Şu günlerde bebeğini dünyaya getirmeye hazırlanan gebelerin, zihinlerini aktif olarak kurcalayan bir takım soru işaretleri olabilir. Hamilelik dönemi sadece fizyolojik ve biyolojik bir takım değişikliklerin eşlik ettiği bir durumdan ziyade, kişinin psikolojik ve sosyal yaşamında da yaşadığı birçok stres durumuyla baş etmeye ve bunlara uyum sağlamaya çalıştığı bir süreçtir. Bu süreç başlı başına kritik bir yaşam olayı iken, bir de salgının etkisiyle stres ve kaygıların iki kat artıyor olması çok normaldir. Bir de ebeveynseniz, ikinci ya da üçüncü çocuğunuza gebeyseniz, kardeşler arası kıskançlık krizi korkusu yaşıyorsanız üstelik...
Şu çok iyi bilinmelidir ki, yeni kardeşin aileye katılımıyla çocukta oluşan kıskançlık duygusu ve davranışı kardeşine değil, paylaşılamayan anne ve babasına karşıdır. Aileye katılan yeni üyenin kardeşi / leri tarafından bu kıskançlığı yaşamaları son derece doğaldır. Çocuğun bu duyguyla başa çıkabilmesi yaşına ve ailenin yaklaşımına bağlı olmakla birlikte sosyo-duygusal gelişimi açısından oldukça da önemlidir. İkinci kardeşin gelmesiyle çocuklarda oluşan kıskançlık duygusunun temelinde kardeşinden daha az sevilme ya da dışlanma korkusu yatar. Ebeveynlerin sıklıkla yaptığı hataların başında 'kız/erkek kardeşin olduğu için mutlu olmalısın. Onu sevmediğin için utanmıyor musun?’ gibi kendisinde suçluluk duygusu uyandıran yıkıcı cümle kalıpları vardır. Ya da 'artık abi/abla oldun, böyle davranmak hiç sana yakışıyor mu?’ gibi yıkıcı cümleler. Bu cümleyle çocuğunuza birdenbire büyük yerine konduğu mesajını verirsiniz. Oysa o buna hiç hevesli olmayabilir. Çocuğunuzu erkenden yetişkin yerine koymaya çalışmanız onun aklının karışmasına sebep olur. Kıskançlık bireyi yapılandıran doğal bir olgudur ve hayatın bir parçasıdır. Ancak eksiklik hissedildiğinde arzu olabilir. Kimin kimi kıskandığı belli olmaz ve çocuklar ve yetişkinler arasında gelişebilir. Psikanalist Catherine Mathelin der ki: ‘kıskançlık aile bireyleriyle kendini çeşitli şekillerde özdeşleştirmesiyle de gerçekleşebilir. Babannenin anneanneyi kıskandığına sık sık rastlanmaz mı? Teyzeler, halalar, yengeler birbirlerini kıskanmazlar mı? Daha az akla gelse de anne babalar çocuklarını, çocuklar anne babalarını kıskanmaz mı? Anne babaların kimi zaman şu ya da bu çocuğa özel bir eğilimi yok mudur? Büyükanne ya da büyükbabaların şu ya da bu toruna bir zaafı olduğu yok sayılabilir mi? Ama bu konular bilinmezden gelinir ve konuşulmaz. Durum böyleyken çocuklar kıskançlık gösterdiğinde şaşırıyor ve hemen paniğe kapılıyorsunuz. Bir düşünün bakalım onların açığa vurduğu şey nedir?’