Tebareke Suresi Anlamı, Meali ve Diyanet Tefsiri (Mülk Suresinin Türkçe ve Arapça Okunuşu)

Mülk suresi, sıklıkla araştırılan surelerden biridir. Önemli surelerden biridir. Tebareke suresi olarak da geçen Mülk suresi genel olarak Allah Teâlâ’nın varlığı ve birliğini, azametini, evrendeki hükümranlığını, tek tanrı ve tek yaratıcı olduğunu, hayatın ve ölümün var ediliş amacını ve öldükten sonra dirilmeyi konu edinir. Surede ayrıca insanlığın ilâhî vahyin uyarıcılığına muhtaç olduğuna işaret edilmekte, bunu kabul etmeyenlerin karşılaşacakları kötü sonuçla ilgili uyarılar yapılmaktadır.. Posta.com.tr okuyucuları için Mülk Suresi Okunuşu (Türkçe ve Arapça) Mülk suresi Tefsiri, Meali, Fazileti ve anlamı hakkında detayları derledik.

Mülk Suresi Medine zamanında inmiş olan bir suredir. Mülk suresi Tebareke suresi olarak da bilinir ve 30 ayetten oluşmaktadır.
MÜLK SURESİ KONUSU
Tebareke suresi olarak geçen sure genel olarak Allah Teâlâ’nın varlığı ve birliğini, azametini, evrendeki hükümranlığını, tek tanrı ve tek yaratıcı olduğunu, hayatın ve ölümün var ediliş amacını ve öldükten sonra dirilmeyi konu edinmektedir. Sûrede ayrıca insanlığın ilâhî vahyin uyarıcılığına muhtaç olduğuna işaret edilmekte, bunu kabul etmeyenlerin karşılaşacakları kötü sonuçla ilgili uyarılar yapılmaktadır.

MÜLK (TEBAREKE) SURESİ OKUNUŞI (TÜRKÇE VE ARAPÇA)
Tebarekkeleziy biyedihil mulku ve huve ala kuli şey in kadir.
Elleziy helekal mevte vel hayate liyebluvekum eyyukum ahsenu amelen ve huvel aziyzul ğafuru.
Elleziy helaka seba semavatin tıbakan ma tera fiy halkurrahmani min tefavutin ferci ılbasare hel tera min futurin.
Summerci ılbasare kerreteyni yenkalib ileykel besaru hasien ve huve hasiyrun.
Ve lekad zeyyennessemaeddunya bimesabiyha vecealnaha rucumen lişşeyatıynı veatedna lehum azabesse ıyri.
Ve lilleziyne keferu birabbihim azabu cehenneme vebiselmasıyru.
İza ulku fiyha semiu leha şahiykan ve hiye tefuru.
Tekadu temeyyezu minelğayzı kullema ulkıye fiyha fevcun seelehum hazenetuha elem yetkum naziyrun.
Kalu bela kad caena naziyrun fekezzebna ve kulna manezzelellahü min şey in inentüm illa fiy dalalin kebiyrin.
Ve kalu lev kunna nesmeu ev nakılu ma kunna fiy ashabisseıyri.
Faterefu bizenbihim fesuhkan liashabisse iyri.
İnnelleziyne yahşevne rabbehun bilğaybı lehum mağfiretun ve ecrun kebiyrun.
Ve esirru kavlekun evicheru bihi innehu aliymun bizatissuduri.
Ela yalemu men haleka ve huvelletıyfulhabiyru.
Huvelleziy ceale lekumularda zelulen femşu fiy menakibiha vekulu min rizkıhı ve ileyhinnuşuru.
Emintum men fiyssemai en yursile aleykum hasıben fesetalemune keyfe neziyri.
Ve lekad kezzebilleziyne min kablihim fekeyhe kene nekiyri.
Evelem yerev ilettayri fevkahum saffatin ve yakbıdne ma yumsikuhunne illerrahmanu innehu bikulli şey in basıyrun.
Emmen hazelleiy huve cundunlekun yansurukum min dunirrahmani inilkafirune illa fiyğururin.
Emmen hazelleziy yerzukukum in emseke rizkahu belleccu fiy utuvvin ve nufurin.
Efemen yemşiy mukibben alavechihi ehda emmen yemşiy seviyyen alasıratın mustekıymın.
Kul huvelleziy enşekum veceale lekumussemae velebsare velefidete kaliylen ma teşkurune.
Kul huvelleziy zerekum fiyt ardı ve ileyhi tuhşerune.
Ve yekulune meta hazelvaduin kuntum sakikıyne.
Kul innemelılmu ındallahi ve innema ene neziyrun mubiynun.
Felemma revhu zulfeten siyet vucuhuylleziyne keferu ve kıyle hazelleziy kuntum bii tedeune.
Kul ereytun in ehlekeniyallahu vemen ıyev rahımena femen yuciyru kafiriyne min azabin eliymin.
Kul huverrahmanu amenna bihi ve aleyhi tevekkelna feseta lemune men huve fiydalalin mubiyn.
Kul ereytum in asbeha maukum ğavren femen yetiykum bimain meıynın.

MÜLK SURESİ TÜRKÇE MEALİ, ANLAMI
TEBAREKE SURESİ OKUNUŞU
1. Mutlak hükümranlık elinde olan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her şeye gücü yeter.
2. O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.
3. O ki, birbiri ile âhenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahmân olan Allah'ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?
4. Sonra gözünü, tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.
5. Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.
6. Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. O, ne kötü dönüştür!
7. Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.
8. Neredeyse cehennem öfkesinden çatlayacak! Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara: Size, (bu azap ile) korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi? diye sorarlar.
9. Onlar şöyle cevap verirler: Evet, doğrusu bize, (bu azap ile) korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz (onu) yalan saymış ve: Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz! demiştik.
10. Ve: Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, (şimdi) şu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmazdık! diye ilâve ederler.
11. Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık (Allah'ın rahmetinden) uzak olsun, o alevli cehennemin mahkûmları!
12. Fakat daha görmeden Rablerinden (azabından) korkanlara gelince, onlar için gerçekten hem bağışlanma hem de büyük mükâfat vardır.
13. Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki O, kalplerin içindekini bilmektedir.
14. Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.
15. Yeryüzünü size boyun eğdiren O'dur. Şu halde yerin omuzlarında (üzerinde) dolaşın ve Allah'ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O'nadır.
16. Gökte olanın, sizi yere batırıvermeyeceğinden emin misiniz? O zaman yer sarsıldıkça sarsılır.
17. Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran (bir fırtına) göndermeyeceğinden emin misiniz? İşte (bu) tehdidimin ne demek olduğunu yakında bileceksiniz!
18. Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu) yalan saymışlardı; ama benim karşılık olarak verdiğim azap nasıl olmuştu!
19. Üstlerinde kanatlarını aça-kapata uçan kuşları (hiç) görmediler mi? Onları (havada) rahmân olan Allah'tan başkası tutmuyor. Şüphesiz O her şeyi görmektedir.
20. Rahmân olan Allah'a karşı şu size yardım edecek askerleriniz hani kimlerdir? İnkârcılar ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadırlar.
21. Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verebilecek olan kimdir? Hayır, onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar.
22. Şimdi (düşünün bakalım), yüz üstü kapanarak yürüyen mi (varılacak) yere daha iyi erişir, yoksa doğru yolda düzgün yürüyen mi?
23. (Resûlüm!) De ki: Sizi yaratan, size işitme duyusu, gözler ve kalpler veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz!
24. De ki: Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan O'dur; ancak O'nun huzuruna gelip toplanacaksınız.
25. "Doğru sözlü iseniz (söyleyin), bu tehdit hani ne zaman (gerçekleşecek)?" derler.
26. De ki: O bilgi, ancak Allah'a mahsustur. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.
27. Ama onu (azabı) yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kararacak ve (kendilerine): İşte sizin isteyip durduğunuz budur! denecektir.
28. De ki: Allah beni ve beraberimdekileri (sizin istediğiniz üzere) yok etse veya (öyle olmayıp da) bizi esirgese, (söyleyin bakalım) inkârcıları yakıcı azaptan kurtaracak kimdir?
29. De ki: (Sizi imana davet ettiğimiz) O (Allah) çok esirgeyicidir; biz O'na iman etmiş ve sırf O'na güvenip dayanmışızdır. Siz kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!
30. De ki: Suyunuz çekiliverse, söyleyin bakalım, size kim bir akar su getirebilir?

MÜLK SURESİ ANLAMI
Mülk (Tebareke) suresi anlamı şöyledir. Mutlak olan Allah aşkıdır ve onun gücü her şeye yeter. Hanginizin iyi ve kötü olduğunu denetlemek için her şeyi yaratan O'dur. Yedi göğü birbiri ile uyum içinde yarattı. Bak herhangi bir bozukluk var mı? Sonra gözünü tekrar aç ve bak kusur bulamayacaksın. Gerçek şu ki göğü kandiller ile süsledik. Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Oraya atıldıkları zaman kaynarken çıkan sesi duyarlar. Cehenneme atılan herkes için zebaniler 'sizin için bir uyarıcı gelmemiş miydi' derler. Onlar ise 'evet gelmişti fakat biz inanmamıştık' derler. Şayet bunları dinlemiş olsaydık şu an cehennemde olmazdık. Böylece günahları affedilmiş olur ve artık alevden kurtulurlar. Görmeden rabbine inananlar için ise büyük ödül vardır. Yaradan onları bilmez olur mu? Dünyaya bakarak her şeyi mükemmel olduğunu bilmek mümkündür. Allah sizi yaratırken göz ve kalp verdi. Ne kadar az şükrediyorsunuz. Sadece gelip onun huzurunda toplanacaksınız. O rahmandır ve ona iman etmiş ona güvenmiş olanlar düpedüz sapkınlık içinde olanlardan farklıdır.

MÜLK SURESİ TEFSİRİ VE FAZİLETİ
MÜLK SURESİ FAZİLETİ
Hz. Peygamber, Mülk sûresinin onu okuyanları kabir azabından koruyacağını ifade buyurmuşlar (Tirmizî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 9; Şevkânî, V, 296), bu sebeple cenazelerin ardından bu sûrenin okunması âdet olmuş, yaygınlık kazanmıştır. Bu hadisi, “sûreyi okuyup amel edenlerin, kabir azabını gerektiren günahlardan uzak duracağı ve böylece azaptan kurtulacağı” şeklinde anlamak da mümkündür.
MÜLK SURESİ TEFSİRİ
Sûrenin özeti mahiyetinde olan bu âyetlerin ilkinde Allah’ın yüceliği, kudreti, evrendeki hükümranlığı ve her şeyin kendisinin kudret elinde olduğu, evrende istediği gibi tasarrufta bulunabileceği ifade edilmiş, sonraki âyetlerde ise O’nun kudretinin eserlerinden örnekler verilmiştir 2. âyet yüce Allah’ın kudret ve tasarrufunu en açık bir şekilde gösteren delilleri içermekte; Allah’ın, dünyada insanların güzel işler yapma hususunda birbirleriyle rekabet etmelerini sağlamak, kimlerin kendi emir ve yasaklarına uyarak daha güzel işler yapacağını ortaya çıkarmak için hayatı ve ölümü yarattığını bildirmektedir. Aynı âyette önce ölüm, sonra hayat geçtiği için burada “ölüm” kavramıyla, hayattan önceki cansızlık halinin mi yoksa dünya hayatının sona ermesi ve âhiret hayatına geçiş halinin mi kastedildiği hususunda farklı görüşler vardır. Bir kısım müfessirler âyetteki sıralamayı dikkate alarak ölümden maksadın dünya hayatından âhiret hayatına geçiş hali, hayattan maksadın ise âhiret hayatı olduğunu söylemişlerdir (Râzî, XXX, 55; Elmalılı, VII, 5159). İkinci grup ise ölümle dünya hayatından âhiret hayatına geçiş halinin, hayatla da dünya hayatının kastedildiği kanaatindedir (Zemahşerî, IV, 134); bizim tercihimiz de budur. Zira hayat da ölüm de imtihan için yaratılmıştır; imtihan yeri ise âhiret değil dünyadır. Her ikisinin de bu dünyada olması amaca daha uygun görünmektedir. Hayat ölümden önce olduğu halde âyette sonra gelmesi ise çeşitli şekillerde yorumlanmıştır (bk. Râzî, XXX, 55; Ateş, IX, 526-527). Dikkat çekici bir yoruma göre eşyada aslolan yokluk olduğu, varlık ve hayat sonradan verildiği için âyette ölüm önce gelmiştir (Şevkânî, V, 297). Bizce de isabetli olan diğer bir yoruma göre ölüm insanlara hayatın sorumluluğunu hatırlattığı, onları iyi işler yapmaya teşvik ettiği ve bir uyarıcı olduğu, nihayet insanda “imtihan” sorumluluğunu daha canlı tuttuğu için âyette ölüm önce zikredilmiştir. Nitekim hayat bir hayırlı faaliyetler alanı, ölüm ise bu faaliyetlerin karşılığının verileceği ebedî varlık sahnesine geçişi sağlayan dönüm noktası, Hz. Peygamber’in de belirttiği gibi bir uyarıcıdır (bk. Râzî, XXX, 55). İfadenin akışına ve lafız güzelliğine daha uygun olduğu için “mevt” (ölüm) kelimesinin önce geldiği de düşünülebilir.

MÜLK SURESI TEVSİRİ
3-4. âyetlerde evrenin eksiksiz-kusursuz yaratılışına, mükemmel işleyişine ve düzenine dikkat çekilmekte, böylece bu muhteşem varlık düzeninin bir tesadüfle meydana gelmiş olamayacağı ve devam edemeyeceği; bunun ancak üstün bir ilim, irade ve kudret sahibinin yaratması ve yönetmesiyle mümkün olduğu belirtilmektedir (yedi göğün anlamı hakkında bk. Bakara 2/29).
Meâlde “Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak” diye tercüme ettiğimiz cümlenin lafzî karşılığı, “Sonra gözünü iki kez daha çevir de bak” şeklindedir. Ancak bu ibare çokluktan kinaye olup sayı olarak iki defayı değil, defalarca bakmayı ifade eder (bk. İbn Âşûr, XXIX, 19-20).
Yıldızlarla donatılmış gibi bir görüntü verdiği için gökyüzünün kandillerle süslenmesinden söz edilmiş, yıldızlar geceleyin kandil gibi ışık saçtıklarından onlara mecaz olarak “kandiller” (mesâbîh, tekili: misbâh) denilmiştir (Taberî, XXIX, 3). Yıldızlarla şeytanların taşlanmasından maksat ise göklerdeki meleklerin konuşmalarını dinleyip onlardan bilgi sızdırmak için kulak hırsızlığı yapmak isteyen şeytanların bu yıldızlardan çıkan parlak ışıklarla, bir tür ateş toplarıyla engellenmesidir. Bu ve benzeri âyetlerle ilgili olarak klasik tefsirlerde ayrıntılı yorumlar bulunmakla birlikte müteşâbihattan olan bu tür âyetlerin anlamları hakkında zamana, şartlara, bilimsel verilere göre farklı görüşler ileri sürmek mümkündür. Ayrıca gayb konularına giren âyetlerin yorumunda iddialı olmamak gerekir. Çünkü gayb âleminin mahiyetini Allah’tan başka kimse bilemez; biz gayb bilgilerine sadece inanırız (gökyüzünün yıldızlarla süslenmesi ve bunlarla şeytanların taşlanması konusunda bilgi için bk. Hicr 15/16-18; Sâffât 37/6-10). “Taşlanma” şeklinde çevirdiğimiz rücûm kelimesi “sağlam bir bilgiye dayanmadan konuşmak, kafadan atmak” mânasına da geldiği için âyete, “insan ve cin şeytanlarının yıldızlara bakarak aslı faslı olmayan şeyler söylemeleri” mânası da verilmiştir (Şevkânî, V, 299).
