Her yumurtada olmasa da bazı yumurtaları kırdıktan sonra içinde oluşan lekeleri görebilirsiniz. Tüketim konusunda tedirginlik yaratan bu durum, aslında farklı sebeplerden dolayı oluşabiliyor. Peki ne kadar güvenli? Yumurtaya dışarıdan bakıldığında bir sorun yokmuş gibi görünse de kırdığınız zaman farklı bir görüntüyle karşılaşabilirsiniz. Endişe verici olan bu lekeler, yumurtanın zehirli olma ihtimalini de akıllara getiriyor. Yumurta sarısında oluşan kırmızı lekeler, kan lekeleri olarak bilinir. Yumurta sarısının içinde oluşan kan damlacıkları, tavukların yumurtladığı sırada kendiliğinden oluşur. Bu nedenle 'yumurtanın döllendiği' varsayımı yanlıştır. Oluşan kan lekeleri, tavuğun yumurtalıklarındaki kan damarlarının yırtılması sonucunda meydana gelir. Kırmızı lekeler, yumurtlama işlemi sırasında folikülün patlamasıyla ortaya çıkar. Yırtılan kan damarı da yumurta sarısı üzerinde birikmiş olabilir. Eğer yumurtanızın içinde kırmızı değil, kahverengi lekeler görüyorsanız bu da 'et lekesi' adı verilen başka bir lekelenme türüdür. Kırmızı kan lekeleri dışında yumurta akında kahverengi veya beyaz lekeler görülebilir. Yumurta sarısında görülen kan lekesi, oldukça nadir rastlanan bir durumdur. Aynı şekilde kahverengi leke görme sıklığı da çok azdır. Ancak lekeli bir yumurta gördüğünüzde sağlık açısından bir sorun yaratmayacağını bilmek çok daha faydalı olacaktır. ABD Tarım Bakanlığı ve Yumurta Güvenliği Kurulu gibi kurumlar, lekeli yumurtaların uygun koşullarda pişirilmesi şartıyla herhangi bir sağlık tehdidi oluşturmadığının altını çiziyor. Çiğ veya az pişmiş yumurta gıda zehirlenmesine neden olabilen Salmonella adı verilen bir tür patojenik bakteri içerebilir. Bu nedenle yumurta çiğ veya az pişmiş olarak tüketilmemelidir. Aynı zamanda pişirme işlemi, yumurtanın içerisindeki protein ve biotinin sindirimini kolaylaştırır. Yumurtayı yüksek ısıda uzun süre pişirmek A vitamini, D vitamini ve antioksidan kayıplarına neden olur. Bununla birlikte, yumurta yüksek ısıda pişirildiğinde içerisindeki kolesterol oksitlenebilir ve oksisteroller olarak bilinen bileşikler üretebilir. Kandaki oksitlenmiş kolesterol ve oksisteroller kalp hastalığı riskinin artmasıyla bağlantılıdır.