Azra Şahin - Posta.com.tr İki kemiğin birbirine sürtmesini engellemek için eklemler arasında kıkırdaklar bulunur.Bu kıkırdakların bazı sebeplerden dolayı yırtılarak aşınması sonucunda iki kemik birbirine sürtünmeye başlar. Zamanla kıkırdak yapı zedelenerek eklem hareketini bozar ve kireçlenme meydana gelir. Kireçlenmenin en önemli etkenleri ise yüksek kilo, ileri yaş, eşlik eden bazı kemik deformiteleri ya da bağ yaralanmaları olarak sıralanabilir.Ayrıca kortizon ve kullanılan birtakım ilaçlar da kireçlenmeye sebebiyet verebilir. Kireçlenme en sık diz kalça ve bel bölgelerinde meydana gelir çünkü bunlar vücudun ana yükünü alan bölgelerdir. Yine de vücuttaki tüm eklemlerde kireçlenme görülmesi mümkündür. Çoğunlukla 45 yaş ve sonrasında belirti gösteren kireçlenme fiziki olarak ağır iş koşullarında çalışan kişilerde daha sık görülür. Düzenli egzersiz, kireçlenme riskini azaltır ve tedavi yöntemi olarak kullanılır ancak spor geçmişi olup aktif spor hayatını bırakan kişilerde daha sık görülebilir ve ileri derecede eklem kireçlenmesi ortaya çıkabilir. Kireçlenmenin tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu ifade eden Doç. Dr. Okan Özkunt, tedavi evrelerini şu cümlelerle sıralıyor: Fizyoterapi, kıkırdak yapıcı kök hücre tedavileri ya da eklem protezleri tedavi metodlarıdır. Tedavi algoritmasında önce ilaç tedavisi sonra fizyoterapi uygulanır. Ayrıca eklem kıkırdağı yapmayı sağlayan kök hücre tedavileri etkili çözümler arasında yer alır.Etkin tedaviye rağmen şikâyetleri devam eden ve evre 4 artrozu (eklem hastalığı) olan hastalarda cerrahi işlemler ön plana çıkar. Uzman doktor Özkunt, yeni nesil ameliyatsız tedavi yöntemi olan sıvı diz protezi tedavisini anlatıyor: Yeni nesil tedaviler yüz güldürücü kök hücre tedavileridir, hasta ameliyat olmadan kıkırdağı yeniden oluşarak protez yapılmaktan kurtulabilmektedir. Kök hücreler kandan ya da vücuttaki yağ dokusundan alınıp özel bir işlemle ayrıştırılıp poliklinik koşullarında uygulanabilmektedir. Bunun dışında hidrojel (sıvı diz protezi) ya da kıkırdak iğnesi olarak adlandırılan tedaviler de uygulanabilir. Bu tedaviler 45 ile 65 yaş arası, kireçlenmesi son raddeye gelmemiş halen kıkırdak rezervi olan hastalarda güvenle uygulanabilir. Birer hafta arayla 2 yada 3 seans şeklinde uygulanan tedaviler sonrasında fizyoterapi uygulanması ile idame edilir. Amaç hastanın protez ihtiyacını ortadan kaldırmak ya da en azından en az 1 yıl ötelemektir. Uygun hastalarda kök hücre tedavileri son derece yüz güldürücü tedavilerdir. Klinik tedaviler dışında kilo kontrolü, düzenli egzersiz ve doktor kontrolü ile ameliyat olmadan kireçlenme kontrol altında tutulabilir.Ameliyatın kaçınılmaz olduğu kireçlenme evrelerinde ise uzmanlar tarafından gerçekleştirilen protez ameliyatları uygulanır. Artık kolayca uygulanabilen robotik cerrahi işlemlerle hasta 3 hafta içinde değneklerinden kurtulabilir.