Prof.Dr. Canan Karatay “Meyve artık yararlı değil zararlı bir şey haline geldi. Meyvede mineral ve vitamin çok azaldı. Bütün hastalıklara zemin hazırlıyor” dedi Meyve yiyebilir miyiz?Modern meyvenin düşmanıyım. 1950’de 1 elmada 4,5 mg demir vardı. 1998’de 26 tane yerseniz ancak 0,18 mg demir alabiliyorsunuz. Mevzu nerede o eski meyveler meselesi. Dağda yetişen kurtlu elmadan yiyebilirsiniz. Çünkü kurt bizden akıllıdır, o yiyorsa biz de yiyebiliriz. Amerika Gıda Kurumu, geleneksel tarımla modern tarımın meyvelerdeki mineral oranlarını karşılaştırmış. Tarıma traktör, suni gübre, böcek ilaçları girdiğinde meyvede hiçbir şey kalmadığını, buna karşın früktoz dediğimiz meyve şekerinin çok fazla arttığını göstermiş. Hastalıklar artıyor. Rakamlar dehşet verici. 1980-2011 arasında kalp hastalığı yüzde 400 kez artmış. Kronik bronşit yüzde 800, astım yüzde 4 bin kez artmış. Mineral açısından fakirleşen meyveler bu hastalıklara zemin hazırlıyor. Meyveler artık yararlı değil zararlı bir şey haline geldi. Früktoz içeriği çok fazla olduğu için karaciğeri yağlandırıyor. Faydası olmayan, zararlı bir şeyi vücudunuza yüklemeyin, diyorum. Meyvelerden kavun, karpuz, üzüm konusunda özellikle dikkatli olmak lazım. Bunlar kan şekerini, ürik asidi çok yükseltiyor. Babam şeker hastasıydı, annem bize çocukluktan itibaren şeker vermedi. Babam niye şeker hastasıydı? Elazığ’da bağdan üzüm gelirdi. Başına oturur ölçüsüz yerdi. Gut hastalığının da en önemli sebebi kırmızı et ya da yumurta değil şekerdir, aşırı früktoz tüketimidir. Artık gösterildi ki gut hastalığı fruktoz (meyve şekeri) zehirlenmesi belirtisidir. Meyve suyu, şekerli sudur. Çocuklarınıza vermeyin. Taze sıkılmış meyve suyu bile fruktoz dolu! Meyve suyu bebeklerde, çocuklarda ve gençlerde alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasını başlatır. Antibiyotiğe karşı mısınız?Hayır, değilim. Gerektiğinde verilmeli. Ama her önüne gelene veremezsiniz. Verecekseniz kurallara uyacaksınız. Nedir bu kurallar? Önce boğazdan, balgamdan, ciltteki yaradan, idrardan veya büyük abdestten kültür alacaksınız. Buradaki bakterileri üretip bakacaksanız. O bakterilerin hangi antibiyotiğe hassasiyeti varsa onu vereceksiniz. Lüzumsuz kullanım bütün dünyada büyük problem. Artık antibiyotik direnci gelişti. Bir sebebi de hayvanlara verilen antibiyotikler. İstesek de istemesek de bu ilaçlar vücudumuza giriyor. Kesinlikle... Gribe virüsler yol açar. Antibiyotik virüslere değil bakterilere karşı etkilidir. Grip vücudunuzda var olan virüslerin canlanmasından ortaya çıkar. Bu yüzden boşuna antibiyotik kullanıp dost bakterileri öldürmeyin, antibiyotik direncine yol açmayın. Probiyotik gıdalar tüketeceksiniz. Doğal fermantasyon sirke, doğal ev yoğurdu, ev turşusu... Burada özellikle sirke konusuna değinmek istiyorum. Şimdi herkes evde sirke yapıyor ama bazıları yanlış yapıyor! Doğal, gerçek sirkenin oluşması 1-2 ay değil ortalama 6 ay sürer. ‘Sirke, sirke anası yardımıyla 40 günde olabilir’ diyorlar. Evet, olabilir ama o probiyotik etkili sirke olmaz. Gerçek sirkeyi içtiğinizde meyve suyu gibidir, sadece dilinizi, boğazınızı biraz yakar. Ama midenizi yakmaz, kokusu sizi rahatsız etmez. Bağırsak sağlığının bozuk olduğunu bazı belirtilerden anlayabiliriz. İshal, kabızlık, midede ekşime, gaz, şişkinlik en önemli belirtiler. Bütün bunların temelinde her türlü unda, özellikle ekmekte bulunan gluten ve lektin proteinleri yatıyor. Bu da dost bakterileri yok ediyor. Kronik bağırsak hastalıklarının en büyük sebebi bağırsakta dost bakterilerin yetersiz oluşu. Bağırsak sağlığı için ekmek yemeyeceğiz, unlu mamulden uzak duracağız. Doğal sirke yapılabilmesi için kullandığınız meyvelerde tarım ilacı olmayacak. Sirkeyi hava aldırıp beklettikten sonra ‘sirke anası’ kendiliğinden oluşur. Yaygın yapılan yanlış ‘sirke anasını’ en başta maya olarak kullanmak. Oysa bunu yoğurt mayası gibi oradan oraya kullanamayız. Sirke olduktan sonra ‘ana’yı süzüp atmak gerekir. Süzdüğünüzde zaten içindeki bakterileri de sirkeye bırakır, sirkenin kalitesini artırır, geriye ince bir zar kalır.YARIN: HANGİ SEBZELERİ TÜKETMELİYİZ HANGİLERİNDEN UZAK DURMALIYIZ?