Sakın bir şey olmaz demeyin! Bardak bardak içiyoruz ama böbrekleri diyalize sürüklüyor, keşke zehir içseydim dedirtiyor! Hamileler özellikle dikkat etmeli

Hamilelikte beslenme süreçlerine ilişkin uyarılarda bulunan Diyetisyen Şule Bozkurt, "Beslenmenin yetersiz kaldığı durumlarda bebek gelişemez hem düşük riski hem gelişme geriliği, erken doğum riski artabilirken anne ve bebek açısından oldukça sıkıntılı bir durum. Bitki çaylarının bazıları rahim kasılmalarını uyararak erken doğum riskini tetikleyebiliyor, kafamıza göre günde 3-4 kupa tüketmemeliyiz. Direkt toksik etki oluşturur, ‘Bitki çayı, bir şey olmaz' gibi düşünmemeli. Gebeliği riske atan bir durum, doktorumuza danışmadan hiçbir bitki çayını tüketmemeliyiz" dedi.

Hamilelik sürecinde yeterli ve dengeli beslenmek anne ve bebek sağlığı için önem taşırken, tüketilmesi sorun oluşturabilecek besinlere de dikkat edilmesi gerekiyor. Diyetisyen Şule Bozkurt da sağlıklı bir gebelik ve doğum süreci geçirilmesine yönelik bilgiler verdi.

Bozkurt, "Gebelikte yeterli ve dengeli beslenme hem annenin sağlığının korunmasında hem bebeğin büyüme ve gelişmesinin tam bir şekilde sağlanması açısından oldukça önemli. 4 yapraklı yonca dediğimiz bir beslenme modelimiz var. Karışık renklerdeki sebze ve meyvelerin tüketimi de gökkuşağı renklerinde beslenme modeli açısından önemli. Öncelikli vitaminimiz folik asit, gebelikte hatta daha öncesinde kullanılmaya başlanması gereken bir vitamin.

Önemli folik asit kaynaklarımız; koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, fındık, yumurta, avokado gibi besinler. Demir ihtiyacı da artmakta, demir takviyesinin yanında besinlerle de demiri karşılamamız gerekiyor. Demir kaynakları; kırmızı etler, kümes hayvanları, kuru baklagiller. Demir kaynaklarının yanında C vitamini kaynaklarının da tüketilmesi demir emilimini 10 kat kadar artırmaktadır. Kalsiyum, fosfor ve D vitamini de oldukça önemli. Kalsiyum kaynaklarımız da öncelikle süt ve süt ürünleri, Omega-3 önemli, bebeğin bedensel ve zihinsel gelişimi için haftada 1-2 kez balık tüketimini öneriyoruz ancak gebelikte çok dip balıklarının tüketilmemesi gerekiyor. O da cıva içeriğinden dolayı anne de toksik bir etki oluşturabiliyor" dedi.

"GEBELİĞİ RİSKE ATAN BİR DURUM, DOKTORA DANIŞMADAN HİÇBİR BİTKİ ÇAYI TÜKETMEMELİ"
Hamilelikte çay, kahve tüketimlerine yönelik konuşan Diyetisyen Bozkurt, "Çay ve kahve tüketiminin içeriğindeki kafeinden dolayı gebelikte sınırlandırılması gerekiyor çünkü fazla kafein alımı bebekteki demir emiliminde azalma gerçekleştirebiliyor. Bitki çaylarının bazıları rahim kasılmalarını uyararak erken doğum riskini tetikleyebiliyor, bitki çaylarını sınırlıyoruz.

Kafamıza göre günde 3-4 kupa şeklinde tüketmemeliyiz, onların o bitki olup olmadığını, hangi şartlarda saklanıp saklanmadığını bilmiyoruz. Direkt toksik etki oluşturur, ‘Bir bardak bitki çayı, bundan bir şey olmaz' gibi düşünmememiz gerekiyor. Gerçekten gebeliği riske atan bir durum, bu süreçte doktorumuza danışmadan hiçbir bitki çayını tüketmemeliyiz. Bitki çayları konusunda ‘Çaydır, çok bir zarar gelmez' gibi bir düşüncede olmamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"BESLENMENİN YETERSİZ KALDIĞI DURUMLARDA BEBEK GELİŞEMEZ"
Gebelerin yeterli ve dengeli beslenmemesi durumlarında anne ve bebeğe birçok etkisi olduğunu aktaran Bozkurt, şöyle konuştu:
"Bebek tamamen anneden beslendiği için annenin vitamin ve mineral depoları boşalır, sağlığı bozulur. Beslenmenin yetersiz kaldığı durumlarda bebek de gelişemez. Anne ve bebek açısından oldukça sıkıntılı bir durum, bu yüzden annenin yeterli ve dengeli beslenmesi oldukça kıymetli. Hamile olan kadınlarımız ‘2 canlıyım, yediklerimin 2 katını yiyebilirim' şeklide düşünebilirler.

Halbuki öyle değil, son aylarda ayda 1-1,5 kilo şeklinde alınmasını öneriyoruz. Özellikle sebze ve meyvelerde pestisit açısından riskli olabiliyorlar, dikkat etmeleri gerekiyor, karbonatlı suyla iyi bir şekilde yıkamamız gerekiyor. İlk aylarda bulantı fazla olduğu için anneler fazla besin tüketemiyor hatta kilo almanın yerine zayıflama da gözlemleyebiliyoruz. Kaloriyi çok fazla artırmamaları gerekiyor, anne fazla kilo alabiliyor. Bebek olması gereken kilodan fazla doğabiliyor, bu da doğumu zorlaştıran bir durum. Annede de gestasyonel diyabet dediğimiz geçici bir diyabet durumu var, bunu tetikleyebiliyor. Düzenli bir egzersiz rutini olmalı"

"ALKOL VE SİGARA KESİNLİKLE TÜKETİLMEMELİ"
Sigara ve alkol tüketiminin gebelikte birçok olumsuz etkisi olduğunu söyleyen Bozkurt, hamilelikte kilo konusuna yönelik de bilgiler vererek, "Düşük riskini artırıyor, bebeğin gelişmesini etkiliyor ve erken doğum riskini tetikliyor, bu yüzden alkol ve sigara kesinlikle tüketilmemeli. Hamilelikte kilo alımı, annenin kilosuna bağlı olmak üzere ortalama 9-14 kilo arasında değişir. Anne gebe kalmadan önce olması gereken kilodan çok zayıfsa 14 kiloya kadar alabilir, fazla kilo ile başlamışsa daha az kilolarda alabilir. Gebelikte zayıflama diyetleri yapmamalı, kabızlık da son aylarda gebelerde çok gözlemlediğimiz bir durum. Su tüketimi her zaman olduğu gibi gebelikte de çok önemli, gebelerimiz en az 8-10 bardak su içmeli. Sağlıklı beslenme düzeni gebelikte devam ettiğinde sağlıklı bir gebelik ve doğum gerçekleşiyor, annelerin bu konuda bilinçli olması ve dikkat etmeleri gerekiyor" dedi.

BİTKİ ÇAYININ ZARARLARI NELERDİR?
Bitki çayları genellikle sağlıklı ve doğal olarak kabul edilse de, aşırı tüketildiklerinde veya yanlış bitkiler kullanıldığında bazı zararlar da ortaya çıkabilir. İşte bitki çaylarının zararları:
- Bazı bitkiler, özellikle nadir olsa da, alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bitki çayına karşı alerjisi olan kişilerde deri döküntüsü, kaşıntı, şişlik veya nefes darlığı gibi belirtiler görülebilir.
- Bitki çayları, kullanılan ilaçlarla etkileşime girerek ilaçların etkisini azaltabilir veya artırabilir. Özellikle kan sulandırıcılar, diyabet ilaçları, tansiyon ilaçları gibi tedavilerle etkileşim riski bulunabilir.
- Fazla miktarda bitki çayı içmek mide bulantısı, gaz, şişkinlik ve ishal gibi sindirim sorunlarına yol açabilir. Özellikle bazı bitkiler, bağırsakları uyarıcı etkiler gösterebilir.

- Hamile kadınlar, bazı bitkilerin erken doğuma, düşük yapmaya veya hormon dengesizliklerine neden olabileceği için dikkatli olmalıdır. Örneğin, adaçayı ve fesleğen gibi bazı bitkiler hamilelikte zararlı olabilir.
- Bitki çaylarının aşırı miktarda tüketilmesi, bazı bileşiklerin toksik hale gelmesine neden olabilir. Özellikle karahindiba, lavanta, kekik gibi bazı bitkiler, fazlası durumunda yan etkilere yol açabilir.
- Bazı bitkiler, böbrekler veya karaciğer üzerinde baskı yaparak, bu organların fonksiyonlarını zorlaştırabilir. Özellikle bazı detoks bitki çayları, karaciğer için zararlı olabilir.
- Bazı bitki çayları, örneğin sarı kantaron veya papatya, uyku düzenini etkileyebilir. Aşırı kullanım, sabahları yorgunluk hissine yol açabilir.

- Çocuklar için bitki çayı kullanımı, özellikle küçük yaşlardaki çocuklar için uygun olmayabilir. Bazı bitkiler, çocukların gelişimine zarar verebilir veya toksik olabilir.
- Bazı bitkiler, kan basıncını artırabilir veya düşürebilir. Kan basıncı sorunu olan kişiler, bu tür bitki çaylarını dikkatli tüketmelidir.

- Bitki çaylarına eklenen şeker, bal veya tuz, çayın sağlıklı özelliklerini ortadan kaldırabilir. Fazla tatlandırıcı kullanımı, kilo alımına ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir.
Bitki çayı tüketmeden önce, kullanılan bitkilerin özelliklerini araştırmak ve aşırıya kaçmamak önemlidir. Ayrıca, sağlık sorunu olan kişiler ve hamileler, bitki çaylarını kullanmadan önce bir uzmana danışmalıdır.