- Doğru CV’me baktığınızda iki tane proje varmış gibi değil mi? İkisi de uzun soluklu işler. Galiba ya çok şanslıyım ya da doğru işler beni buluyor. İkisinde de yarattığım karakterler çok sevildi ve benim kendi ismimin önüne geçti.Beni Özgür Ozan olarak tanıyan çok az kimse vardır sanırım. Ya Selami’yim ya da Hüsnü Çoban. Fakat bu beni çok sevindiriyor çünkü işimi doğru yapıyorum demek ki. Hüsnü Çoban bana yakıştı evet, ben de onu çok seviyorum ama umarım “yapışmaz”. “Arka Sokaklar”da daha önceki sezonlarda olan bir karakter vardı adı, Muzaffer. Biz ona Muzo diyorduk, kahramanımız bir bomba imha uzmanıydı.O karakteri çok sevmiştim, onu oynasaydım neler neler yapardım kim bilir. Sağlıklı biri olmayacağı kesindi. Valla, Hüsnü kadar ben de çocuklarına düşkün bir babayım hatta fazlasıyla. Zamanımın büyük birçoğunluğu onlarla geçirmeyi tercih ediyorum. Çocuklarımın biri 17, diğeri 7 yaşında. İkisinin de benimle geçirmek istediği zaman süreleri çok farklı. Büyükle daha çok geleceğiyle, arkadaşlıklarıyla ve Beşiktaş’la ilgili sohbetlerimiz oluyor. Küçükle ise daha çok parklar bahçelerde oyunlar oynuyoruz. Ben de onlarla beraber eğleniyorum açıkçası. Polislik çok zor ve çok saygı duyduğum zor bir meslek ama biz sadece bir kurguyu oynuyoruz. Böyle bir mesleği oynadığım için mutluyum. Sanırım seyircimiz de sevdi ki 18 sezondur bizi bırakmadılar. Ama ben polis olmayı ister miydim? Ben mesleğimi 38 sene önce seçtim ve oyunculuk yapmayı çok seviyorum. Küçükken sorduklarında ise TIR şoförü olmak isterdim. Beni oynadığım karakterle çok karıştırıyorlar. Çocuklarımla dolaşırken görenler “Abi bunlar kim, Metin ve Tekin nerede?” diye soruyorlar. Bir gün eşimi biriyle tanıştırıyorum, yanımızdan geçen bir izleyicimiz“O onun karısı değil, Suat onun karısı” dedi. (Gülüyor) “Özgür Çoban” diyenler var. “Suat abi” diyenler var. Hüsnü Çoban diye adisyon açılmışlığı bile olmuştu yani. (Gülüyor)