokollerde ileri evre pankreas kanserinde pankreas enziminin vücuttaki üretimini yavaşlatan ve dışarıdan bu enzimi ihtiva eden besinler veriliyor.
Pankreas kanseri olmuş biri ilave kemoterapilerini alırken bu enzimi daha fazla kapsayan şeyler yediği zaman geride kalan pankreas az çalıştığı için tümörün tekrar etme olasılığı düşüyor. Kısacası bir organa, ona iyi gelen bir besin takviyesi yapıldığında hücrelerdeki rejenerasyon artıyor ve kanserin ilerlemesi bir miktar azalıyor. Uzmanlar, “Bu tip beslenmenin klasik tıbbi ilaçların yanında bireysel kanser tedavisinde de etkili olur.