Tam bir şifa bombası! Bilim insanları etkisini kanıtladı: Damarları genişletip kabızlığı önlüyor! Böbrek taşlarını takır takır kırıyor

Doğada yetişen çördük meyvesi, antimikrobiyal özellikleriyle sağlık açısından faydalı olup, fazla tüketildiğinde ise problemlere neden olabiliyor.Doç. Dr. Ebru Yabaş ve ekibi tarafından yapılan çalışmalar, bu meyvenin hem meyve kısmının hem de çekirdeğinin sağlık açısından önemli etkenler barındırdığını tespit etti. Doç. Dr. Yabaş, özellikle meyve ve çekirdek kısımlarının sulu ekstrelerinin saflaştırıldığında antimikrobiyal aktivitelerinin incelendiğini ve bu çalışmalarda önemli sonuçlar elde ettiklerini belirterek, ”Bu meyvenin belli miktarlarda tüketilmesini öneriyoruz. Çünkü içerdiği etken maddeler nedeniyle de bunların zararlı etkileri de ortaya çıkabilir. O yüzden de biz hızlı bir şekilde bunların doz çalışmalarına öncelik verdik” dedi. Doç.Dr. Ebru Yabaş, çördük meyvesinin şifa deposu olduğunu ifade ederek, ”Özellikle son yıllarda ekibimizle birlikte Sivas'ta yetişen türler ve endemik bitkiler üzerine çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Bu çalışmada özellikle Sivas'ta halk arasında çördük armudu veya ahlat meyvesi olarak da bilinen ve Sivas ikliminde yetişmeye uygun ve doğada kendiliğinden yetişen bir meyve türüdür. Biz yaptığımız çalışmada bu meyvenin hem meyve kısmını hem çekirdek kısmının sulu ekstratları üzerine çalıştık. Bu geçen etken maddelerin belirlenmesi, saflaştırılması ve karakterizasyonunu yaptık. Bunların üzerine antimikrobiyal aktivite İnceledik. Daha sonrasında gözlemledik ki meyve kısmında bu çözeltilerin bulaşıcı hastalıklara karşı koruyucu aktiviteleri vardır. Bunların özellikle belli dozlarda tüketildiğinde çok aktif özellik gösterdiğini gözlemledik. Yine çekirdek kısmını da sulu çözeltisine baktığımızda onunda enteresan bir şekilde bu bulaşıcı hastalıkların yan etkisine karşı yine iyileştirici etkisinin olduğunu gözlemledik. Bu haliyle biz bu meyveye aslında şifa deposu bir meyve diyebiliriz. dedi. Yabaş, şifa deposu olan bu meyvenin ölçülü tüketilmesi gerektiğini belirtip, Burada önemli olan doz miktarının ayarlanmasıdır. Çünkü içerdiği etken maddeleri bağlı olarak bu meyvenin belli miktarlarda ve belli dozlarda tüketildiği zaman aktif rol oynayacağını söyleyebiliriz. Bu kapsamda baktığımızda aslında hedefimiz bu meyveden elde ettiğimiz sulu fazının hem beslenme hem de takviye edici gıda olarak bir ürünün geliştirilmesiyle aslında iyileştirici etkisinin ortaya çıkmasını hedefliyoruz. Bu meyvenin belli miktarlarda tüketilmesini öneriyoruz. Çünkü içerdiği etken maddeler nedeniyle de bunların zararlı etkileri de ortaya çıkabilir. O yüzden de biz hızlı bir şekilde bunların doz çalışmalarına öncelik verdik. Bu meyvenin çekirdeğinin su fazına geçen etken maddelerinin bulaşıcı hastalıkların yan etkileri ortaya çıkabilir. Bu yan etkiler içerisinde özellikle ishal bulunabilir. Bunu da iyileştirici etkisinin olduğunu gözlemledik” şeklinde konuştu. Ahlat meyvesi, halk arasında yabani armut olarak da bilinen, doğada kendiliğinden yetişen bir meyvedir. Özellikle Anadolu’da doğal olarak yetişen bu meyve, besleyici ve şifalı özellikleriyle bilinmektedir. Ahlat, eski zamanlardan beri geleneksel tıpta kullanılır ve sağlık açısından birçok fayda sunar. İşte ahlat meyvesinin başlıca faydaları: Sindirim sistemi sağlığı için oldukça faydalıdır. Lif açısından zengin olan bu meyve, sindirimi kolaylaştırır, bağırsak hareketlerini düzenler ve kabızlık gibi sindirim sorunlarının önüne geçer. Aynı zamanda bağırsak sağlığını destekleyerek, mideyi rahatlatır ve şişkinlik gibi sorunların azalmasına yardımcı olur. Ahlat meyvesi, yüksek lif içeriği sayesinde tokluk hissi verir ve kilo kontrolüne yardımcı olabilir. Diyet lifi bakımından zengin olduğu için, sağlıklı bir bağırsak florasının korunmasını destekler ve metabolizmayı hızlandırabilir. Ayrıca kan şekeri seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olarak ani şeker yükselmelerinin önüne geçer. İçerdiği yüksek C vitamini ile bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücut direncini artırarak enfeksiyonlara karşı koruyucu bir rol oynar. Özellikle soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklara karşı vücudu savunur. Ayrıca antioksidanlar açısından zengin olan ahlat, hücrelerin serbest radikallere karşı korunmasını sağlar ve yaşlanma belirtilerini geciktirir. Ahlat meyvesi, güçlü antioksidanlar içerir. Antioksidanlar, vücutta oluşan serbest radikalleri etkisiz hale getirir ve hücre hasarını önleyerek yaşlanma sürecini yavaşlatır. Ayrıca kalp-damar hastalıkları, kanser gibi kronik hastalıkların riskini azaltmaya yardımcı olur. İdrar söktürücü (diüretik) özellikleri sayesinde vücuttaki fazla suyun atılmasına yardımcı olur. Bu özellik, böbreklerin daha sağlıklı çalışmasını sağlar ve ödem oluşumunu engeller. Aynı zamanda böbrek taşı oluşumunu önleyici etkileri olduğu bilinir. Ahlat meyvesi, içerdiği vitamin ve mineraller sayesinde cilt sağlığı üzerinde olumlu etkiler yaratır. C vitamini ve antioksidanlar, cildin daha parlak ve genç görünmesini sağlar. Ayrıca ahlatın anti-inflamatuar özellikleri, ciltteki iltihaplanmayı azaltabilir ve sivilce gibi cilt sorunlarına karşı koruma sağlayabilir. Kalp sağlığını koruyan bileşenler içerir. Potasyum açısından zengin olan ahlat, kan basıncını düzenler ve kalp krizi riskini azaltır. Lif ve antioksidan içeriğiyle damar tıkanıklığı riskini azaltarak kalp ve damar sağlığını destekler. Ahlat meyvesi, düşük glisemik indekse sahip olduğu için kan şekerini hızlı bir şekilde yükseltmez. Bu özelliğiyle diyabet hastaları için uygun bir meyve olabilir. Aynı zamanda lif içeriği sayesinde kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur. Şekerler ve vitaminler bakımından zengin olduğu için vücuda enerji verir. Günlük yaşamda yorgunluk hissini azaltır ve genel enerji seviyelerini artırır. Özellikle spor yapanlar ve yoğun tempoda çalışanlar için doğal bir enerji kaynağıdır.Ahlat meyvesi, doğadan gelen şifalı bir besin olarak sağlığımız üzerinde birçok olumlu etki sağlar. Sindirim sistemini desteklemesi, bağışıklığı güçlendirmesi, kalp sağlığını koruması gibi birçok faydasıyla düzenli olarak tüketilmesi gereken bir meyvedir. Geleneksel tıpta da yer bulmuş bu doğal meyve, sağlıklı yaşamın bir parçası olarak beslenme düzenine dahil edilebilir.