‘POSTANEDE, ECZANEDE, ÇARŞIDA KİMSE KOŞTURMUYOR’
Murat Cengizer (48)
- Doğduğum, büyüdüğüm şehir İstanbul… Medya sektöründe uzun yıllar haber spikeri, şef editör ve radyo programcısı olarak bu kentte çalıştım. Ama bir tarafında zaman kaygısı taşıyan, diğer tarafında trafiğe gömülü kalan kentin keşmekeşi içinde daha rafine bir hayat aramaya da başladım ve ailemle kente veda etmeye karar verdim.
- Elmalı, İstanbul’a benzemiyor. Antalya’nın batı ucunda dağlar ve makilerle çevrili, nüfusu 50 bini, trafik ışığı sayısı ikiyi geçmeyen bir ilçe. Biz bölgenin hem merkez hem köy sınırları içindeyiz. Besi kamyonlarını, çobanına ter attıran dağkeçilerini, parıltılı buğday tarlalarını, elma bahçelerini, hafta başı kurulan çarşı pazarını, şehre benzemeyen mütevazı koşuşturmaları aynı ortamda yaşıyoruz. Ama tarım zor, çiftçi tecrübesiyse başka bir şey… Yüzümüzü buradan hareketle icara, ortaklara döndük. Şimdi aynı tarlalarda beraber üretiyoruz.
- Eşim Aslı’nın (42) aile kökleri buraya aitti. Aile ziyaretleriyle tanıdım Elmalı’yı ve çok sevdim. Yerleşirken bundan ötürü herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Ancak zorluk dışarıdan kolay görünen tarımdaydı. Ekipmanın hazır, traktörün, mazotun tamam, köylü kardeşin bahçeye ilacı, gübreyi atıyor; umutla yıl boyu bekliyorsun ama ekini don vuruyor, o olmazsa kuraklık geliyor. Bazen su tükeniyor, bazen iç kurdu, kara leke basıyor. Buna vahşi komisyoncu da eklenince kader kısmetle tanışıyorsun.
- Postanede, eczanede, çarşıda pazarda kimse koşturmuyor, kimsenin acelesi yok. Yüzler daha dingin, biraz da meraklı… Burada daha çok okuyorum. Çocuklara diksiyon dersleri veriyorum, gezi yazıları yazıyorum.