Sekiz yaşındaydım oyuncu olmak istediğimde. Babamla film izliyorduk. “Olursun kızım” demişti pek inanmamıştı bana. Sonrasında çevremde hissettiğim hep aynıydı. Meslek seçimim ve sonrasında izlediğim yol çevremin bana inançsızlığından kaynaklanan kendime olan inancım. Zamansız yaşayan biriyim. 30 yaş benim için 30 yıldır bu kara parçasının üzerindeyim demek. Sekiz yaşındayken de gönlümde bana fısıldayan ses aynı sesti. Bir sürü deneyimim oldu. Kendimi geliştirdim. Ama bu “Vay be 30 oldum, yaşlandım” gibi bir his vermiyor. Herkes kendi şartlarında, kendi gücünü var ediyor. O yüzden “Güçlü kadın şudur” diyemem. Bu tarz kalıpların, kuralların içine sıkışmak istemiyorum. İç enerjim çok düşükse kick-box, eğer iç enerjim çok yüksekse tai chi yapıyorum. Evde yemek yapmayı çok seviyorum. Ne kadar yoğun olursak olalım birkaç saat eşimle (Kadir Doğulu) görüşmek, oturmak sakin bir şekilde muhabbet etmek iyi geliyor. Hayal demek gerçekleşmeyeceğine inanmayacağım bir şeymiş gibi geliyor bana. Hayali ortadan kaldırıyorum. Ayakları çok daha sağlam basan bir yere getiriyorum. Her şey mümkün çünkü. Korkmamanın, cesur olmanın, inanmanın, tamamlanmanın peşindeyim.