Mahkemeden örnek niteliğinde karar! Zina yapan eş hakkında verilen hüküm: Evlilik mallarından pay alınabilecek mi?

Giresun Aile Mahkemesi’nde başlayıp Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne kadar uzanan davada emsal niteliğinde karar verildi. Zina yaptığı ispatlanan ve Aile Mahkemesi tarafından boşanmanın hükmedildiği davada evlilik mallarıyla ilgili de önemli bir karara imza atıldı. İşte tüm detaylar… Takvimler 2016 yılını gösterdiğinde Giresun’da bir çiftin boşanmasına karar verildi. Bu boşanmanın nedeni, kadının zinasıydı. Hürriyet.com.tr’den Oya Armutçu’nun haberine göre hükmedilen karar sonrasında zina yapan taraf, evlilik mallarından pay alamadı. Giresun’da Yargıtay’a kadar taşınan bu davanın sonucu, örnek karar olarak kabul edildi. Kusurlu kabul edilen kadın için kocasına manevi ve maddi tazminat ödemesi kararı verildi. Karara itiraz etmek isteyen taraf, 2021 yılında Giresun Aile Mahkemesi’ne başvurdu. Evlilik süresince alınan araba ve iki daireden payını almak istiyordu. Dava dosyasına eklediği iddialardan biri ise kocasının mal kaçırdığı oldu. Mahkemede 1 milyon TL katılma alacağının faizi ile tahsilini talep etti. Zina yapan tarafın mahkemeye başvurmasının ardından görülen davanın sonucu belli oldu. Türk Medeni Kanunu’na göre boşanmanın zina nedeniyle gerçekleştiği ve davalı tarafın mal kaçırdığı ispatlanamadığı gibi gerekçelerle dava reddedildi. Davacı kadın, verilen kararın ardından süreci istinaf mahkemesine taşıdı. Oya Armutçu’nun haberine göre zina yapan eş tarafından mahkemeye sunulan dilekçede “Davalı kocanın aracı önce başkasına satıp, geri aldıktan sonra da kardeşine sattığı, satın alanların taşınmazları alacak ekonomik güçlerinin olmadığı, devirlerin mal kaçırmayı amaçladığı, davalının ve ailesinin halen bu taşınmazda oturduğu, tarafların boşanması nedeniyle müvekkili aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedildiği, aynı gerekçeyle katılma alacağının da tamamen reddedilmesinin hak kaybına neden olduğu.” ifadeleri yer alıyor. 2022 yılında Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi, aile mahkemesinin hükmettiği boşanma kararının zinaya dayandığından dolayı davacı tarafa evlilik mallarından pay vermedi. İstinaf tarafından sunulan gerçekçe ise şu şekildeydi; “...boşanmanın zina sebebine dayandığı, zina sebebiyle boşanma halinde Medeni Kanun’un 236/2 fıkrası uyarınca hâkimin, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranını hakkaniyete uygun olarak kaldırabileceği yönünde takdir hakkı olduğu, gerek boşanma gerek eldeki dosya kapsamları ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetildiğinde, dosyada belirlenen katılma alacağının kaldırılması cihetine gidilmesinde hakkaniyete, hak ve nesafete aykırı bir durum görülmediği, istinaf dilekçesindeki sebepler bakımından kararın kaldırılmasını gerektiren usul ve yasaya aykırı bir duruma rastlanmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.” İstinaf mahkemesinden de istediğini alamayan kadın, Yargıtay’a başvuru yaptı. 7 Şubat tarihinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de temyizin talebini reddetti. Oy birliği ile alınan kararda kusurlu kabul edilen eşin artık değerdeki pay oranını hakkaniyete uygun olarak kaldırabileceği yönünde takdir hakkı olduğunun altı çizdi. Oya Armutçu, bu kararın ne anlama geldiğini Tekirdağ Barosu avukatı Ergün Vardar ile konuştu. Vardar, “1 Ocak 2002’de yürürlüğe giren TMK ile aksine sözleşme yapılmadıkça evliliklerde yasal mal rejimi olarak, edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanacağı kabul edilmiştir. Evlilik birliği içerisinde edinilen mallara diğer eş ortaktır. Ancak, TMK’nın 236/2 fıkrasında bir istisna getirilmiştir. Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma kararı verilmesi durumunda hâkim tarafından kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verilebilmektedir.” dedi. Avukat Ergün Vardar, verilen kararla ilgili “Yargıtay’ın örnek kararı son derece yerindedir. Boşanma sırasında eşin aldattığı mahkemede ispat edilebilirse, hâkim, aldatılan eşe maddi-manevi tazminat ödenmesine de hükmedebilecek.” sözlerine yer verdi.