Safiye Soyman'ın, 24 yıldır kas güçsüzlüğü, dengede bozukluk, yürüme ve konuşma aksaklığı ile kendini belli eden ve merkezi sinir sistemini etkileyen bir hastalık olan MS ile mücadele eden oğlu Harun Akaröz, geçtiğimiz günlerde Burdur'da fenalaşıp hastaneye götürüldü. Solunum yetmezliğine bağlı şikayetleri bulunan Akaröz, cumartesi günü hastanede yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren Harun Akaröz için Bodrum Gündoğan Merkez Camiinde ikindi vakti cenaze töreni düzenlenmişti. Törene; Safiye Soyman, iş insanı Faik Öztürk, Soyman ailesi ve yakınları, şarkıcı Gülben Ergen, sunucu ve şarkıcı Seren Serengil, sunucu ve oyuncu Seray Sever, sunucu Ebru Akel, iş, sanat ve spor dünyasından birçok isim katılmıştı. Harun Akaröz'ü toprağa veren ünlü sanatçı Safiye Soyman yaşadığı tarifsiz acıyı Günaydın ile paylaştı. Safiye Soyman: Oğlum 25 senedir hastalıkla mücadele ediyordu. Lise döneminde başladı hastalığı. Buna rağmen bir yandan hastalıkla mücadele ederken bir yandan iki üniversite bitirdi. Hastalığıyla ilgili düzenlenen raporu saklayarak, vatani görevini yaptı. Son 10 senedir de maalesef yatağa mahkum olmuştu. Ve bu süreçte de konuşamamaya başladı. Ben onunla gözleriyle iletişim kuruyordum. Ona bebek gibi bakıyordum. Yanında sürekli oğlumun bakımıyla ilgilenen Bekir abisi de vardı. Harun'u hiç yalnız bırakmıyorduk. Ben her sabah oğlumun hastalığıyla ilgili bir mucize olacakmış gibi umutla bekliyordum. Ve yıllarca umudumu kaybetmemeye çalıştım. Allah bana onu kaybedeceğimi hissettirdi. 1 aydır kalbim ağzımdaydı. İçimde hep kötü bir his vardı. Program çekimim bitti, hemen oğlumun yanına gittim. Bana sanki bir şey söylemek istiyor gibiydi. Beni gördüğüne çok mutlu olmuştu evladım. Zaten yanında olmadığım zamanlarda da günde on kere görüntülü konuşuyorduk. 6 ay köyde yaşıyordu. Köye gittim. Yanına gittikten 10 gün sonra da vefat etti. Oğlum vefat etmek için beni bekliyormuş. Uyurken vefat etti yavrum. Acı çekerek ölmedi oğlum. Melek gibi gitti. Oğlum MS hastasıydı. Hep Allah'ım bu hastalığın ilacı çıksın da oğlum iyileşsin diye dua ediyordum . Oğlum çok akıllıydı, melek gibiydi. Nurlar içinde gitti. Her şeyimi ona göre ayarlıyordum. O benim canımdı. Ciğerim yanıyor. Bir aydır hep yüreğim ağzımdaydı. Her telefon çaldığında kötü bir haber gelecek mi diye korkuyordum. Oğlumun çok seveni vardı. Her yerden aradılar. Dünyanın dört bir yanından taziye mesajları yayınlandı. Cumhurbaşkanımız taziye için beni aradı. Allah razı olsun. Bakanlarımız da aradı. Herkese teşekkür ederim.