Tüm bu kültürlerde, kına kullanımının dini bağlantıları da vardır. Kına, naftokinon gibi onu güçlü bir “boya” yapan bileşiklerin yanı sıra; tanin, kumarin, flavinoidler, fenolik asit, steroller ve ksantonlar gibi birçok biyolojik etkiye yol açan ve tedavide çeşitli tıbbi sorunların çözümünde yararlanılan maddeler de içerir.
Prof. Dr. Okan Bölükbaşı, “Kınanın tıbbi kullanımında; verem ilerlemesini durdurduğu, antiviral, antimikrobik, antifungal (mantarlara karşı), protein glikasyonu önleyici, yara iyileştirici, antipiretik (ateş düşürücü), analjezik (ağrı kesici), antiinflamatuvar (yangı-iltihap önleyici) özellikleri olduğu uzun zamandır bilinmektedir. Mollusc, tyripanasoma, gibi hastalık etkenlerine karşı da yararlı olduğu bilinmektedir. Kına, ayrıca kanser, parazit, şeker hastalığı önleyici özelliklere sahipti.