İlk yarı bitti, zirvede Galatasaray, arkasında 8 puan farkla Fener var. Transferlerle birlikte Beşiktaş ve Trabzon Avrupa aşkına lige asılacak. Bu durum zirveyi nasıl şekillendirir? İlk yarı bitti takımlar yarı yıl karnelerini aldı. 8 puan fark önemli. Yerinde takviyelerle bu farkı daha da açabilir Galatasaray. Osimhen giderse, Icardi’nin de yokluğunda bir santrfor şart. Ayrıca sadece sağ değil sol bek de sorunlu. Avrupa’da da başarı istiyorsa buralara da takviye şart. Fener’e sadece 2 stoper, bir sol bek, bir Talisca yeter mi kuşkuluyum. Trabzon ve Beşiktaş’a ise çok transfer lazım. Takıma güç katacak nokta transferler yapan ikinci yarıda başarılı olur. Puan farkı var doğru. Ancak, 18 maçın daha olduğu da bir başka gerçek. Yani ligin sonuna daha çok zaman ve maç var. Galatasaray puan farkına güvenemez. Zaten Okan Buruk puan farkının bir tuzak olduğunu dile getirdi. Her takım transfer yapacaktır. Doğru transferleri yapanın şansı daha fazla olur. Şurası kesin; ikinci yarı daha çekişmeli olacak. Fenerbahçe, Galatasaray’ın puan kaybetmesini bekleyecek. Beşiktaş ve Trabzonspor da yükselebilecekleri kadar mesafe kat etmeyi hedefliyor. Galatasaray hala çok avantajlı ve üstelik her maç bir başka yıldızını tekrar yaratıyor. Şampiyonluk yarışındaki hakem ve VAR tartışmaları kayıkçı kavgasına döndü. Kimsenin derdi adalet değil. Sezonun ikinci yarısında yabancı VAR olacak. Bu sorunları çözer mi? ‘Benim lehimeyse adalet var’ diye düşünülüyor maalesef ülkemizde. Gerçek adalet sağlandığında sorun biter. Ama bu yabancı VAR ile gelir dersek yine yanılırız. Çünkü yabancı VAR için de göreceksiniz ne komik itirazlar gelecek. Biraz olsun dertli ve adalet isteyen takımların gazını alacak uygulama. Belki orta hakemlerin daha cesur karar vermesine ve içindeki korkularını yenmesine bir vesile olabilir. Fakat hala orta hakem ve yeni nesil genç düdüklerin durumu iç açıcı değil. Bu hakem mevzuları sıktı artık. Kendi adıma; başından itibaren yabancı hakem konusundan hoşlanmadım. 85 milyonluk memlekette maçlarımızı doğru dürüst yönetecek adam bulamadık da elin ecnebisinden hakem getireceğiz öyle mi? Ayıp yahu! Yabancı hakemin de iyisi mi gelecek ? Çözüm önerim: Türk futbolunda işini beceremeyen kim olursa olsun defolsun. Galatasaray’da Icardi’nin olmaması forvet hattında sıkıntı yaratıyor. Buna rağmen her hafta başka kahraman çıkıyor. Haftalık kahramanlarla şampiyonluk gelir mi? Galatasaray forvet de alacak mı, almalı mı? Gerçekçi olalım. Haftalık kahramanlarla şampiyonluk gelmez. Bir kahraman bir takımı şampiyon yapabilir mi? Evet. Bunun bir örneği İtalya’da yaşandı ve Maradona Napoli’yi şampiyon yaptı. İkinci bir örneği yok. Olma ihtimali de çok zayıf. Galatasaray forvet takviyesi yapmalı. Hem Icardi yok hem de Osimhen’i almak çok zor. Sadece Batshuayi ile devam edemezsiniz. Haftalık kahramanlar çıkıyor, doğru. Ancak bu kahramanlar da takım oyunu içinden çıkıyor. Burası önemli. Eğer Osimhen gidecekse mutlaka bir santrfor alınmalı. Bu forvet hattı yeter de artar bile. Sorun Osimhen giderse çıkar. Yunus ve Barış skora çok katkı veriyor. Okan hala Batshuayi’den gerektiği şekilde yararlanamıyor. Forvete gerek yok. Fener deyim yerindeyse dere geçerken at değiştiriyor. Sezonun yarısı olmuş, Mourinho 3’lü sisteme geçiyor. Takım buna uygun mu, sisteme uygun stoperler mi alınmalı? Mourinho son maçlarda 3’lü sistemi denedi. Belli ki iki stoper gelecek. Uyum sorunu yaşamazlarsa bu sistem işleyebilir. Yaşarlarsa bu sezon da heba olur. Sistem değişikliği nedeniyle her maç ayrı bir gerilim yaşıyor oyuncular. Konyaspor’un 25. saniyede attığı gol bunun eseri. Fakat kaptan şoför Mourinho, onun dediği olacak. Ve bu durum gittiği yere kadar gidecek. Sonunda yönetim mi gider, mutlu son mu gelir göreceğiz. Zira Ali Koç illa, “Şampiyon olacağız” diyor. Fenerbahçe üçlü oynayacaksa iki çok kaliteli stoper almalı. Mevcut stoperler ile üçlü oynamak büyük kumar olur. Arkaya atılan her top büyük sıkıntı. Ayrıca Fenerbahçe’nin ‘General olmayan’ dinamik bir orta sahaya ihtiyacı da var. Hazır gelecek bir sol bek de şart. Ama illaki iki kaliteli stoper. Sonra kaçlı oynarsa oynasın. Beşiktaş’ta hoca yok, Ciro Immobile gitmek istiyor. Takımda huzursuzluk hakim, sözleşmeleri biten oyuncular var. Mayısta seçim olması yönetimin elini bağlıyor. Adalı ve yönetiminin bir planı var mı? Adalı ve yönetim mayısı düşünerek Serdar Topraktepe ile son devreyi götürme amacında. Bu kadro ya tamamen değişecek ki bu şimdilik mümkün değil, ya da ufak dokunuşlarla gidecek. Gelecek hocanın da bu kadroya verecek bir şeyi olmaz. Yönetim bunu yavaş yavaş anladı. Bu anlamda en sorunlu takım Beşiktaş. Hocası belli değil, harcama limitlerinde sıkıntı var. Belli ki bu sezon gelecek sezon için geçiş anlamında olacak. Buna göre plan yapılmalı. Beşiktaş yönetiminin ne planı olacak? Neyi tutsanız elinizde kalıyor. Önceki yönetimin bıraktığı tablo çok ilginç. Beşiktaş’ı sevmeyen biri ‘gideyim de şu Beşiktaş’a büyük zarar vereyim’ dese bu kadarını yapmaz! Seçime kadar ne yapılabilir ki? Trabzon’un farklı galibiyeti sonraki haftalar için bir işaret midir? 2-3 transferle bu kadro ilk 5’e girer mi? Ve eksik olan bölgeler hangileridir? Savunma sorunlu, orta sahada yetenekli futbolcu sorunu var. Hücum hattına da takviye şart. Harcama limitlerinde zirvede bulunan Trabzonspor açıklarını kapatabilir. Kupa ve ligdeki iki galibiyet futbolculara bir özgüven aşıladı. Savic gelecek, stoperde fazla sorun olmaz. Banza, Nwakaeme kendini buldu. Malheiro iyice toparlandı. Bir orta saha ve bir kanat alınacak. Şenol Güneş de bunun peşinde. Toplam 3 oyuncu gelebilir. Trabzonspor için kötü günler geride kaldı diyebiliriz. 3-4 transferle ivme kesinlikle yukarı doğru olur. Stoper, orta saha ve forvet. Yine de esas transfer taraftar olmalı. Stat dolmazsa kimi alırsanız alın traş. Bu denli başarılı mazisi olan bir takımın ligi ilk beşte bitirmesi sürpriz olmaz. Harcama limitleri için bir gün önce “Sapma yok”, bir gün sonra “Yüzde 30 sapmaya devam” denildi. TFF bu kararı niye aldı, niye bozdu? Böyle bir TFF’ye güven kalır mı? TFF, kulüplerin isteğine göre hareket ediyor. 2 günde değişen kararın başka bir açıklaması yok. Türk futbolunda devrim yapma iddiasıyla gelenlerin daha tutarlı davranmaları gerekiyor. Mevcut TFF’nin tartışılacak, konuşulacak, hatta sorunlara çözüm olması beklenecek bir tarafı, bir yanı kalmamıştır. Görevde devam ettikleri her gün zaman kaybıdır. Türk futbolu ve bu toplum çok daha iyiyi hak ediyor. ‘Sapma bir gün var bir gün yok ne iş’ diye mi soruyorsunuz? TFF çoktan çığırından sapmış neyini konuşalım? TFF son sapma kararları ile sapıttı. Yanlış yaptılar, doğruya döndüler. Kendilerinin bir psikolağa görünmesinde fayda var.