Doç. Dr. Sevi, yapılan çalışmaların mevsimsel depresyonun mevsimsel temelli olmayan majör depresyona dönüşebilme oranının ise yüzde 33-44 aralığında olduğunu belirterek, “Türkiye’de mevsimsel depresyon alt tipini tanılamaya yönelik yapılan bilimsel çalışmaların oldukça sınırlı olduğu, ancak yapılandırılmış bir görüşme çizelgesinin adapte edilmiş olduğu görülmektedir. Yapılan bu çalışmada majör depresif bozukluk tanısı alan hastaların 3 de 1’i mevsimsel depresyon alt tipi olarak değerlendirilmiştir. Tıp fakültesi öğrencileriyle yürütülen bir çalışmada ise, mevsimsel duygu durum bozukluğu sıklığı yüzde 18.5 ve eşik altı belirtilerinin sıklığı yüzde 35.1 olarak belirlenmiştir” dedi.
Mevsimsel depresyonu tanımlayan Doç. Dr. Sevi, “Mevsimsel depresyon ya da mevsimsel duygu durum bozukluğu, mevsimlerin değişmesiyle tetiklenen, yineleyici türde bir majör depresif bozukluktur. Başka bir deyişle, depresyondan ayrı bir tanı değildir; majör depresif bozukluğun bir alt türüdür. Ruh Sağlığı Bozukluklarının Tanı Ölçütleri Başvuru El Kitabına göre (DSM-5) tanı kriteri, en az 2 yıl boyunca her yılın belirli mevsimsel dönemlerinde başlayıp sonlanması ve diğer mevsimlerde belirtilerin görülmemesi, bu dönemin büyük bir bölümünün depresyon belirtileriyle geçirilmesidir. Mevsimsel depresyon daha çok sonbahar ve kış aylarında görülmektedir, yaz ayları ve ilkbaharda nadiren görülür” diye konuştu.