Galatasaray, Fenerbahçe’den sonra Beşiktaş’ı da yendi, ligde puan farkını açtı. Süper Kupa maçından farklı ne yaptı da kazandı? Süper Kupa maçı bir kazaydı. Sezon öncesi gevşeklik mi desek, işi sıkı tutmamak mı desek bilemedim. Galatasaray derbide işi ciddiye aldı. Bence fark bu. Puan farkına gelince; iki maça bakar. Unutmayalım ki Galatasaray’ın 9 puan geriden gelip şampiyon olmuşluğu var. Süper Kupa maçında tam hazır değildi, taşlar yerine oturmamıştı. Buna karşın Beşiktaş o maçta çok iştahlı oynamış ve rakibini son anlarda dağıtmıştı. Bu kez tempo yapamadı, Galatasaray ev sahibi avantajını da kullandı ve büyük bir moral kazandı. Okan Buruk, topu Beşiktaş’a verdi. Onlar oynarken, hem olgun, hem de hızlı hücumlarla rakibin dengesini bozdu. Zaten Beşiktaş savunmasındaki hava deliklerini iyi biliyordu. İki ölü topta canına okudu. Çift santrfor karmaşasına da bu galibiyetle set çekti. Barış nerede görev verilirse verilsin yapıyor. Kim eksikse yeri bir şekilde doluyor. Bir sonraki maç Kaan yok mesela. Bunun sırrı çok kaliteli oyuncuların olması mı yoksa Okan Buruk’un başarısı mı? Barış Alper çok özel bir çocuk. Onda biraz Felipe Melo havası görüyorum ben. Kaleye koy, orada da oynar. Icardi’yi sağ bek yap oynar. Osimhen’den stoper oynamasını iste yapar. Bunda futbolcuların karakteri kadar Okan Buruk’un onlarla kurduğu ilişkinin de önemi var. Demek ki ortada bir samimiyet, güven, sevgi ve aidiyet duygusu var. Barış futbolu çok severek oynayanlardan. Bugün bile mahalle maçı yapsa, aynı hırsı göstereceğini düşünüyorum. Galatasaray’da bu tür futbolcuların çok olması büyük avantajı. Kaan’ın yokluğunda da sorun yaşamayacaktır. Futbolcu hırsının yanında tabii ki Okan Buruk’un bu kadroyu iyi yönetmesinin de etkisi var. Kulübesi çok zengin olunca Okan Buruk istediği rotasyonu yapıyor. Sistemi değiştiriyor ve her oyuncudan maksimum verim alıyor. Barış da bunlardan biri. Mesela Mertens yedekti. Kimse anlamadı kulübede oturduğunu. Beşiktaş, Galatasaray yenilgisi sonrasında hakeme yüklendi. Hakemin maçın sonucunu etkileyecek hatalar yaptığını düşünüyor musunuz? Arda Kardeşler maçın kaderi ile oynadı. Sanchez’in, Rafa’nın kaval kemiğine attığı tekmeye devam dedi. Sarıyı gösterse, ikinci kasti faulden sonra Sanchez’i atacaktı. Barış’ın kırmızı kartını da hasır altı etti. Nedense Beşiktaş son 10 yıldır rakip sahada oynadığı maçlarda resmen doğranıyor. Son doğramacı da Arda Kardeşler oldu. Yönetimin maç sonu hakem açıklaması yetersiz ve bomboştu. Taraftar daha dolgun bir beyanat bekliyordu. Beşiktaşlılar’ı haklı olarak kızdıracak pozisyonlarda hakem hata yaptı. Buna karşın Galatasaraylılar’ın da bir penaltı beklentisi vardı. Sonuçta mağlubiyet sadece hakemle açıklanamaz Beşiktaş adına. Arda Kardeşler iyi bir yönetim göstermedi ama bu mağlubiyeti direkt hakeme yazmak gerçekçi olmaz. Galatasaray adına verilmeyen bir penaltı var mesela. Hakem iki takım adına da kötüydü. Öyle maçı bir taraftan alıp öbür tarafa verdi yorumuna katılmıyorum. Fenerbahçe, Bodrum galibiyetine rağmen futboluyla beğenilmiyor. Bu hafta Trabzon maçı var. Kaybeden için sıkıntı büyür. Bu maçı kim kazanır, neden? Bodrum maçında taraftarın istediği kadro sahadaydı. Kazanacak kadar oynadı, ancak daha fazlasını yapabileceğinin sinyallerini verdi. Trabzon maçı her zamanki gibi zor geçecek. Ev sahibi aşırı motivasyonla oynayacak. Panik yapmayan bir adım öne geçer. Maçı kaybedenin vay haline. Trabzonspor son kozunu oynamak üzere. Berabere dahi kalsa hoş karşılanmaz. Mourinho’nun elinde o kadar kaliteli topçusu var ki, habire değiştiriyor. Fenerbahçe için de en az rakibi kadar bıçak sırtı bir maç. Bodrum karşısında Fener’den fark bekleyenlerden biri de bendim. Çok sorun mu; değil. Sonuçta kazandı. Hem de hiç zorlanmadan. Trabzonsporlular kızacak ama favori Fenerbahçe’dir. Mourinho takıma, takım da Mourinho’ya alıştı. Taşlar yerine oturdu. Trabzon’da ise yapbozlar devam ediyor. Szymanski, Tadic son maçta yedek kaldı. Mourinho ideal 11’ini mi arıyor, diğer oyuncuları hazır tutmak mı istiyor? Trabzon maçı kadrosunda da sürprizler olur mu? Her futbolcusundan yararlanmak istiyor, bunu da zaten söylüyor. Trabzon maçında Tadic ve Szymanski’nin olacağını düşünüyorum. Mourinho’nun sürpriz 11 değişikliklerine taraftar ve yönetim alıştı. Trabzonspor maçında da yüzde yüz kadroyu değiştirecek. Hatta oyuncular bile hocalarının bu ani kadro değişikliğine alışmış durumda. Tadic ve Szymanski’yi hiçbir teknik direktörün öyle bir kalemde silemez. Fakat Fenerbahçe’nin futbolcu nazı çekecek hali artık yok. Mourinho da futbolcu kazanmaya çalışmaktansa maç kazanmanın önemini bilebilecek tecrübede. Trabzon’da çanlar kimin için çalıyor? Bu gidişin faturası kimlere çıkar? Takıma neşter vurulursa işler düzelir mi? Yoksa sorun hocada mı, oyuncu kalitesinde mi? Çanlar yönetim, teknik heyet, futbolcular için çalıyor. Bu durumdan hepsi sorumlu çünkü. Fatura da herkese çıkabilir. Neşter bir işe yaramaz. Çok daha radikal kararlar alınmalı devre arasında. Trabzonspor’un sezon başı transferleri yetersizdi. Bir de Trezeguet gidince açık büyüdü. Onuachu’nun boşluğu dolmadı. Nwakaeme’den verim alınamadı. Fenerbahçe yenilgisi yönetim ve Şenol Güneş’i epey rahatsız eder. Yerel basın Göztepe maçından sonra kılıçlarını bilemiş vaziyette. Trabzon’da çanlar bir türlü susmadı ki! Bu takımı Şenol Güneş kurmadı. Neşter de bir çözüm değil. Hoca da tartışılır, topçular da. Sportif anlamda başarılı bir gidiş yok ama yönetimin mali disiplini diğer kulüplerimizin örnek alması gereken durumda. Ertuğrul başkanı kutluyorum. Trabzon (Allah korusun) bu sezon küme bile düşse kazanan kulüptür. Takımın borcu bitmiştir. Kulübe karşılıksız verilen yüzlerce milyon eurodan bahsediyoruz. Bu sene de düzlüğe çıkma senesi olsun ne var? Az buz birşey mi?