Ferdi Tayfur ve Necla Nazır'ın kızları Tuğçe Tayfur, eski nişanlısı Burak Kalfa ile sorunları konuşulurken sürpriz bir şekilde Muhammet Aydın'la nikah masasına oturmuştu. 2. Sayfa programına konuk olan çift, özel hayatlarıyla ilgili dikkat çeken açıklamalar yapmıştı. Tayfur, eski eşi Taner Şafak ile evliliğinden olan oğlu Efe hakkında konuşarak; oğlunun yeni eşine baba dediğinden ve biyolojik babasının evine gittiğinde yaşadığı travmalardan bahsetmişti. Bu iddiaların ardından Şafak programa telefonla bağlanarak; Travmatik bir hayat yaşayan ben değilim, oğlumun annesidir. Çarpık ilişkiler yaşayan ben değilim diye konuşmuştu.. Tayfur ise bir açıklama yayınlayarak; Çocuğumun magazinin göbeğine atılmasına asla izin vermeyeceğim. Bir problemi olan varsa devlet orada, mahkeme orada, hukuk orada diye yazmış ve şöyle devam etmişti: Bu zamana kadar açmadın açmadın, eşimin parası tatlı geldi sanırım. Hiç sorun yok, cumadan pazara 'Karımla vakit geçirmem gerekiyor, ben her hafta sonu alamam' dediğin çocuk için velayet davası açmanı bekliyorum. Dört bir yandan kuşatılmış şehir gibiyim, kim nereden saldıracağını şaşırdı. Neyse, Allah sevdiği kullarına imtihanlar verirmiş, öptük başımıza koyduk. Gündemden düşmeyen bu olayların ardından 14 Ağustos'ta dünyaevine giren Tuğçe Tayfur ile Muhammet Aydın'dan müjdeli haber geldi. Ünlü çift, sosyal medyadan yaptıkları bir paylaşımla bebek beklediklerini duyurdu. Elinde ultrason fotoğrafı tuttuğu bir kareyi 1.2 milyon takipçisi bulunan Instagram sayfasından yayınlayan Tayfur'a; takipçilerinden tebrik mesajları yağdı. Ferdi Tayfur ve Necla Nazır'ın kızı Tuğçe Tayfur'un Sivas'ta gerçekleşen nikahına katılmamaları gündeme gelmişti. Tuğçe Tayfur, anne ve babasının bu evliliğe sıcak bakmadığı iddialarına Anne ve babamın rızası vardı diyerek cevap vermişti. Tuğçe Tayfur ile Muhammet Aydın'ın evliliklerinin sahte olduğu iddia edilmiş Tayfur, şu cevabı vermişti:Kendini bilmez fake hesaplar evliliğimizin sahte olduğunu yazıyormuş bazı magazin profillerine... Ben çok kötü günler geçirdim, evet... Bu günleri tek başıma atlatmak için de elimden geleni yaptım, iş başka boyuta evrilinceye kadar. Kötü günlerime ailem şahit oldu. Manevi olarak kayboluyordum yavaş yavaş... İnandığım ne varsa gidiyodu elimden... Güçlü durmaya çalıştıkça üstüme karabasan gibi geliyodu bana yaşatılanlar... Namazlarımı bile aksatmaya başlamıştım. Derken Muhammet'im çıktı karşıma, sanki Allah 'tamam bitti sınavın' der gibi gönderdi onu bana... İkimizin de kalbine öyle masum, öyle içten sıcaklık verdi işte... Sonra tabiri caizse dağ gibi durdu yanımda, yaşatılan şeylere şahit oldukça daha da sarıldı bana ve ailemden bir parça oldu. Allah ilmek ilmek işledi bizi birbirimize.