Kilo problemine kalıcı çözüm: Su diyeti!

Vücuttaki toksinleri, ağır metalleri ve atık maddeleri temizleyerek, arındırmasını sağlayan su diyetine ilgi her geçen gün artıyor. Uzmanlar günde 2,5 litre su içmenin metabolizmanın hızlı çalışması, kan basıncının dengelenmesi ve vücut sağlığı için oldukça önemli olduğunu belirtiyor. Fazla kilo ise çeşitli hastalıklara, psikolojik problemlere yol açıyor. Vücudun otofaj sistemini devreye sokan ve aşırı kilolu bireylerde kalıcı bir tedavi olan su diyeti, kişiye özel olarak uygulandığında ve doktor tarafından takip edildiğinde başarılı sonuçlar alınıyor. Günümüzde kadın erkek, genç yaşlı ayırt etmeksizin birçok kişinin yaşadığı kilo problemi, tedavi edilmediğinde çeşitli sağlık problemlerini beraberinde getiriyor. Kimi zaman genetik, psikolojik, stres gibi nedenlere bağlı olarak vücuda yerleşen fazla kilolar vücuttan atılamıyor. Ancak günümüzde birçok kişi tarafından uygulanan ve kişiye özel program ile kilo vermeye yardımcı olan su diyeti, sürekli diyet yaparak kilo veremeyen kişilere de çözüm oluyor. Su diyetininin vücudun açlığa bağlı otofaj sistemini onararak 30 - 40 ya da 50 günlük tedavi süresi ile uygulandığını belirten Kardiyoloji Uzmanı Op. Dr. Hamit Çelik, ‘’Yıllarca kilo problemi yaşayan hastalarda uyguladığımız su diyeti ile yüzde 90 oranında başarılı sonuçlar alıyoruz. diyor. Op. Dr. Çelik'in psikolojik açlığı ortadan kaldırdığını ve vücutta biriken toksinlerin, atık maddelerin ve ağır metallerin atılmasını sağlayarak kilo verilmesine imkan sağladığını belirttiği su diyetinin doktor kontrolünde yapılan uygulama aşamaları şu şekilde:Bu süreçte hastaya susadığı kadar su içmesini öneriliyor:Yanında tüketebileceği bir besin seçiliyor. Bu besin kişinin kilosuna göre değişiklik gösterebiliyor. Su diyetinde tahıl içeren ürünler, baklagiller, içerisinde rafine şeker ve şekerli herhangi bir besin tüketimi yasak. Ancak çay, kahve, soda, yeşil çayı sınırsız olarak tüketilebiliyor. Vücutta bir detoks etkisi yaratan su diyeti, yıllardır uygulanan ancak kilo veremeyen kişilerin çözümü oluyor. Bu süreçte vücudun ihtiyaç duyduğu besinlerin ve sıvıların alınması gerektiğinin önemli olduğunun altını çizen Op. Dr. Hamit Çelik, ‘’Su diyetini uygularken, sınırsız su içilmesini önermiyoruz. Kişi susadığı kadar su içmeli. Bunun yanı sıra vitamin ve mineral bakımından zengin sıvıların tüketilmesini de programa ekliyoruz. Bu sayede metabolizma çalışmaya başlıyor, bağırsaklar temizleniyor, mide rahatlıyor ve boşaltım sistemindeki ishal, kabızlık gibi rahatsızlıkların da önüne geçmiş oluyoruz’’ dedi. Su diyetinin ilaçsız tedavi protokolü olduğunu belirten ve bu diyetin tek başına yapılabilecek bir tedavi yöntemi olmadığını belirten Op. Dr. Hamit Çelik, tedaviye başlanmadan önce hastaların mutlaka bir kardiyoloji muayenesinden ve bazı testlerden geçtiğini belirtiyor. Bunun nedenlerini de şu şekilde açıklıyor:Tedaviye başlamadan önce hastadan mutlaka kardiyoloji muayenesi ve laboratuvar sonuçlarına göre tedaviyi uyguluyoruz. Çünkü kalp ve damar sağlığı bu süreçte büyük önem taşıyor. Bu süreçte vücuda protein alınmadığı için hastanın ürik asidi yükselebiliyor ancak tedavi sonuçlandığında değerler normale dönüyor. Bu yüzden su diyeti doktor kontrolü eşliğinde uygulanması gerekiyor