Müjde Uzman, tiroid kanserini atlattı ve Kasım ortasında ‘Babamın Günahları’ dizisiyle ekranlara dönüyor. Diyor ki: Şöhret deyince geriliyorum. Sürekli birilerin sana bakması herkesin senin hakkında fikir beyan etmesi çok rahatsız edici İpek Atcanipek.atcan@posta.com.trYıllardır oyunculuğa karşı dev bir sevgi beslemediğinizi söylüyorsunuz. Ama yine bir diziyle karşımızdasınız! Ben oyuncu olma hayaliyle büyümedim. Birçok oyuncuda, “Bu meslek aşksız yapılmaz” algısı var. Ben, müzik eğitimi almış, piyano çalan, müzik aşkıyla yanıp tutuşan biriyim. Oyunculuk da bir sanat dalı. Tabii ki belli bir istek gerektirir. Ama marangoz olsaydım da aynı şeyleri hissederdim. Bu mesleği olduğundan fazla bir yere koyup, abartmıyorum. Sektörü özlemek ve dinlenmek istedim. ‘Babamın Günahları’nın yönetmeni Abdullah Oğuz ile hiç çalışmamıştım. Teklif gelince kabul ettim. Ekip de çok iyi... Evet. Kadir Doğulu’yla zaten tanışıyorduk. Ekipte tanıdığım biri olmasına dikkat ediyorum. Öyle kendimi daha iyi hissediyorum. Hem tanıdıklarım vardı hem de hikaye hoşuma gitti. Oynarken farklı olanı arıyorum. Çekimler devam ediyor. Kasım ortasında izleyiciyle buluşacak. Kendime sürekli “Beğeniliyor muyum, becerebiliyor muyum, talep görüyor muyum?” sorularını soruyorum. Yönetmenler, senaristler iyi iş çıkardığımı söylüyorlar. İçimde yatan aslanın başka bir şey olduğunu fark edersem, giderim. Belki başka şeyler tecrübe etmek isterim.Seçicisiniz. Karar vermenizde ne etkili oluyor? Kafamda hep bir terazi vardır. İsteyip, istemediklerimi tartarım. Para ya da rolün büyüklüğüne göre tercih yapmak yerine beni mutlu edecek kararlar alıyorum. Hiçbir zaman büyük rol istemedim. Değişmeyen tek şey bu oldu. Dizilerin matematiğini gördüm ve soğudum. Dizilerde ana karakterler ve onlara pas atan yan karakterler var. Yabancı dizilerde en küçük karakterin bile ciddi bir altyapısı var. Bizde başrol sevilsin ya da sevilmesin diye uğraşılıyor. Ama bir de izleyici gerçeği var. Ben de bazen basit ve bin senedir işlenen bir hikaye izlemek isteyebilirim. İstanbul’da olmak size iyi geliyor mu? Doğma büyüme İstanbulluyum ama hiçbir zaman İstanbul’u sevmedim. Kaosu sevmem. Düzeni ve sakinliği severim. Az insanlı, bol doğalı ve manzaralı yerlere ihtiyacım var.İstanbul’da da doğaya ulaşabileceğin yerler var. Ama oralara ulaşabilmek için saatlerini veriyorsun. Verimsizlikten nefret ederim. İstanbul’da günde sadece bir iş halledebiliyorsun. Geceyi erken bitirip, sabah erken kalkman gerekiyor. On adım sonrasını düşünen bir tipim. Dolayısıyla İstanbul’un döngüsü beni yoruyor. Gittiğim yerlerde uyanıyorum ve sadece kahve içmeyi düşünüyorum. Önümde deniz, oksijen ve doğal besinler oluyor. “Kaotiksin maotiksin ama yine de seni seviyorum İstanbul”cu değilim. Kameralardan kaçan biri değilsiniz. Fakat yalan dolan bir şey yazıldığında anında sosyal medyadan cevap veriyorsunuz.Çocukluğumda da böyleydim. Bir gün sadece kendi gazetecilerini barındıran bir alışveriş merkezinden çıktım. Her zaman izin alarak fotoğrafımı çekerler. Yine çekmişlerdi ama bu sefer “Müjde Uzman, mağazaları gezdi, alışveriş yaptı, sonra da çıktı” yazmışlar. Ama alışveriş yapmamıştım. Fotoğrafı çeken arkadaşı tekrar gördüğümde, “Benimle insan gibi konuştuğunuz için size fotoğraf çektiriyorum. Neden uyduruyorsun” dedim. “Kötü bir şey yazmadım ki” dedi.Siz de kızdınız... Evet. Benimle ilgili neyin kötü, neyin zararlı olduğuna benim dışımda kimse karar veremez. Diğer yandan medyanın pozitif tarafını Van depreminde gördük. Ama kim olursa olsun, arkadaşım, ailem ya da basın... Benimle ilgili yalan bir şey söyleyemez. Hakkımda yazılan yanlışları sosyal medyadan düzeltiyorum. Onun elinde fotoğraf makinası varsa benim elimde de sosyal medya var. Şöhret deyince geriliyorum. Bir insan neden ünlü olmak ister, hiç anlamıyorum. Çünkü sürekli birilerin sana bakması, seni tanıyan tanımayan herkesin senin hakkında fikir beyan etmesi çok rahatsız edici. “Televizyona çıkıyorsan eleştiriyi kabul edeceksin” diyenler var. Eleştiriyi herkes kabul edebilir ama ben iftiraya karşıyım. Arkadaşlarım “Uğraşma, kendini üzme” diyorlar. Ben kendimi üzmüyorum. Sadece susmuyorum. Sadece birilerin “orada dur” demesi gerekiyor. Ben de bir gün haddimi aşarsam lütfen bana birileri “dur” desin.Hakkınızda ilişki haberleri görmüyoruz. Uzun zamandır çıktığınız biri olmadı.Belki oldu da görmüyorsunuz. Hayatta milyon tane konu var ama ilişki aklıma gelen bir konu değil. Büyüklerimiz de, “Artık bu yaşa geldin, yok mu biri” demeyi seviyor. Hayatımı tek başıma da sonlandırabilirim. Öncelikle mutlu olmak istiyorum. Tecrübe edinmek, arkadaşlarımla eğlenmek, kedilerimle oturmak, dizi izlemek istiyorum. Evlilik ve düğün merakım yok. Hayat bu. Neden olmasın?Birkaç yıl önce tiroid kanseri tedavisi gördünüz. Geçirdiğiniz operasyonu sosyal medyadan paylaşmıştınız. Yaşadıklarınızdan sonra korku ve endişe kriterleriniz değişti mi? Kendimi bildim bileli ölüm korkusuyla kavga ediyorum. Hayır. 12-13 yaşındayken de bir gün öleceğim biliyordum. Çoğu insan böyle bir şey yaşadığım için güçlendiğimi düşünüyor. Bu sadece bakış açıma bir onay oldu. Yırttıktan sonra konuşması kolay oluyor. Ben en zararsızına denk gelmişim ama ne olursa olsun adı korkutucu. O fotoğrafı babam yollamıştı. Hastayım diye ilgi beklemeyi düşünmedim. Bilen insanlar aramak istiyor ama olayı tekrar tekrar anlatmak çok zor. Bu yüzden az insan bilsin istedim. Nasıl farkedildi? Erken teşhis olduğum için kolay atlattım. Annem tiroid hastası olduğu için bizi her yıl doktora götürürdü. Gençken çabuk iyileşiyoruz, bazı hastalıkları fark etmiyoruz. Oysa belirtiler erken başlıyor. Doktora gidin, kendinizi ihmal etmeyin. Birkaç kişi tedaviyi reddettiğini ama paylaşımımdan güç aldığını söyledi.Bir yandan kendinizi sosyal sorumluluk projelerine adadınız... Yıllardır hayvan barınaklarıyla ilgileniyordum. Mama ve para yardımı yapıyordum. Bu mesleğin eksilerinden şikayet edip, bırakmamamın sebeplerinden biri de tanınmamın faydaları. Bu sayede birçok kişiye ulaşabiliyorum. Özellikle kanserle ilgili derneklere yöneldim. Asla yapmam dediğiniz şeyler var mı? İçinde haksızlık barından hiçbir şeyin içine giremem. Tartışma programı, yarışma bile seyredemem. İzleyebildiğim tek şey futbol maçları. Onda da iyi oynayan varsa ve kaybediyorsa kahroluyorum.İş kadını olmak gibi bir isteğiniz de var diyebilir miyiz? Evet. Oyunculuğa yeteneğim var ama organizasyon yapmaktan daha çok zevk alıyorum. Kendimi hazırlıyorum. İçinde müzik ve organizasyon olan bir iş yapmak istiyorum. İnşallah bir gün yapacağım.