Olimpiyat madalyalı sporcunun yürek burkan hikayesi! Eşinden sır gibi saklıyordu, saçları avuç avuç dökülüp 35 kiloya düştü!

Engelli koşunun efsane isimlerinden biriydi. Pistlerde bir profesyonel olarak yer almaya başladığında henüz sadece 15 yaşında olan sporcu, kısa sürede Olimpiyatlar'da yarışacak kadar başarılı bir seviyeye gelmişti. Hastalığı onu ensesinden yakaladığında hayatı aniden alt üst oldu. İşte Olimpiyatlar'da madalyadan madalyaya koşan atletin yürek burkan öyküsü...

Gail Devers isimli atlet, profesyonel bir atlet olarak koşmaya başladığında 15 yaşındaydı. Üniversiteye gelene kadar 100 metre engelli ve sprint yarışlarında kendini geliştiren sporcu adeta rekorlar arasında koşuyordu. 1988 yılında Olimpiyatlar'da ülkesini temsil edecek takıma seçilmesi elbette tesadüf değildi.

58 kilo olan ve kaslı vücudu ile dikkat çeken genç kadın vücudunun en verimli dönemini yaşıyordu. Engellerle dolu olan pisti 12.61 saniyede tamamlayabilen Devers, Olimpiyatlar'da madalyanın en güçlü adaylarından biri olarak görülüyordu.

Seul'de gerçekleşecek müsabakalar yaklaştıkça Devers'in vücudunda bir rahatsızlık boy göstermeye başladı. Kendindeki tuhaf değişimlere anlam veremeyen genç kadın sağlığında bir problem olduğundan emindi. ,
Saçları avuç avuç dökülen atlet koşu yaparken ilk kez hamstring kasını sakatlamıştı. Düşük tempolu bir koşu sırasında olması ve ilk kez başına bu durumun gelmesi ise en tuhaf kısmı oluşturuyordu. Tüm bunlar olurken genç atlet hızla kilo vermeye devam ediyordu.

EN KÖTÜ SONUCA KOŞTU!
Olimpiyatlar'da yarıştığı 100 metre engelli müsabakasında Devers kişisel tarihinin en kötü sonucunu elde etti. Başarılı olmak için kendini ne kadar zorlasa da vücudu onunla aynı fikirde değildi.
Seul'den ABD'ye döndüğü gibi uzman bir doktor araştıran genç kadın tek tek herkesle iletişime geçti. Vücudunun bu durumunu düzeltmek için telefon rehberinde bulduğu tüm doktorları arıyordu.
İnsanlar tüm bunlar olurken Devers hakkında söylentiler yaymaya başlamıştı. 58 kilodan 35 kiloya düşen genç sporcunun anoreksi olduğu ya da madde kullandığı düşünülüyordu. Devers yakın tarihte Business Insider'a yaptığı açıklamada, "Canımı çok yakan bu yorumlar bugün bile üzerimden atamadığım izler bıraktı" diye konuştu.

TEŞHİS 2.5 YIL SONUNDA KONDU!
Hasta olduğu anlaşılsa da hastalığının ne olduğu bir türlü çözülemiyordu. Ağır antrenmanlar veya stresin bu duruma sebep olabileceği düşünülüyordu. Devers ise doktorlar ile aynı fikirde değildi. 2.5 yıl boyunca doktorlara hasta olduğunu kanıtlamaya çalıştı.

Nihayet Devers'ın teşhisi 2.5 yılın sonunda kondu. Tiroit bezlerinin aşırı çalışması ile ilişkili olan bir rahatsızlığa sahip olduğu anlaşılan genç sporcunun tedavilerine başlandı. Graves hastalığı denen bu durum kadını bitap düşürse de tedavi ile kısa sürede yeniden kendini toparladı. 1992 yılında Barselona'ya giderek Olimpiyatlar'da yeniden iki müsabakaya katılmaya hak kazandı.

EŞİNDEN BİLE SAKLADI!
Devers kendisini çok daha iyi hissetse de eşinden bile gizlediği bir sırrı vardı: Gözleri neredeyse hiç görmüyordu. Bir sis perdesinin ardından bakıyor gibi gören genç sporcu bu durumu herkesten gizledi.
Sürekli şiş ve kızarık gözlerle gezdiği için insanlar bu kez de 'Gözlerin iltihap mı yaptı?' diye soruyordu. Devers sırf bu dedikoduları ve daha fazlasını önlemek için her yere güneş gözlüğü ile gitmeye başladı. Öyle ki kafasında yedek bir gözlük bulunduruyor, diğer gözlüğü ise gözlerine takıyordu.

SEKİZ ADIM SONRA ZIPLA, ÜÇ ADIM DAHA KOŞ...
Engelli koşularda belirli bir ritimle koşulduğu bilinen bir durum. İlk piste çıkış sonrası sekiz adım at, zıpla, iki engel arasında üç adım daha koş ve yeniden zıpla ve bu döngüyü sürekli tekrarla... Devers için bu ritim bir yaşam döngüsü gibiydi. Gözleri görmese de bu ritmi ezberinde tutarak herkesten daha hızlı bir şekilde koşabiliyordu.
1992 yılında son engele takılıp düşen Devers, o dönemin manşetlerinde yer aldı. Yine de ünlü atlet 100 metre sprint yarışında altın madalyayı kazanmıştı. 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda 100 metre sprintte bir kez daha altın kazanan Devers bu kez 100 metre bayrak yarışında da altın madalyayı almıştı. Ünlü atlet 2000 ve 2004 yılında da Olimpiyat yarışlarında yer aldı.

GÖZLERİNİN SIRRI 2 YIL ÖNCE ÇÖZÜLDÜ!
Hayatı büyük başarılar ile dolu olan Devers, başarıdan başarıya koşsa da gözleri sorun olmaya devam ediyordu. Genç kadın geceleri araba kullanmayı bırakmıştı, çocukları ile birlikte arabada giderken onların güvenliğinden endişe etmeye başlamıştı. Uzun yıllar boyu durumun vehametini eşinden bile sakladı.
Doktorlar nihayet Devers onlara geldiğinde yine kifayetsiz kalmıştı. Ünlü atletin göz probleminin kökeninin de Graves hastalığına bağlı olabileceğine karar verdiler.
İki yıl öncesine kadar bu durum devam etti. 2022 yılında Devers'a tiroit göz teşhisi kondu. Ünlü atlet bir nörooftalmoloğun desteğini alarak tedavisine başladı.

MARATON, SPRİNT, BAYRAK YARIŞI…
Devers, hastalığına İngilizce tiroit göz hastalığı anlamına gelen 'thyroid eye disease'in kısaltması olarak 'Ted' adını verdiğini belirtti ve "Biriyle benim Ted'le yaşadığım kadar uzun süre beraber yaşadığınızda, ona bir isim vermek zorunda kalıyorsunuz. Uzun bir süre boyunca Ted'in yanımda olduğunu biliyordum ama onu nasıl çağıracağımı bilmiyordum" dedi.
İnsanların tiroit göz hastalığı konusunda bilgilenmesini istediğini de sözlerine ekleyen Devers, "Benim için bir teşhis almak bir maraton koşmak gibiydi ama bir sprint de olabilirdi. Ben şimdi bayrak yarışı koşuyorum; elimdeki bilgiyi başkalarına veriyorum ki onlar da hayatlarını yoluna sokabilsinler" ifadelerine konuşmasında yer verdi.