Şehidin dayısının oğlu Hasan İbişoğlu ise, “Biz kardeş gibi büyüdük. Çok acele ederdi. Dolu dolu yaşamak isterdi. Bir dakikasını boş bırakmazdı. Hemen organize olur, bir şeyler yapar, güzel vakit geçirirdik. Hep derdim, neden bu kadar acele ediyorsun diye. Sanki kısıtlı vaktinin olduğunu bilir gibiydi. Bizim sülalemizde hiç şehidimiz yok. Lafı olurdu bazen, ‘Neden şehidimiz bizim yok’ dedim. O da omzuma vurarak usul usul ‘Belki ben olurum şehit’ derdi. 'Sus' derdim. Daha yolun başındayız. O bizim kardeşimizdi. En son Şubat ayının 15’inde görüştük. Trabzon’a gelmişti. Yayladan fotoğraf atıyordu ‘Kar var, gelin oynayalım’ diye. Yarım metre karda top oynamak isterdi. Yetişemezdik onun hızına, enerjisine” şeklinde konuştu.
Yüzbaşı Burak Gençcelep düşen uçakta şehit olmuştu Yürek yakan detay: Anne bugün gelme demiş
‘KENDİNİ KURTARAMADI’
Şehidin kuzeni Recep Gökhan Gençcelep de “Biz yayla çocuğuyuz. Askere gitmeye karar verdiği zaman bisikletleri, ipleri alıp yaylaya kamp yapmaya gitmiştik. Çok başarılı. O bir kahramandı. Konya’ya Burak’ın naaşını almaya gittiğimizde arkadaşları anlattı. Dört kişi uçuyorlarmış. Arıza diye uyarınca telsizden arkasındaki uçak ayrılmış yanından hemen. Önce onun hayatını kurtardı. Daha sonra yerleşim alanına uçak düşmesin diye uçağın yönünü değiştirdi ve uçaktan güvenli bir şekilde paraşütle atlamaya fırsatı olmadı. O kadar canı kurtardı ama kendini kurtaramadı. Belki de 10 saniyesi daha olsaydı şu anda aramızda olacaktı. Vatan sağ olsun” dedi.