Prof. Dr. Canan Karatay “Kalıcı kilo vermek istiyorsanız ara öğünleri kaldırın. Sık yemek hem şişmanlatır hem şeker hastası yapar” dedi SAĞLIKLI MEYVE KALMADI MI HİÇ? En sağlıklı meyve zeytin, en sağlıklı meyve suyu da zeytinyağıdır. Organik, doğal olmak koşuluyla... Bazı zeytinliklerde tarım ilacı kullanılmıyor. Mesela Mersin Mut’ta bölgenin iklimi dolayısıyla zeytinliklerde tarım ilacına ihtiyaç duyulmuyor. Mümkün olduğunca doğal yetişmiş zeytinlerden, geleneksel usulle hazırlanmış zeytin ve soğuk sıkım zeytinyağı tercih edilmeli. Tercüme diyetlerde ancak 2-3 zeytin veriliyor. Çünkü Amerikan diyetlerinde zeytin yoktur, orada yetişmez. Ben diyorum ki 30-40 tane yiyin. Ben bir defasında 71 tane yedim diye laf oldu. Bildiğiniz, güvendiğiniz yerden, kötü işlem görmemiş, çekirdeği açık renkli, boya konulmamış zeytin alın. Siyah ya da yeşil fark etmez, tercih size kalmış. Zeytinyağı anne sütüne eşdeğer bir meyve suyudur. Anne sütünden bir tek farkı var, anne sütünde hayvansal kolesterol, zeytinde bitkisel kolesterol var. Memleketimiz zeytin cenneti. 2 bin yıllık zeytin ağacı meyve verebiliyor. Bahçenizde 1 zeytin ağacı olsa bütün mahallenize yeter, çok verimlidir. Üç kutsal kitapta da, Antik Çağ’da da adı geçiyor... Ölmez ağaç diye... Mevsimine göre doğal olanları tüketebilirsiniz. Soğan, taze fasulye, karnabahar, turp, havuç, domates düşük glisemik indeksli, sağlıklı karbonhidrattır yani şekerdir. ‘Karatay şeker vermiyor’ diyorlar ama sebzelerde de şeker var. Ben tıpta okurken kalp ve beyin hücresi kendini yenilemez diye biliyorduk. Ama zaman içinde gördük ki vücudumuzdaki bütün hücreler 3 ayda bir yenileniyor. Eskimiş, işlevi sona ermiş hücreler doğal bir ölümle yok oluyor, yerine yenileri geliyor. Bu yenilenme elbette yaşa, beslenmenize, toksik maddelere maruz kalıp kalmamanıza göre değişiyor. Yeni hücreler yapılırken vücudunuza doğal ve sağlıklı bir beslenme sunarsanız hücreleriniz sağlıklı yenilenir ve hastalıkları önlersiniz. Ben diyorum ki iyi beslen, iyi yaşa, hastalanma. Modern tıp da diyor ki mutlaka hastalanacaksınız, çareniz yok. Hastalan gel, ben sana ilaç vereyim. Hakiki hekimlik hastalıkları önlemektir. Tamamen yanlış çünkü. Kalıcı kilo veremezsiniz. Sık sık yemek insülin direncini başlatır, devam ettirir. Bu da kilo almanız ve şeker hastası olmanızla sonuçlanır. Oysa ara öğünleri kaldırırsanız kalıcı olarak zayıflarsınız. Ara öğünler hormonal bozukluğun düzelmesine engeldir. Sağlıklı yaşam için beslenmek dışında bol su içeceğiz, çok iyi uyuyacağız. Bütün hücrelerimizin yüzde 70’si su. Organların sağlıklı çalışması için suyun en uygun düzeyde tutulması lazım. Yeterli suyu içtiğimizi anlamanın yolu çok kolay: Sabahki ilk idrar renginiz açık sarıysa vücudunuza 24 saatte yeterli su giriyor demektir. Hayır, bütün tahıllar aynı. Pirinç ve mısırdan da uzak duracaksınız. Buğdaydaki bir başka sorun çapraz bulaşma olması. Buğdaydaki gluten maddesi İngilizce zamk anlamına gelen ‘glue’ sözcüğünden geliyor. Gluten hassasiyetiniz varsa gluten temas etmiş bir tabağı yıkasanız bile 15 gün sonra sıkıntılarınız tetiklenir. Bir de ekmek ve şekerli besinler bağırsak hücrelerini de parçalıyor. Böylece geçirgen bağırsak sendromu dediğimiz bir hastalık ortaya çıkıyor. Bu çok önemli. Kiloyu yavaş yavaş vereceksiniz. Bu bir yaşam biçimi. Söylediklerimi uygularsanız hem hastalıklardan korunur hem de doğal olarak kilo verirsiniz. Hızlı kilo verenler kilolarını fazlasıyla alır. ‘Gelinlik giyeceğim 15 günde şu kadar kilo vereyim’ derseniz metabolizmanız altüst olur. Karaciğer yağlanması vücutta sorun başladığının en önemli göstergesidir. Artık 12 yaşındaki çocukta da hem obezite hem karaciğer yağlanması görüyoruz. Şeker, ekmek, gazlı içecek gibi gıdaları tüketen çocuklar şişmanlıyor, karaciğeri yağlanıyor. Karaciğer yağlanması denen şey insülin direncidir. İnsülin direnci olan birinin karaciğeri, böbreği, beyni, tiroidi bozulur. Bağırsaktaki hücrelerin aralarında sıkı bağlantılar bulunur. Bunlar gerekeni geçirir, gerekmeyeni atar. Fakat kötü beslenme nedeniyle bu bağlantılar yavaş yavaş açılır ve genişler. Sızıntılardan proteinler ve diğer sağlıklı gıdalar tam hazmedilmemiş olarak büyük moleküller halinde kanımıza geçer. Sağlıklı bir yemek bile hazmedilmeden kan dolaşımına girer. Vücudumuz yabancı cisim gibi gördüğü için bunlara saldırır. Yani vücut kendi kendiyle mücadele etmeye başlar. Bu da romatizmadan kansere kadar bütün kronik hastalıkların sebebi olan otoimmün hastalıklara ve kronik inflamasyona yol açar. YARIN: Hangi öğünde NE YEMELiYiZ?