Benim meşgul olduğum iş belli ablacığım. Müzik dışında pek bir şeyle ilgilenmeyi sevmiyorum. Tek üzüntüm 30 senelik efsane mekanımı kapatmak oldu. Pandemi boyunca kapalı kalınca biraz keyfimiz kaçtı. Çocuklar, “Kiraya verelim çok isteyen var,” dedi. Ben de “Oğlum 30 senelik mekandır, yazık günah” dedim. Sonra bir şekilde ikna oldum ama finalde çok üzüldüm. En çok sanat camiası etkilendi. Esnaf yine iş yerini iyi kötü açtı ama müzik, sanat sıfır. Resmen müzik dünyası durdu. İki sene yattık yani. Allah’a şükür üç-beş kuruşumuz vardı da geçindik ama müzisyenlerin hali çok perişandı. Sazını, evindeki kilimi satan oldu. 10 liralık sazı bir de çaresizlikten iki kuruşa sattı. Gelecek konusunda iyimser misiniz?Ben karamsarlığı sevmem ama her şeye de tozpembe bakmam. Dünya çok zorda. Bazı şeyler de tamir gerektiriyor. Adamın buzdolabı bozuluyor, tamiri için 500 lira harcıyor ama altı ay kendini toparlayamıyor. Bu sadece bize mahsus değil. Haberleri izleyince görüyoruz. Hollanda’da, Danimarka’da insanlarla röportaj yapıyorlar. Onlar da “Önceden 30 euro’ya aldığımız şeyi 90 euro’ya alıyoruz’ diyorlar. Bizim halk ekonomiden yakınıyor ama, Amerika da Avrupa da aynı durumda. Hükümet ne yapsın? Geçenlerde bir Hollandalı “Arabaya binemiyorum benzin pahalı, evde battaniyeyle oturuyorum çünkü doğalgaz pahalı” diyor. Dünya kötü! Ayrıca ben ekonomi falan bilmem, ben sadece sazın telinden anlarım. Bu hükümet, ülke için çırpınıyor. Eksikler elbette vardır ama yapılanları görmemek vicdansızlık. Benim siyasetle pek ilgim yok ki! Bu yandaş kelimesi de hoş değil. Misal ben AKP’yi tutuyorum. Bana yandaş diyen arkadaş CHP’li değil mi? Bana yandaş diyen de yandaştır. Sanki biz vatan hainiyiz. Onlar iyi. Benim kimden ne çıkarım olabilir? “Konser kapmak uğruna resepsiyonlara gidiyorlar” diyorlar. Kardeşim, benim Cumhurbaşkanı aracılığıyla gelmiş bir tane konserim yok. Bende devlet saygısı var, çağırdıklarında gidiyorum. Ayrıca yaptığı birçok hizmeti de beğeniyor ve onaylıyorum. Biraz gevşedi bu uygulama. Zaten racon da değişti. Millet alıştı 22.00’de sahneye çıkıp birkaç saatte bitirmeye. Müzik kısıtlaması umurumda değil çıkarım sahneme ve çorba paramı kazanırım.77 yaşındasınız ve ömrünüzü sanata adamışsınız. Dünden bugüne neler değişti?58 yılımı müziğe adadım. Gelmek istediğim noktadayım şükür. Emeğimin de karşılığını aldım. Ben şu anda piyasada olan arkadaşlar gibi 20 yaşında şöhret olmadım. 40 yaşından sonra şöhret oldum. Çocukların evlerini alacak kadar durumum yoktu ama bunu başardım sonradan. Büyük solistler yine kazanıyordu. Bizim insanımız iyi maldan anlamaz, kültür seviyesi çok düşüktür. Bu sözüme insanlar kırılırsa da kırılsın önemli değil. Bu insanlarımızın da suçu değil. Bu insanları olduğu yerde bırakan sistemdir. Mesela batıdaki çocuklar, Mozart’ı, Beethoven’ı tanıyor ama benim çocuğum kendi Mozart’ını Beethoven’ını tanımıyor. Tanıtmamışız. Bunu tanımaları için sanatımızın, kültürümüzün okullara girmesi lazım. Bu bir eksiktir. Gençlerin kullandığı Türkçeye bakılırsa dini, imanı tanımıyorlar. Çok açık her şey. Amerikan kültürü ön planda. Yırtık pırtık elbise giyiyorlar. Bu şimdi Türk kültürü müdür? İslam kültürü müdür? Eskiden pantolonumuz yırtık olduğunda utançtan dışarı çıkamazdık. Lan içine edeyim böyle modanın! Böyle moda mı olur ya? Buna moda diyen kafayı sıyırmıştır? Yırtık pırtığın modası mı olur? Buna moda diyen şalvar giysin o zaman. Moda şalvardır benim için ama sen şalvarı tanımıyorsun daha. Kendi benliğini tanıyacaksın önce. “Çocuğa gitar aldım hocam” diyor. Be hıyar, neden bağlama almıyorsun? Önce bağlamasını öğrensin, sonra gitar da çalsın. Abla tabii ki giyiyorlar. Ben karışmam çünkü onlar normalini de yapıyorlar.Yani şalvar mı giyiniyorlar?Kültürleri ne gerektiriyorsa onu yapıyorlar. Sen 20 yaşından sonra bir çocuğa namaz kıldırıp oruç tutturabilir misin? Kendi tercihine bırakırım… Olmaz! O tercih etmesini bilmez ki? Sekiz yaşındaki çocuk ne tercih edecek? Sen ona dinini, imanını, kültürünü küçük yaşta aşılayacaksın. Bu aşıyı yapmazsan o çocuğa 20 yaşından sonra ne şalvar giydirebilirsin ne namaz kıldırabilirsin ne oruç tutturabilirsin. Ben Türk’üm. Dinimi, imanımı severim. Buna göre de yaşamaya çalışıyorum.Yaşam felsefeniz nedir?Öyle bir felsefem yok. Her konuyu gerektiği ve öğrendiğim şekilde yapmaya çalışıyorum. En son Bülent Ersoy’la program yaptınız. Program olaylı bitti ve siz birbirinize girdiniz. Neler oldu?Suç bende değil. Karşı taraftaydı. Hatalıydı. Ben de gerekeni yaptım. Konu orada Bülent Ersoy’a laf giydirmek değil hakikati ortaya koymaktı. Onu yıllardır müzik adına şah ve padişah bildik ama fakirin tırnağı bile olamaz. Değilim ama keşke başlamasaydım. Yapımcımızın yoğun ısrarıyla kabul etmiştim ama bunun böyle olacağını biliyordum. Bir haftada patladı zaten. Görünen köy kılavuzu istemez. Bu yaştan sonra kimsenin star’lık kompleksini çekemem. Bence bu kaprisler acizliktir. Kendine güvenen insan kapris yapmaz.Dava açmıştı size ne oldu? 1 TL’lik dava açmıştı ama bu 1 TL, benim değil onun değeridir. Bana değer biçtiğini zannediyor, halbuki kendi değerini ortaya koyuyor. Sanki ben marabayım da orada bana utanmadan “Kürdo” diye bağırıyor. Çok ayıp. Ahlak ve terbiye meselesi bu işler. Ne olursan ol önce terbiyeli ol. Vallahi benim sahnede mendillerim var dekoltem yok. Sahne şov yeridir. Kimseyi eleştirmem. Eskiden televizyonda program yaparken klima yoktu. Baktım içerisi hamam gibi oluyor, eve gidince bizim hanıma, “Gelecek hafta cebime bir mendil koy da terimi sileyim” dedim. Ben hatundan terimi silmek için havlumsu bir mendil istedim ama hanım Mardinli ya sen kalk iğne oyalarıyla mendil yap. “Ulan bu ne? Bize yakışır mı?” diye çıkışırken baktım mendil bizden daha meşhur olmuş, “Hatun, sen oyaya devam et” dedim.