Makat bölgesinde meydana gelen ağrılara dikkat! Tedavi edilmezse ilerliyor...
"Makat bölgesindeki ağrı, çeşitli sağlık sorunlarına işaret edebilen rahatsız edici bir semptom olabilir. Hemoroid, anal fissür, anal fistül gibi durumlarla ilişkili olabileceği gibi, bazen daha ciddi bir sağlık sorununun habercisi de olabilir. Makat bölgesindeki ağrıya yönelik doğru teşhis ve tedavi büyük önem taşırken, bu konuda farkındalık yaratmak ve insanların doktora başvurmakta tereddüt etmemelerini sağlamak da kritik öneme sahiptir.
Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Gülçin Türkmen Sarıyıldız, makat bölgesinde hissedilen ağrıların sebeplerini, neden önemsenmesi gerektiğini ve neler yapılmasını gerektiğini sizler için derledi.
Pilonidal sinüs, erkeklerde daha sık görülüyor
Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Gülçin Türkmen Sarıyıldız, pilonidal sinüsün, genellikle sakrum bölgesinde, yani belin hemen altındaki kuyruk sokumu bölgesinde ortaya çıkan bir çeşit kist veya abse olduğunu; deri altındaki bir tünel veya boşluk şeklinde tanımlanabildiğini belirtiyor. Bu durum, genellikle genç erkeklerde daha sık görülüyor, ancak kadınlarda da ortaya çıkabiliyor.
Pilonidal sinüsün başlıca nedeni, genellikle kuyruk sokumu bölgesindeki kıl folliküllerinin tıkanması ve iltihaplanması olarak biliniyor. Bu bölgedeki kıl köklerinin içine giren kıllar, bir çeşit kist veya tünel oluşturabiliyor. Bu durum genellikle kuyruk sokumu bölgesine sürekli baskı uygulayan veya kıl dökülmelerine neden olan kılların bu bölgede birikmesi ile ortaya çıkıyor.
Pilonidal sinüs genellikle ağrı, şişlik ve enfeksiyon belirtileriyle kendini gösteriyor. Enfekte olmuş durumlarda, bu bölgede apse oluşabiliyor, apse patlayabiliyor ve irin boşaltılabiliyor. Ağrılı dönemler arasında, belirtiler kaybolabiliyor, ancak durum genellikle tekrarlayabiliyor.
GENELLİKLE CERRAHİ YÖNTEMLER TERCİH EDİLİYOR!
Pilonidal sinüs tedavisi, genellikle cerrahi yöntemlerle gerçekleştiriliyor ve çeşitli teknikler kullanılıyor. Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız, geleneksel açık cerrahinin, sinüs ve çevresindeki enfekte dokunun çıkarılmasını içerdiğini ve iyileşme sürecinin açık yara yöntemiyle veya yaranın dikişlerle kapatılmasıyla sağlanabildiğini vurguluyor. Marsupializasyon, yara kenarlarının yara tabanına dikilmesiyle içten dışa iyileşmeyi teşvik ediyor.
Flap cerrahisi, karmaşık veya nüks eden vakalar için tercih ediliyor ve çevredeki sağlıklı dokunun yaraya taşınmasıyla gerçekleştiriliyor. Minimal invaziv teknikler ve lazer gibi daha yeni tedavi seçenekleri, daha az ağrı ve hızlı iyileşme sunarken, nüks riski değişkenlik gösterebiliyor. Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız, tedavi seçiminin, sinüsün durumuna, hasta tercihlerine ve cerrahın deneyimine bağlı olduğunu, her yöntemin potansiyel avantajları ve risklerinin bulunduğunun altını çiziyor.
DIŞKILAMA SIRASINDA ZORLAMAYLA OLUŞABİLİR!
Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız, anal fissürün, anüs (makat) bölgesindeki ince dokunun yırtılması veya çatlaması sonucu oluşan bir durum olduğunu, bunun genellikle anüs çevresindeki deride oluştuğunu ve genellikle ağrı, kanama ve bazen iltihaplanma ile görüldüğünü belirtiyor. Anal fissür, dışkılama sırasında yaşanan zorlanma veya anüs bölgesindeki travma sonucu ortaya çıkabiliyor. Anal fissürlerin genellikle kabızlık, diyare ve doğumla ilişkili olduğu biliniyor.
SIKLIKLA GÖRÜLEN ANAL FİSSÜR BELİRTİLERİ NELER?
Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız, sıklıkla görülen anal fissür belirtilerini sıralıyor:
Ağrı: Özellikle dışkılama sırasında ve sonrasında hissedilen keskin veya yanma tarzında ağrı.
Kanama: Anal fissür nedeniyle dışkılama sırasında veya sonrasında kan görülmesi.
İltihap: Anal bölgede kızarıklık, şişlik veya hassasiyet.
Lateral İnternal Sfinkterotomi (LIS), fissürektomi ve advancement flap cerrahisi, tedavide tercih edilen cerrahi yöntemleri arasında yer alıyor.
ANAL FİSTÜL AĞRIYA NEDEN OLABİLİR!
Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız, anal fistülün, anüs (makat) bölgesindeki deri ve kaslar arasında anormal bir bağlantı veya tünelin oluştuğu bir durum olduğunu ve bu tünelin, iç rektal bölge ile dış cilt yüzeyi arasında uzanabildiğini belirtiyor. Anal fistül genellikle anal bezlerin enfekte olması sonucu oluşan bir apse ile ilişkili görülüyor. Apse patladığında ve irin dışarı çıktığında, ardından bir fistül oluşabiliyor. Anal fistül belirtileri; anüs bölgesinde ağrı ve rahatsızlık, apsenin patlamasıyla birlikte irin ve kan boşaltılması, anüs çevresinde akıntı şeklinde sıralanabiliyor.
Anal fistülün cerrahi tedavisi, fistülü kalıcı olarak kapatmak ve enfeksiyon riskini azaltmak amacıyla yapılıyor. Cerrahi tedavi yöntemleri; fistülotomi, seton yerleştirme, fistül tıkaçları ve biyolojik yapıştırıcılar, advancement flap tekniği ve LIFT (Ligation of Intersphincteric Fistula Tract) yöntemi şeklinde sıralanabiliyor.
HEMOROİD SIKLIKLA GÖRÜLEN BİR PROBLEM!
Anüs veya rektum bölgesindeki damarların genişleyip şişmesi sonucu oluşan hemoroidler, iç ve dış olmak üzere iki temel tipe ayrılabiliyor. İç hemoroidler rektum içinde, dış hemoroidler ise anüs çevresindeki damarlarda oluşuyor. Hemoroid genellikle zorlu dışkılama, aşırı ağırlık kaldırma, hamilelik veya uzun süreli oturma gibi nedenlerle oluşabiliyor. Cerrahi tedavi, evde uygulanan yöntemlerin yeterli olmadığı veya hemoroidlerin ciddi bir seviyede olduğu durumlarda düşünülebiliyor. Cerrahi seçenekler arasında şunlar yer alıyor:
Lastik band ligasyonu: Bu işlemde, iç hemoroidlere lastik bantlar takılıyor. Bu bantlar, hemoroidi besleyen damarları sıkıştırarak hemoroidin küçülmesine ve düşmesine neden oluyor.
Skleroterapi: Bu yöntemde, özel bir çözelti enjekte edilerek hemoroiddeki damarların küçülmesi sağlanıyor.
Hemoroidektomi: Cerrahi olarak hemoroidlerin çıkarılması anlamına geliyor. Bu işlem, genellikle büyük ve şiddetli hemoroidler için tercih edilebiliyor.
Hemoroidal arter ligasyonu: Bu teknik, hemoroidal arterlere bağlı olan bir dizi bağlantıyı keserek hemoroidin küçülmesini amaçlıyor.
Cerrahi tedavi seçenekleri, hemoroidin tipine, büyüklüğüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebiliyor. Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız, hemoroid şikayetleri yaşayan kişilerin doktora başvurmaları ve uygun tedavi seçenekleri hakkında bilgi almaları gerektiğinin altını çiziyor.