Türkiye onu Ebru Gündeş, Orhan Gencebay, Armağan Çağlayan ve Bülent Ersoy’un jüri üyeliğini yaptığı Popstar Alaturka yarışmasıyla tanıdı. Popstar Mehtap Yılmaz, beyine pıhtı atması sonucu kısmi felç geçirdi. Mehtap Yılmaz'ın resmi Instagram hesabından geçtiğimiz günlerde yayınlanan açıklamada şu ifadelere yer verilmişti: Dün gece acil olarak hastaneye kaldırılan Mehtap Yılmaz, beyin pıhtısı nedeniyle kısmi felç geçirmiştir. Tüm sevenlerimizden aldığımız mesajlar doğrultusunda açıklama yapma ihtiyacı hissediyoruz. Şu anda doktorlar, durumunun daha iyiye gittiğini ve gerekli tedavinin yapıldığını belirtmişlerdir. Sağlık durumuyla ilgili yeni bir gelişme olduğunda sevenlerine bilgilendirme yapılacaktır.” Hastanede tedavisi devam eden Mehtap Yılmaz'dan güzel haber geldi. Sağlık durumuyla ilgili sosyal medya hesabından yeni bir açıklama yapan ünlü isim, şu ifadeleri kullandı: Canlarım benim, sizlerin dualarını kabul etti Allah'ım bana bir mucize yarattı ve hayattayım. Mesajlarınızı tek tek okudum binlerce kez teşekkür ederim. İyi ki varsınız. Ben de daha iyiyim, ağır bir durum atlattım. Allah'a şükürler olsun artık odama çıktım. Sizleri çok seviyorum, cansınız. Popstar Alaturka döneminde bir anda Türkiye’nin gündemine oturan bu genç kadın binlerce kişinin desteğini almıştı. Dobralığıyla çok sevilen Mehtap, yarışmadaki performansıyla da birinci olmuştu. Yarışmadan sonra müziğe ağırlık veren Mehtap, ses getiren şarkılara imza atmıştı. Geçtiğimiz senelerde bir programa katılan ve pavyon günlerinden, sahne hayatına merak edilenlerini anlatan Mehtap, genç kızları uyarmıştı: Pavyon kurtuluş değil bataklıktır! Annem ve babam ayrıldığında 11, 12 yaşındaydım. Ama onlar zaten ayrıydı… Sevgi ile büyüyen bir çocuk değildim. Anne ve babamın bir gün bile birbirini sevdiğini görmedim. Boşandıktan sonra iki çocuk babaya iki çocuk anneye verildi. Ben annem ile kaldım. Bir yaşam mücadelesine girdik. Sekreterlik yaptım. Benzinlikte cam silip pompacılık yaptım. Biraz güzelsen, elin yüzün düzgünse insanlar seni kullanmaya çalışıyor öyle ortamlarda. Onu hissettim, mecbur bir süre bu işleri yaptım. Bir kız arkadaşım, beni yemeğe çağırdı. Canlı müzik yapılan bir mekandı, arkadaşım ‘senin sesin çok güzel’ dedi. Mikrofonu bana verdiler, bir şarkı okudum. Orda bana ilgi alaka oldu, teklif geldi. ‘Burada şarkı söyler misin’ dediler, ben de kabul ettim. Orada kitlem oluştu, bir anda şarkıcı oldum. Sonra bu süreç pavyona kadar gitti. Ben hiçbir zaman pavyonda masaya oturmadım. Hep sahnedeydim, teklif gelince kabul etmiyordum, onlar da işime son veriyordu. Sadık hocam ile çok gezdik. Sonunda masaya oturmadan 6 yerde sahne alan solist olarak kabul ettirdim kendimi. Orda o kızları görünce, ‘ben nereye düştüm, ne bu cehennem mi’ dedim. Ben sahnemi bitirip gidiyordum. Hiçbir zaman orada gülmedim, hep ciddiydim. Kulise giriyordum 10 tane kız, sırayla yatıyordu hepsinin üstünde masa örtüsü… Kızları ayıltmaya çalışıyorlar ki müşterinin masasına tekrar gitsinler diye! Dayak yiyenler, senet imzalatılanlar bunları sizler bilmezsiniz… Şimdi durum nedir bilmiyorum. Ben anlatıyorum ki insanlar düşmesinler, özenmesinler… Orada çalışan kızların kimisi okuyor, ailesi yok! Bir gün kulise geldim, bir kız dolabını kitlerken ağlıyordu. ‘Neden ağlıyorsun’ dedim. ‘Benim bir erkek kardeşim var, üniversitede okuyor. Diş doktoru olacak. Üniversiteyi bitirdi doktor oldu şimdi benden utanıyor. ‘Ablam var’ demiyor.’ dedi. Aynı kızı bir gün gazino patronu dövmeye kalkmış, ben de ‘ne oluyor’ diye indim. Patronun elinden aldım. Kızı da oradan yolladım. Hepsine söylediğim oydu ‘gidin buradan’ beni dinlemeyenler ya ölmüş ya da başına bir şey gelmiş… Ben her gün altı mekan gezerdim. Emniyet müdürlüğünden, cinayet şubeden gelirlerdi ‘bu kızı tanıyor musunuz’ diye çünkü öldürülmüş atılmış bir köşeye… Sakın bu hayata özenmeyin. Sahnedeyim biri bana kafayı takmış, para takmaya çalışıyor, masaya bir tekme attım mekan karıştı. Her taraftan mermi yağıyor, kendimi dışarda arabanın kenarına attım. Çok kişi vuruldu o gece… Böyle şeyler çok oluyor, saplantılı tipler çok vardı. İlk sahneye çıktığım zamanımı karşımda görsem ona üzülür, acırdım. ‘Mehtap git buradan seni kim kandırdı, keşke girmeseydin, keşke yapmasaydın‘ deyip sarılır o halimi çıkarırdım oradan. Ben bundan sonra o kızlarımıza sarılıp onları kurtarmak istiyorum. Pavyondan kurtulma hikayesini de anlatan Mehtap, ‘PopStar yarışmasına girdim. Pavyonda son gecem, patron da karşımda, ‘bugün beni son görüşünüz, bir daha asla beni göremeyeceksiniz. Beni ancak televizyondan seyredeceksiniz’ dedim. O gün pavyon maceram bitti. Çok şükür dediğim de oldu bir daha da oralarda sahne almadım. Buradan ailelere sesleniyorum. Çocuklarınıza sahip çıkın. Kimlerle gezdiğine bakın, neler yaptıklarına bakın. Genç kızlarımıza da şunu söyleyeceğim, ‘sizleri kandırmaya çalışabilirler, lüks hayata kanmayın, size sunacakları hiçbir şey gerçek değil. Hayatınızdan gider.