Sosyal medya paylaşımları boşanma sebebi olabilir! Uzmanı evlilik birliğinin temelden sarsılması olarak kabul edilen davranışı açıkladı

Evlilik her zaman kolay değildir ancak hiçbir evlilik birliği, boşanmak üzere kurulmaz. Diğer yandan, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre; Türkiye'de 2023 yılında boşanan 171 bin 881 çiftten, 165 bin 51'i geçimsizlik nedeniyle birbirinden ayrıldı. Peki 'geçimsizlik' gerekçesinin asıl sebebi nedir? Değişen ilişki dinamikleri ve gündelik hayatımıza hızla yerleşen sosyal medya, evliliği nasıl etkiliyor? Avukat Cansen Erdoğan, evliliği ayakta tutan kilit noktaya dikkat çekerken, Klinik Psikolog Derya Yalçınkaya boşanmaların bilinmeyenlerine ışık tutuyor.

Azra Şahin - Posta.com.tr Boşanma kavramı, evlilik birliğinin, Türk Medeni Kanunu çerçevesinde yasal yollarla ve Aile Mahkemesi kararıyla sona erdirilmesidir.
Başarısız evliliğin bazen bir bazen birden çok sebebi olabilir ancak istatistiklere göre evlilikler çoğunlukla 'Şiddetli geçimsizlik' çatısı altında sona eriyor.

Geçimsizliğin altbaşlıkları arasında iletişim eksikliği, uyumsuzluk, maddi sorunlar, farklı yaşam tarzları, aile baskısı, güven sorunları, kişisel gelişim farklılıkları ve çatışmalar gibi faktörler sıralanabilir.

Gündelik yaşamımızın her alanına nüfuz eden sosyal medya ise boşanmaların artan sebepleri arasında dikkat çekiyor.

Bununla birlikte uzun evlilik birliği kurmak ve yürütmek düşünüldüğü kadar zor olmayabilir. Uzman isim Derya Yalçınkaya, uzun süreli evliliklerin devam etmesinin, çiftlerin birbirlerini daha iyi tanımaları, ilişki becerilerini geliştirmeleri ve sorunları çözme yeteneklerinin artmasıyla ilişkili olduğunu ifade ediyor.

'BEN'DEN BİZ'E GEÇEBİLENLER KAZANIYOR'
İlgi, destek, maddi rahatlık, cinsel uyum ortak zevkler gibi dinamiklerin, evliliğin olmazsa olmaz kriterleri olduğunu belirten Avukat Cansen Erdoğan, kilit noktayı şu cümlelerle açıklıyor:

"Evliliği ayakta tutan kilit kelime, ‘denge’ bence. Sadece evlilikte değil, tüm ilişkilerin mihenk taşı denge aslında. Bunun yanında sevgi, saygı, güven, hoşgörü geliyor arka arkaya. 'Ben’den 'biz’e geçebilenler kazanıyor, geçemeyenler eleniyor bu uzun yolculukta. Fedakarlık, evliliğin tuzu biberidir, zor ama çok da gereklidir."

BUNU YAPMAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELDEN SARSILMASI OLARAK KABUL EDİLİYOR
Sosyal medyanın popülerite ve işlevselliğinin artmasıyla birlikte neredeyse tüm istek ve ihtiyaçlarımızı bu sanal dünyadan karşılamaya başladık. Yaş, statü meslek grubu farketmeksizin hemen hemen tüm toplumlar bu dijital çağın birer parçası haline geldi.

Bu sanal evren, ilişkilerin yapısında da birtakım değişimler yarattı. Uzakları yakın eden sosyal medya, ilişkilerde olumlu gelişmeler yaratırken, partnerler arasındaki ilgi odağının yine aynı teknoloji sebebiyle başka yerlere kayması, evliliklerde yıkıcı etkiler meydana getirdi.

Bu anlamda, son dönemlerde boşanmaların artmasında sosyal medyanın rolü göze çarpıyor. Avukat Erdoğan, boşanmaya giden yolun 'kaldırım taşı' olarak nitelediği sosyal medyanın hukuki karşılığını şöyle özetliyor:

"İnternette çok vakit geçirilmesi nedeniyle çocuklarla ilgilenilmemesi, eşe yeterli ilgi gösterilmemesi, ev işlerinin yerine getirilmemesi, sanal mecrada eşin kendini bekar olarak göstermesi, karşı cinsten kişilerle konuşulup arkadaşlıktan öte davranışlar sergilenmesi gibi tutum ve hareketler, boşanma davası açılması durumunda boşanma nedeni olarak öne sürülebiliyor. Hatta Yargıtay, sosyal medya paylaşımlarını, boşanma davasında TMK m. 166/I-II gereği boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelden sarsılması olarak kabul ediyor."

UZUN İLİŞKİ-KISA EVLİLİK SÜRECİNİN TEMELİNDEKİ SORUN NE?
Çoğumuz uzun köklü ilişkiler yaşamak ve bunu evlilikle taçlandırmak isteriz. Ancak süreç her zaman istediğimiz gibi sonuçlanmayabilir. Uzun ilişkilerden sonra yapılan evlilik, alışılmış bir ilişkinin sorumluluklar altında ezilen versiyonuna dönüşebiliyor.

Bu durum, ilişki boyunca tadılmış tüm heyecanların bitmesiyle evliliğin ömrünü kısaltıyor. Uzun ilişkide zaten evli gibi olan çiftler, evlenince yaşayacak yeni bir şey bulamadığında hayal kırıklığı yaşıyor.

Ayrıca, ilişkide yaşanan rahatlık, evliliğe gelindiğinde yerini hesap vermeye, görevleri yerine getirmeye, bireyselliğin kaybedilişine bırakırsa, boşanma neredeyse kaçınılmaz oluyor.

Evlilikte bireyselliğin önemine dikkat çeken Cansen Erdoğan, temeli sağlam olsa bile yıkılabilecek evliliklerin özelliklerinden bahsediyor:

"Uzun süren ilişki boyunca birlikte olduğu kişiye sevgisini göstermekten kaçınmayan, sürprizler yapan, ilgili ve şefkatli davranan kişiler, evlendikten sonra partnerini 'garantilediğini' düşünüyor. Ona eskisi kadar ilgi göstermiyor ve zamanla ondan uzaklaşıyor. Kendinizi iyi hissetmediğiniz, yalnız kalmak ve kimseyle görüşmek istemediğiniz zamanlardaki o yalnız kalma imkanı, evlilikle birlikte tarihe gömülüyor. Eşiniz, isteseniz de istemeseniz de artık hep yanınızda oluyor, sizinle uyuyor. Bu da aşka dayalı ilişkileri boğuyor, romantizmi öldürüyor. Evlilik de, temeli ne kadar sağlam olursa olsun ilk depremde dayansa da artçılarla birlikte eninde sonunda yıkılıyor."

MESLEĞİNİZ BOŞANMANIZA NEDEN OLABİLİR
Stres oranı yüksek meslekler, baskı altında çalışan kişilerin ilişkilerini olumsuz etkileyebiliyor. Düzensiz, uzun çalışma saatleri ve sık sık seyahat etmeyi gerektiren meslekler, çiftlerin birlikte vakit geçirmesini kısıtlayacağı için zamanla boşanma riskini artırıyor.

Ayrıca mali berlirsizlik, gelir dengesizliği ve maddi sıkıntılar da ilişkilerde ciddi olumsuzluklar yaratabiliyor.
Diğer yandan işine ve kariyerine öncelik veren partnerler, eşlerini ihmal edebileceği için önceliklerin uyumsuz olması boşanmaya götüren önemli sebepler arasında yer alıyor.

Her çiftin durumunun farklı olabileceğininin ve boşanma kararlarının birçok faktörün etkileşimiyle belirlenebileceğinin altını çizen Klinik Psikolog Derya Yalçınkaya, evliliği ayakta tutacak unsurlara ışık tutuyor:

- İletişim: Sağlıklı iletişim, çiftlerin duygularını ifade etmelerini, ihtiyaçlarını anlamalarını ve sorunları çözmelerini sağlar.
- Karşılıklı saygı ve empati: Eşler arasındaki saygı ve empati, ilişkiyi güçlendirir ve birbirlerini anlamalarına yardımcı olur.
- Ortak değerler ve hedefler: Benzer değerler ve hedeflere sahip olmak, çiftleri bir arada tutar ve ortak bir amaç doğrultusunda birlikte hareket etmelerini sağlar.

- Bağlılık ve güven: Karşılıklı bağlılık ve güven, ilişkinin temelini oluşturur ve çiftler arasındaki bağı kuvvetlendirir.
Esneklik ve uyum: Değişen yaşam koşullarına uyum sağlamak ve esnek olmak, çiftlerin birlikte büyümelerine ve gelişmelerine yardımcı olur.
- Problem çözme becerileri: Sorunları yapıcı bir şekilde çözebilme yeteneği, çiftlerin krizleri atlatmalarına ve ilişkilerini güçlendirmelerine yardımcı olur.
Esneklik ve uyum: Değişen yaşam koşullarına uyum sağlamak ve esnek olmak, çiftlerin birlikte büyümelerine ve gelişmelerine yardımcı olur.