Muhakkak zaman, Allah’ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Ve üçü ard arda gelmektedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem bir de Cemaziye’l-âhirle Şaban ayları arasında gelen Mudar kabilesinin ayı Recep ayıdır." (Buhârî, Tefsir, Sure, 8,9)
"Recep ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, 1/423)
Yine mübarek üç aylardan ilki olan Receb ayının önemi ve değeri hakkında Enes b. Malik (r.a.)'dan şöyle rivayet edilir:
Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi: "Allah'ım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259)
Receb büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allah istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, “Geçmiş günahların affoldu.” der. Receb ayında Allah Teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti... (Taberânî, Kebir, 9/197, no: 8877)
Bu hadis rivayetinin senedinde zayıf bir ravinin olduğu ifade edilmiştir. (Mecmeu’z-zevaid, 7/512, no: 5195)
Kim Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutarsa, oruç tutulan günler dile gelip “Ya Rabbi onu mağfiret et” derler. (Safuri, Nüzhetü’l-mecalis, 1/144)
Hz. Aişe ( r.a ) validemiz, “Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi.” buyuruyor. Çünkü hadis-i şerifte, “Ameller Allah Teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum.” buyururdu. (Tirmizi, Savm,44; Nesai, Sıyam, 36, 70; İbn Mace, Sıyam, 42)