ACI HİKÂYELERİNİ ANLATTI
Ölen üç arkadaş ile aynı köyden olan ve patlamanın yaşandığı madende çalışan Bülent Arçın, hikâyelerini Hürriyet’e şöyle anlattı:
“Aynı madende çalışıyorduk, ben sabah vardiyasındaydım, eve varmadan patlamayı duyduk. Haber alır almaz oraya koştuk, ilk giden ve madene inenlerden biriyim. Madene indik, arkadaşlarımızı kurtarmaya çalıştık. Bazılarını yaralı kurtardık, bazılarının ise cesedini çıkardık. Her yer toz dumandı. 2009 yılında madende çalışmaya başladım, Ahatlar köyünde tek ben vardım. 2019’da ise köylümüz olan ölen üç arkadaşımız işe başladı. Çok sevinmiştim, aynı köyden dört kişi olduk diye. Şimdi de bu acıyı yaşıyoruz, yakın arkadaşlardı, aynı gün işe başladılar, aynı ekip, aynı vardiyada çalışıyorlardı. Aynı noktada da şehit oldular. Üçünün de cesedini yan yana bulduk. Şimdi de yan yana toprağa veriyoruz, dayanılmaz, tarif edilemez bir acı...”
KOLLARIMDA ÖLDÜ
Aynı madende çalışan Sedat Akgün de “Sabah vardiyasındaydım. Patlamayı duyar duymaz madene koştuk” dedi:
“Madene ilk inenler bizdik, patlamadan 10 dakika sonra. İlk indiğimizde önce yaralıları kurtardık, içeride nabızlarına baktık, yaşayanları, yaralı olanları hemen çıkardık. Ben beş kişiyi çıkardım, üçü kurtuldu. Birisi ise kollarımda vefat etti, aldığımda yaşıyordu. 23 yaşındaki Ramazan Özer diye bir arkadaşımız. Kollarıma aldım, çıkarıyordum. O sıra öldü, kollarımda can verdi. Sonra bir kez daha girdim ama yangın vardı, müdahale şansımız olmadı. Ben aşağıya indiğimde barutçu arkadaşımızı yerde yatarken gördüm, dinamitler yanındaydı, daha atmamıştı. Patlamayı dinamite bağlamamak lazım, orada gaz oluştuysa en ufak bir kıvılcımla patlama olur. Aşağıya indiğimizde önce metan gazından kaynaklanan grizu patlaması, ardından da toz patlaması olmuş. İki patlama şeklinde, toz patlaması havanın çıkış yerine doğru olmuş. Orada 2 arkadaşımızı kurtaramadık. Hepimiz köylü çocuklarıyız, yakın köylerde oturuyoruz. Anadolu’nun köylü çocukları öldü.”