Birkaç yıl öncesine kadar burçlara inanmazdım. Fakat soğuk olduğum ve evet, güvensiz olduğum ve evet, inatçı olduğum için bir suçlu aradım ve buldum hemen kendime tabii. (Gülüyor) Meğer Oğlakmışım. Şaka yapıyorum tabii. Ve soğuk diyenlere “Hadi oradan” diyorum, “Siz beni bir de sevince görün”. Beni festivale gelen dinleyicilerim bağlar: Fillerin tepiştiği ortamda çimleri ezmem. Fikirlerini, duruşunu ifade ederken üslupsuz tavır sergileyen insanlardan hoşlanmıyorum. Hep destek, tam destek neden? Neden bir eğri oturup doğru konuşmaya cesareti yok insanların? Ama ne de güzel gündem oluyorlar, hem de ne güzel... Rahatsız oluyor muyum, olmuyor muyum, hoşuma gidiyor mu, gitmiyor mu... Bunları kendime sormuyorum. O yüzden bu sorunun da bir cevabı yok. Ayrıca bu son olsun, artık bana bu konu lütfen sorulmasın ya. Affetmek. Ben affederek arkamda bırakabiliyorum. Aşkın içindedir nefret de. Aşkın karşıtı kesinlikle kayıtsızlıktır. Âşıksan ne olduğunun önemi var mı? Hiç kurgulamam. Aşk varsa kuş gibi uçarım. Kimselere âşık olmadan yaşanır mı? Herkes âşık olmalı bu hayatta. İlla erkek-kadın olarak bakmıyorum, kediye ol, çiçeğe ol, arabaya ol ama âşık ol. Aşksız yaşanmaz. (Gülüyor) Hiç yoktu ki. Bir eksikliği tamamladık diyelim. İnsan kendini iyi hissettirecek şeyler yapmalı, botoks bağımlısıyım mesela. Estetikli güzel mi oldum ben şimdi?