Yapılan çalışmalarda Toprak ve Bereket Tanrıçası olarak bilinen Kibele heykeline rastladıklarını ifade eden Prof. Dr. Polat “Bu heykelcik mermerden yaklaşık otuz santim yüksekliği. Fakat tam olarak ne yazık ki korunmamış. Başı ve bazı uzuvları eksik durumda ama yine de bu eksikliğe rağmen onun bir Kibel heykeli olduğu çok net ortada. Çünkü tahta oturur vaziyette, bir kadın heykeli, tahtta, iki yanında aslan, kucağında da bir başka üçüncü aslan yer alıyor ve büyük ihtimalle sol tümpana olarak isimlendirdiğimiz bir def mevcutken sağ eli tam olarak korunmamış ama orada da büyük ihtimalle bir sunum kabı tutuyor olmalıydı.”
Bulunan Kibele heykelinin önemli olduğunun altını çizen Kazı Başkanı Prof. Dr. Gürcan Polat “Tabii çok eksiği var ama bizim için şu açıdan çok önemli. Çünkü İda Dağı'nın eteklerinde yer alıyoruz. İda bugün olduğu gibi antik dönem için de çok muhteşem bir güzellik. Tabii ki bu vahşi doğanın koruyucu bir tanrıçaya ihtiyacı var ki o görevi de burada Kibele İdean üstleniyor. Yani İda Dağlı Kibile üstleniyor. Antik kaynaklarda bu tanrıçaya ilişkin çeşitli tapınımlara dair bilgiler bize ulaşıyordu. Ancak ilk kez Kibele İdean’a ilişkin bir maddi kültür verisini biz Antandros'ta bulduk. Bu açıdan oldukça önemli” dedi.
Roma’nın kurucu atalarından Ayneas’ın yaptığı gemilerin Kazdağlarındaki ağaçlardan yapıldığının altını çizen Prof. Dr. Polat “ Tabii Kibele’nin bir diğer önemi de yine Ayneas efsanesiyle bağlantılı olarak karşımıza çıkıyor. Ayneas gemilerini yaptırmak üzere Antandros'a geldiğinde; Antandros'un arkasındaki Kibele kutsal koruluğundan Tanrıça Kibele keresteler kesme izni veriyor. Yaptığı gemilerin de korumasını üstleniyor. Bu açıdan da ortaya çıkardığımız bir buluntu ayrı bir öneme sahip” dedi.