5- En beğendiğiniz teknik direktör?
Eric Gerets. Kendisiyle çok derin bir ilişkimiz vardı. Beni futbol dünyasına kazandıran koçtur. Hiç unutamadığım bir Liverpool maçı var, Şampiyonlar Ligi’nde 2007’de parlamamı sağladı. O da yeni gelmişti, bir önceki hocamız ayrılmıştı. 3 günlük bir vakti vardı takımı kurmak için. Bana güvendi, oynattı. Sonra da baba-oğul gibi bir ilişkimiz oldu. Hâlâ görüşüyoruz, ilişkimiz devam ediyor.
6- Neden takım sporu seçtiniz?
Babam antrenör olduğu için ben zaten futbolun içinde doğdum. Her zaman çalım atarak oynamayı sevdim. Sonrasında bir takım oyunu olduğunu anladım ve pas vererek oynamaya başladım. Ama tenisi de çok seviyorum benim için bir tutku. Çok zor bir spor, çünkü yalnızsın ve çok efor sarf etmen lazım.
7- Maça çıkarken gençken olduğunuz kadar heyecanlı mısınız? Yoksa daha mı azaldı?
O heyecanı kaybetmeme duygum sayesinde oynuyorum hâlâ. Sanki midemde küçük bir şey varmış gibi hissediyorum. Negatif bir baskı değil de pozitif bir baskı hissediyorum ve ben buna aşığım. Kampa girdiğimizde, kamp hazırlığı yaptığımızda ben hep o midemdeki şeyi hissediyorum. En büyük tutkum bu.
8- Forma numaranızın sizin için bir anlamı var mı?
28 Eylül 1984’te doğdum. O yüzden 28 numarayı seçtim.